ATATÜRK BÜSTÜNÜ TOKATLAMAK !?

 ATATÜRK BÜSTÜNÜ TOKATLAMAK !?

Kocaeli-Dilovası’nda, 14 Ekim günü bir olay yaşandı… 17 – 18 yaşlarında oldukları sanılan iki uçuk genç, bir Atatürk büstü önüne gidiyor… Biri cep telefonu ile kayıt yaparken, “Yusuf T.” adlı öbür zibidi kılıklı da gidip, önce büst önünde hakaretler yağdırıp, sonra da Atatürk büstünü sağlı sollu defalarca tokatlıyor, tokatlarken de küfürlerini sıralamaya devam ediyor, sonra da sanki çok iyi bir halt etmişler gibi, bunu sosyal medyada yayımlıyorlar…

Tabii, duyarlı ve vefalı insanlarımız bu görüntülere çok aşırı tepki gösterip şikâyetçi de olunca, polis bunları yakalıyor… Büstü tokatlayan zibidi kılıklıyı getirip, büstün karşısında tek ayak üzerinde bekletip, Atatürk’ten özür dilemesini ve o aynı hakaretleri kendisine yapmasını istiyor… Tokatçı genç söylenenleri yapıyor, bir polis arkadan yaklaşıp, tek ayak üzerindeki tokatçı gencin yere basan ayağına bir tekme atıp, onu oradan uzaklaştırıyor, ikisini de gözaltına alıp karakola götürüyorlar…

Bazıları bu konuya hiç girmediler, bazı malum medyamızın bize sundukları görüntüler ve gençlerin cezalarını bulduklarına dair yaptıkları haberler işte bu kadardı…

İyi de kardeşim, bu olay o zibidi kılıklı gençlere tekme atmakla, papağan gibi önceki sözlerini tekrar ettirmekle geçiştirilecek bir olay mıdır? Eğitimden yeterli dersleri almamış olduğu belli olan bu gençler neyin nesi, kimin fesidir!? Cansız ve metal bir büstü tokatlayarak, kendine göre sorunu hallettiğini zanneden bu çocuk nerede okuyor veya nerede okumuş? Şimdiye kadar kimler tarafından bu şekilde eğitilip de, son drece kızgın bir ‘Atatürk Düşmanı’ haline, bunları kimler getirmiş? Ailesi mi, öğretmenleri mi, mahalle büyükleri mi? Esas araştırılması ve soruşturulması gereken konular bunlar değil midir? Bu yapıldı mı?

Bir değil, iki değil!.. Daha birkaç ay önce bir kadın Anıtkabir’e kadar gidip, Atatürk’e mezarının başında hakaret etmemiş miydi? Nasıl soruşturuldu o kadın? Kimler onu bu hale getirmiş, kim oraya göndermiş, bu ortaya çıkarıldı mı? Göstermelik yargılama ve cezalarla bu işlerin önüne geçilmesi mümkün mü!? Biz hep sonuçlarla uğraşıyoruz, peki bunların sebebi ne, bunlar hangi bataklıklarda yetiştirildiler, bu konu ciddi şekilde araştırıldı mı?

Okullardaki eğitimlerin amacı; bayrağına, vatanına, bu ülkeyi bugünlere getiren kurtarıcı ve kurucu Atalarımıza saygı ve vefa gösterip, çağdaş bir birey olmayı öğretmek değil midir!? Eee, Atasının büstünü tokatlayanları kimler peydahlıyor o zaman? Okullar artık yeterli eğitimi veremiyor mu, öğretmenler mi yetersiz, eğitim-öğretim programları mı?

Devletin kendi resmi rakamlarına göre, ülkenin hal ve gidişi hiç de iyi değil!.. Ekonomik sıkıntılar, işsizlik, artan kredi borçları ve icra takipleri, kadına karşı şiddet ve kadın cinayetleri, trafik kazaları kat kat arttı!.. Buna bir de ‘sürekli düşen üretim eksikliği’ eklenince, ülkenin bütün eski dengeleri bozuldu, bir bilinmeze doğru hızla yol alıyoruz!..

Bu kötü gidişatın başlangıcı II. Dünya Savaşına kadar gidiyor… Atatürk’ün erken ölümü, onun döneminde başlanan devrim ve üretime dönük bütün güzel çalışmaları, tam altı yıl süren bu lânet olası II. Dünya Savaşı sekteye uğrattı… 1950’den sonra gelen sağ iktidarlar, Amerikan yardımlarına kanıp, kendi kurduğumuz bütün fabrikaları yavaş yavaş kapattılar, ağır sanayi yerine ‘Montaj-Sakız-Kola Sanayii’ ile avutuldular!.. İşte bu günümüzün bilim, sanayi ve teknolojilerinden geri kalan ülkemizin bugünkü fotoğrafı budur: Atatürk’ümüzün “Gençliğe Hitabesiyle” ülkemizin geleceğini emanet ettiği şimdiki gençliğimizin hali budur!.. Çok çalışarak, üreterek saygı ve minnet duyacakları yerde, gidip de cansız büstlerini tokatlıyor, ağız dolusu küfürler ediyorlar bugünlerde, yazıklar olsun!...                 Sakin KOŞAR…

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI