BİR İNSAN NE SÖYLER, NE YAPAR?

BİR İNSAN NE SÖYLER, NE YAPAR?

 

 

“Dönem kızgın demiri soğutma, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemidir.”

                                                                                        Recep Tayyip Erdoğan

 

Siyasilerin seçimlerde onlarca söyledikleri ağır sözler, halkın gerilmesine, insanların birbirlerine tahammül edememelerine ve demokrasinin gelişmesine engel teşkil etmektedir. Bu kutuplaşmalar kin ve nefreti körükleyerek insanların düşmanlaşmasına, giderek ayrışmanın kalıcı hale gelmesine neden olmaktadır.

Aslına bakarsanız, muhalefet ayrıştırmayı körüklemesi, kışkırtması gerekirken bunu iktidarın yapması bir tezat oluşturmaktadır!

 

Son yerel seçimlerde söylenen, “İllet, zillet, Fetö’cü, PKK’lı” v.b. gibi söylemler, ağza alınmayacak hakaretlerin anlaşılır bir şey olmadığı gibi tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanının ve bakanların taraf olarak ayrışmayı kışkırtması toplumda bir yıkımın başlangıcı olması açısından dikkatle sosyolojik açıdan incelenmeye değer bir durumdur.

 

Yerel seçimlerde İktidarın ve ortağı MHP’nin ‘Beka’ sorunu olduğunu dile getirmesi, bu söylemin içinin doldurulamaması ters teptiği gibi ‘Beka’ söyleminin kimin ‘Bekası’ sorusunu sormamıza neden olmaktadır. Tabi ki; bir ülkenin ‘Beka’ sorunu tümümüzü ilgilendirir ve siyaset üstüdür. Dolayısıyla yerel seçimlerin bir ‘Beka’ sorunu olduğunu söylemek içi boş bir söylemden öteye gitmemiştir.

 

Ülkenin ağırlaşan ekonomik sorunlarının bir türlü çözülememesi, işsizliğin artması, tarım üretiminin dibe vurması, sanayinin gerilemesi bizim için bir ‘Beka’ sorunu olmaya devam ediyor. Tabii bu ekonomik sorunların çözülememesi üretime dayalı olmayan bir politikanın izlenmesi ve kaynakların boşa harcanmasının bir göstergesidir.

 

Ülkenin tüm gelir getiren kurumlarını, fabrikalarını özelleştireceksiniz ya da halkın deyimiyle yandaşlara, yabancılara peşkeş çekeceksiniz, vergilerimizi çarçur edeceksiniz, demagojiyle  (lafebeliği) kendi hatalarınızı muhalefete yükleyeceksiniz, sonrada seçimleri kaybedince, “Dönem, kızgın demiri soğutma, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi perçinleme dönemidir.” Diyeceksiniz. Gerçi bu söyleme canı gönülden katıldığımı söylemekle beraber, bir söyleme bakıyorum, birde söyleyene bakıyorum bana hiç de inandırıcı gelmiyor. Çünkü bu güne kadar “Kızgın demiri” kim kızdırdı, iktidarda kalacağım diye topluma kin-nefret tohumlarını kim ekti diye sormadan geçemiyorum.  Ayrıca bu sözleri söyledikten bir gün sonra bir cenaze töreninde İstanbul Büyük Şehir Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun iki yanında duran kişin elini sıkıp, Ekrem İmamoğlu’nun elini sıkmamanız, “Dönem kıgın demiri soğutma, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi perçinleme dönemidir.” Söyleminizin bomboş olduğunu, kininizin devam ettiğinin bir göstergesidir ki; aynen balkon konuşmalarınızın arkasından izlediğiniz politikalar da olduğu gibi.

 

Mevlana’nın, “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” sözünü çok beğeniyorum!

 

Bir insan ne söyler, ne yapar, kendine yapar.

 

Saygılarımla.

 

Kemal Gürbüz

Şair-Yazar, Devlet Sanatçısı

20.04.2019            

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI