EKONOMİK KRİZLER ÖNENEMEZ AMA EN AZ HASARLA ATLATILABİLİR

 

             EKONOMİK KRİZLER ÖNENEMEZ AMA EN AZ HASARLA ATLATILABİLİR

1929  da  Dünya büyük bir ekonomik krize sürüklenmişti. Sanayileşme hamlesini hızlandırmış ,geliştirmiş toplumlar bu krizden tarım toplumlarından daha fazla etkilenmişti.Bu toplumlar sanayi ürünlerini bolca satarak  bu krizi aşamazdı.Çünkü bu ürünleri alabileceklerin sayısı,pazarı artmamıştı.İnsanlar önce var olma koşullarını sürdürebilmek   için öncelikli beslenme sorunlarını düşünmek zorundadır.Temel ihtiyaç maddesini karşılayamayan insan ve toplumların ne araba düşünceleri ne da teknik araç gereç beklentileri olacaktır.Aç  insanların ilk düşünceleri beslenme olacaktır elbet.

   Kapitalizm  sanayıi toplumlarının bunalımların ötelemek için en son çare olarak savaşı üretir.Çün kü başka seçeneği yoktur.Türkiye bu büyük buhranı sanayileşme sürecinin başlangıcında ve tarım toplumunu yaratma sürecinde yaşadı  .Beslenme gibi ihtiyaç maddelerini kendisi üretmeye geçmişti.Dışarıdan  beslenme maddelerini almak zorunda kalmamıştı.Bu da çok büyük bir dayanabilme gücü veriyordu topluma.O zamanın koşullarında  tarımda kendine yetebilen ülkeler arasına bile giriyordu.Buğday almıyordu  Soğan patates için para bulmak zorunda değildi  Çünkü tüm ekonomik krizler satabilecek malın varsa, özellikle tarım ürünlerini dışarıdan almak zorunda değilsen atlatılabilir.Temel beslenme maddeleri sende varsa bunlar için başkalarına bağlı olmazsın.Belki bu seni lüks içinde yaşatmaya yetmez ama varlığını sürdürmeni sağlayacaktır.Satacak otoların çok olursa  bile kendini krizlerden kurtarmana yetmez bu..Satacak teknik araç ve gereçlerin olması seni açlıktan korumaz ama buğdayın pancarın etin sütün olursa kendini kurtarabilirsin elbet.

   Emperyalistler bu gerçeği bildikleri için özelleştirme diye bir dayatmayı getirdiler dünyaya.Adına da küreselleşme dediler bu projelerinin..Bu projelerini dayatırken de  “Siz pahalı üretiyorsunuz gelin biz size daha ucuza verelim üretmekten vazgeçin” diye bir masalla çıktılar karşı sına toplumların..Tüm tarım ürünleri için söylediler bu yalanı .özellikle şekeri işleyerek dediler ki:Dışarıdan almak daha ucuza geliyorsa neden palı üretesiniz.O zaman için de dışarıdan şeker alımını teşvik için içerideki fiyatların yarısına şeker satmaya bile başladılar.İçerideki üretimi yok etmek için sürekli bu yalanları söylediler

Bu yalanları söyletmek için çok önemli kişilere elbette rüşvetler bile verildi.O zaman IMF denilen kuruluş bir elemanı danyada bu açıklamayı yapmıştı..Demişti ki bu adam.özelleştirmeyi savunsunlar diye ülkelerin önde gelen gazetelerini ,politikacılarına yurt dışında çeşitli bankalarda hesaplar açılıyordu Yani özelleştirme yalanlarını kullansınlar diye veriliyordu bu rüşvetler

  ışarıdan almak daha ucuz diyerek kandırılan halklar sonuçta bu projenin kurbanı oluyordu.Özellikle Türkiye bu projenin meyvelerini şimdi vermeye başlıyordu.soğanın bile on liraya patates gibi saman gibi ürünlerin dışarıdan alınmak zorunda olduğunu yaşıyoruz bu gün.

    İşte dışarıdan almak daha ucuz diye yok edilen ekonomimiz b gün bir büyük krizi yaşamaktan kurtulamıyor.Hadi bakılım şimdi dışarıdan almak daha ucuz olan ihtiyaç maddelerini hep birlikte alalım mı..

  Ey özelleştirmenin şakşakçıları.Bu gün çocuklarınıza anlatınız bu gerçeği.Siz özelleştirmeleri bu günün Türkiye  koşulları yaşansın diye mi alkışladınız?

Siz özelleştirmeyi yapan partilerinizi bu günün soğanı bu noktaya gelsin diye mi oy verdiniz?

   Anlatınız çocuklarınıza ve torunlarınıza onlara emanet ettiğiniz bu günün koşullarını nasıl savunmuştunuz o zamanları?

    Yoksa siz de mi ilgili bir kişi gibi “paramız var ki saman alabiliyoruz” diye  düşünenlerden misiniz?

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI