YANGIN!

YANGIN!

 

Dağlar, taşlar, ağaçlar, çanlılar ve endemik bitkiler vb. gibi, tüm var olan ciğerlerimiz yandı. İnsanlarımız, ülkenin birçok ilinden itfaiyeciler, tatilciler, kısacası eli kazma kürek tutan tüm vatandaşların çabası takdire şayan bir şeydi, hepsini kutluyorum.

 

Yangında çaba göstermeyen, yangını söndürmek için kılını kıpırdatmayan, sorumluluktan kaçan, aslında kimin sorumlu olduğunu da pek bilemediğimiz (üç-dört bakan), kısacası başka ülkede bir yangın varmış da; onu seyrediyor gibi seyreden bir Orman Bakanımız ve iktidarla karşı karşıyayız. Bakın, orman işçilerini, çalışanlarını değil, Bilakis o kurumun başında oturan sorumlulardan bahsediyorum. Tüm orman emekçilerine teşekkür ediyorum.

 

"Şu anda çakmak yaksalar haberimiz var, yakalıyoruz. Acayip başarılıyız. Alev parlamadan müdahale ediyoruz." Diyen Tarım Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, resmen bizimle alay ediyor. Ringde durmadan yumruk-dayak yiyen boksörün koçu gibi, "Aslanım adamı mahvettin, adam yenildi yenilecek biraz daha gayret, nakavt olacak" diyen birine benziyor. Ormanlar yanmış kül olmuş, insanlar ölmüş, tüm canlılar yok olmuş, onca ağaç, endemik bitki yanmış, Tarım Orman Bakanı Pakdemirli, "Acayip başarılıyız" diyebiliyor.

 

Tarım Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu oturmuşlar kaç yangın çıktı, kaç yangın söndürüldü vb. gibi açıklamalar yapıyorlar. Bu açıklamalarının biri bir şey diyor, öbür bakanlar bir şey diyor, velhasıl hiçbiri cevizin kabuğunu dolduracak bir şey demeden çekip gidiyorlar. Onların anlattıklarını zaten sabah akşam basından izliyoruz. Bakanların, AKP'li milletvekillerinin helikopterlerle arazi üzerinde tur atıp boş konuşmalarına gerek var mıydı? Hele hele Tarım Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin, "Yangını belediyeler çıkardı" demesi, en hafif deyimle basiretsizliktir. Bu ifade toplumu birbirine düşürme, bölme, kin-nefret duygusunu körüklemektir. Onlarca danışmanı olan bir bakanın bu sözü söylemesi acıdır, düşündürücüdür.

 

Ülke yönetilemiyor! Ormanlar yandı, müdahale zamanında yapılmadığı için ormanlarda yangın büyüdü ve çoğu yerde yanacak yer kalmadığı için kendi kendine söndü. Yönetilemediğinin bir başka boyutu, "Help Türkey" ve "Yangın söndürecek uçaklar, helikopterler nerede?" diyenlere soruşturma açılmasıdır. Rütük'ün yangını göstermeyin yazısını televizyonlara göndermesi, ceza ile tehdit etmesi, sansür uygulamaya kalkması suçtur.

 

Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yangın yerinde vatandaşa çay atması ayrı bir ayıp, sorumsuzluktur! İnsanları aşağılamanın bir yolu olan bu davranış o makama yakışmamıştır. Selden etkilenen vatandaşa, yangından etkilenen vatandaşa çay atmak bu insanlarla alay etmektir!

 

Yazılacak daha çok şey var ama biz, "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim" Nazım Hikmet Ran'ın sözleriyle bitirelim. Sağlıcakla, akıl sağlığıyla kalın.

 

Saygılarımla.

 

Kemal Gürbüz

Şair, Yazar-Devlet Sanatçısı

11.08.2021  

 

      

YAZARIN DİĞER YAZILARI