HANGİ BİLGİ ANLAYIŞIYLA BAKILIYOR VARLIK VE OLAYLARA
İnsanların varlık ve olaylara bakış açıları vardır. Bu açının dayandığı bir bilgi anlayışları bulunur.Bu bilgilerin de çeşitli özellikleri vardır.Felsefe bu konuyu işler bu bilgilerin nasıl ortaya çıktığını ve özelliklerinin ne olduğunu açıklar.Çünkü sahip olunan bilgilerin hepsi aynı şekilde kazanılmıyor.Yani kaynakları aynı değildir.Aynı zamanda bu bilgilerin özellikleri de farklıdır.Örneğin inanlarla kazınılmış bilgiler vardır.Yaşam sürecinde deneylerimizle kazandığımız bilgiler vardır.Bilimsel dediğimiz bilgilerimiz vardır.sanatla ilgili bilgilerimiz vardır.Bilimsel dediğimiz bilgilerimiz vardır. Bu bilgilerin hepsi aynı şekilde kazanılmaz.hepsi de aynı özellikleri taşımaz.
Bilgilerin farklılıklarından dolayıdır ki insanların aralarında çok farklı görüşler ve anlayışlar oluşur.Aynı konuda farklı ve hatta birbirine zıt görüşlerin oluşmasının nedeni işte bu farklılıklardır.Yakın geçmişte bir anlayış şekli bale sanatını müstehcen olarak göstermek istemişti.Baleyi müstehcen sayan zihniyet acaba hiç yağlı güreş seyretti mi?Bu açıdan bakarsanız hangisinin daha müstehcen sayılması gerektiğini düşünebilirsiniz?Bir ülkede bir zihniyet yüzlerce yıllık bir kultürün sembollerini nasıl yok etmişti? Tarihi heykellerin orasını -burasını kıran veya koparan anlayış hangi bakış açısıyla bakıyor bu sanat eserlerine?
Bakış açılarını oluşturan nedir/insanların sahip oldukları bilgi anlayışlarıdır.Bu gün dünya müzelerini üsleyen eserlerin pek çoğu Anadoludan kaçırılmıştır.Hatta bunların kaçırılmasına yardım bile edilmiştir Osmanlının kimi yöneticilerince.Çünkü bunların bir sanat eseri olduğu bilgisi oluşmamıştı o kişilerde.Hatta taşları yurt dışına götüren yabancılarla alay bile edilmiştir. Çünkü sanat nedir sanat bilgisi nedir.bunun toplum için önemi nedir türünden bilgiler oluşmamıştı henüz bu toplumda.Okullarda bununla ilgili bir eğitim bile verilmemişti.Bizdeki sanatla ilgili eğitimler 19 YY sonlarında ve sadece askeri okullarda başlayabilmiştir.
Sson günlerde sıkça yaşanılan depremlerle ilgili kimi çevrelerin bakışlarını sosyal medyadan ibretle izliyoruz. Bilim yer sarsıntılarının neden ortaya çıktığını açıklarken kimi anlayışlar ise ilkel bir yaklaşımla bunu açıklamaya yönelmektedirler.Kimi çıplaklıkla açıklıyor kimi çocuk evliliklerinin yasaklanmasına bağlıyor depremlerin ortaya çıkmasını.kimileri ise dualarla önlenebileceğini söylüyor.Oysa bilim insanlar olmadan önce de depremlerin olduğunu gösteriyor.ama bu açıdan bakamayanlar var toplumda.Onlar için depremler insanlara ceza olsun diye ortaya çıkıyor.
Tüm bilgilerin bir göreliliği vardır sadece bilimsel bilgi göreli değildir.Göreli olsaydı zaten bilimsel adını almazdı.Yani tüm bilgilerin zamana insana göre değişimi mümkünken biiiimsel bilgi genel geçerlidir ve kimseye göre değildir.
İnsanların cahilliğinden beslenen anlayışlar vardır toplumlarda.bunlar elbette bilimsel bilgfiden yana değildirler.Nasıl yana olsunlar ki..
Deve çişinin sağlığa iyi geldiğini söyledikleri zaman onlara inanacak insan esterler.bilim ise buna izin vermiyor ki.
Gerçek yol gösterici insanlara bilimdir demişti.
Atatürk.Bu yol göstericinin gücüne inandığı ve ulaşıldığı zaman insanlığın tüm sorunları bitecektir dünyada.Ama o zamana kadar dünya denilen yaşam alanımız kalırsa ortalıkta..