EĞİTİM FELSEFELERİDİR İNSANLARI BU GÜNE TAŞIYAN
Tüm istemlerin, yaklaşımların hataları olabilir ama yanlışlığı kaldıramayan tek anlayış eğitime bakıştır dünyada .Asla hata kabul etmeyen tek anlayış budur. Olmazsa değiştiririz denilemeyen tek anlayış eğitime olan bakıştır.
İnsanlığın yaşadığı sorunlar, bir yerlerden dikte ettirilmiş ve “siz bunları yaşayacaksınız” diye önceden çizilmiş değildir. İster gelişmiş ister gelişmemiş toplumların sorunları aldıkları eğitimin sonucudur. İnsanlık adına uygarlık bir düzey yaratılmıştır ki eğitimin bir ürünüdür. Aynı şekilde bu düzeye olan mesafelerin tümü de eğitime bağlı olarak oluşur. Uygarlık denilen düzey insanlığın bilimde ,sanatta hukukta ulaştığı noktaya verilen bir isimdir. Bu nokta durak değil öteleri gösteren bir işarettir. Bu öteleri getirecek olan ise eğitim anlayışlarıdır.
Her toplumun kendine uygun eğitim anlayışı vardır. Olmak zorundadır dır da. Çünkü toplumu meydana getiren insandır. Bu insanı o toplumu meydana getirecek şekilde yetiştirmek zorundadır her toplum. Yani toplumu toplum yapacak olan oradaki insanlardır. Bu insanların da buna göre yetiştirilmesi gerekir. Toplumu besleyecek olan. Geliştirecek olan var olmasını sağlayacak olan ise insandır.Bu insan da kendiliğinden oluşmayacaktır. Onu ancak öyle yetiştirirseniz topluma istenen varlık koşullarını sunmuş olursunuz. Onun için eğitimin ilk tanımı topluma uygun yetiştirme işidir eğitim denilen.
Siyasal sistemlere baktığımız zaman hepsinin eğitim anlayışı kendi sistemine en uygun düşecek insan modellerini yaratmak üstüne dayanır. Bu sistemin ada ne olursa olsun sisteme en uygun insana yaratmak eğitimle mümkündür. Faşist bir toplumun eğitimi faşizmin istediği insanı yetiştirmek üzerine kurulur. Sosyalist sistemin eğitimi elbette aynı olamayacaktır. Kapitalizim, tüm dikta yönetimleri, teokratik toplumların eğitimi kendisine en uygun düşecek insan modelini yaratmayı öngörür.
Cumhuriyet bu sistemlerden farklı bir insan modeli yaratmak için eğitim felsefesin
fikri hür,irfanı hür,vicdanı hür öngörüsüne dayandırmıştı. Ancak bu öngörüyle yetiştirilmiş insanlar uygarlık denilen düzeyi yaratabilir ve aşabilir. Dünyanın bu günkü görüntüsüne baktığımız zaman bu anlayıştan uzak duran toplumların hem kendileri hem insanlık için büyük sorunlar
yaratmışlardır.
Hele son yıllara damgasını vuran bizdeki anlayış dindar ve kindar yetiştirmek anlayışı hem kendi toplumları için hem de insanlık için ne kadar büyük sorunlar ürettiği ortadadır. Bırakın uygarlığı yalamak birnoktasına bile yaklaşmak mümkün değildir bu anlayışla dayatılan eğitimde. Hele bu öngörüyle yetiştirilen insanlardan demokrasi hukuk beklemek asla mümkün değildir. Nitekim eğitimlerini bu temele dayandırmış tüm Müslüman ülkelerde demokrasinin olmayışını tüm dünya görüyor ve kabul ediyor.