'ÇAY'A İKİ AYDA İKİNCİ ZAM !..

 

                        'ÇAY'A İKİ AYDA İKİNCİ ZAM !..

Artık bu ülkede "ZAM" olayı, şu gariban Anadolu insanlarımız için hava gibi, su gibi, ekmek gibi bir şey oldu!.. Sanki birkaç günde bir, birşeylere zam yapılmazsa eğer, dünyanın sonu gelecekmiş gibi düşünür olduk!.. Ancak her şeye zam yapılırken sıra memura, işçiye, emekliye, asgari ücretliye gelince, nedense bu 'Zam Musluğunun' suyu birden kesiliyor, kuruyuveriyor!.. Acaba neden? Yoksa ondan önce 'insaf damarları' kuruyor da, bu durum ondan mı ortaya çıkıveriyor, ha!?

Daha iki ay önce şekere, pirince, çaya, petrole en az % 15 tutarında zamlar yapılmadı mı? İki ayda gariban halkın çayına ikinci defa ve toplamda % 30 zam yaparken, memur maaşı pazarlıklarında 2020 ve 2021 yılları için ne kadar maaş zammı teklif ettiniz: 2020 yılı için "% 4 + % 3 = % 7"; 2021 yılı içinse "% 3+2,5 = % 5,5" değil mi? Memur-Sen Başkanı Ali Yalçın ve ekibi hiçbir şey demeden masadan kalkıp gidince de, memur ve emeklilerle alay edercesine; birinci yıl için "% 4+4= % 8" ikinci yıl için "% 3+3= % 6" önerdiniz!.. Bu mu sizin insafınız, bu mu sizin vicdanınız!?

Ya vergilere ne diyelim? Gelir vergisinden sonra her dakika, her alışverişte ödediğimiz ÖTV ve KDV vergileri canımıza tak etti!.. "Verginin de vergisini" öder olduk!.. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok, niye bizde var!? Maaşı almamızla birlikte, cüzdanlarımızdaki paralarımız, sanki 50 derece sıcakta kalmış bir buz parçası gibi eriyip, buharlaşıp gidiyor, geriye de, her ay başından itibaren yeni ihtiyaçlarımızın dertleri kalıyor!..

Bu ülke insanları 'Adam Gibi' yaşamak için ne zaman emeklerinin karşılığını alıp da; ne zaman biraz tasarruf edip, biraz sosyal yaşantılarına para harcayacak, ne zaman çocuklarına yeterli eğitimi aldıracak, ne zaman bir miktar mal-mülk sahibi olacaklar!? Bizler bu dünyaya hep bankalara borçlu kalmak, vergi vermek, birileri lüks içinde yaşasın, yandaşları ihalelerle zengin olsunlar diye mi geldik!? Yeter ama yahu!..

Eskiden "çay - simit parası" diye, bu iki gıda maddesi çok ucuz görülür ve fiyatları hep küçümsenirdi!.. Hatta bazı zenginlerimiz; "O iş benim için çay-simit parası be!" derlerdi. Hadi bundan sonra küçümseyin bakalım!.. Bir avuç kara çayı içmek de, bir simidi yemek de her babayiğide nasip olmayacak artık, göreceksiniz!.. O çay kimi yerde 100 kuruş, kimi yerde 150, 250, 350, kimi yerde de 750 kuruşa satılıyor!.. Anlaşılıyor ki, artık şu bizim 'Kara Çay' bile lüks tüketim maddesi oldu!..

Peki, bundan sonra dar gelirli vatandaşlar ne yapacaklar? Memur ve emekliler ne halt edecekler!? Maaş zamlarıyla ilgili anlaşma sağlanamadı, iş "Hakem Kurulu" na kaldı. Kim bu Hakem Kurulu? 11 üyesinden 7 tanesini sayın Cumhurbaşkanının seçtiği, 4 tanesi de Sendikaların belirlediği üyelerden oluşuyor!.. Yani, orada da hükümetten 7 kişi, muhalif olan sendikalardan 4 kişi var. Ne bekliyorsunuz oradan çıkacak sonuçtan, memur ve emekli lehine oradan bir karar çıkar mı? Zati bu gülünç zam oranlarını teklif edenler kimlerdi ki!?

Yani nereye baksak, nereye dönsek, artık bu emekçilerin bir çıkış yolu kalmadı, hepsi de birer birer tıkandı!.. Artık tek Anayasal dayanakları olan 'Grev Yapma' kararından başka geride bir çıkış görünmüyor!.. Onu da ertelerler mi, yoksa olmayan bir 'Olağanüstü Hal' durumunu bahane ederek iptal mi ederler, ileride hep beraber yaşayıp göreceğiz!..

Bana sorarsanız, Türk-İş Genel Başkanının son yaptığı manevralar ve 'Mikrofon Kazası' sonrasında yaşananlar nedeniyle, önde gözüken memur sendikalarının da bir yolunu bulup, bu gülünç zam tekliflerini sonunda kabul edeceklerini düşünüyorum? Fazla söze gerek yok; haklıysam bir kere, haksızsam iki kere öksürünüz, ben anlarım!..         Sakin KOŞAR.

 

 

 

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI