“Uyduruk Gazeteci” Olabilmek !?

 

                              “Uyduruk Gazeteci” Olabilmek !?

Gazetecilik mesleği çok geniş kapsamlı, uğraş alanları çok fazla olan bir iş koludur!.. Kimisi güncel haber peşinde koşar, kimisi araştırma işiyle uğraşır, kimisi fikir yazıları yazar, kimisi yorumcudur, kimi siyasi mizahla, kimi fotoğraflarla, kimi istatistiklerle-ekonomiyle, kimi röportajlarla, gezi-gözlem-inceleme ile kimisi de bulmaca ve astroloji (yıldız falı) işleriyle mesleklerini icra ederler…

Gazeteciliğin en temel koşulu, mesleğinde “Tarafsız” olmaktır!.. Bu özelliğinizi yitirdiğinizde, artık güvenilirliğinizi de yitirir, bu meslekten biri olarak hiçbir yerde kabul göremezsiniz!..

Tabii ki her başarılı gazetecinin dostları da, düşmanları da olacaktır!.. Çünkü bu mesleği tercih etmiş tarafsız bir gazetecinin, herkesi – özellikle de siyasileri-- memnun edebilmesi mümkün değildir!.. Zaten buna gerek de, ihtiyaç da yoktur!.. Çevrede yapılan işler ya doğrudur, ya yanlıştır!.. Tarafsız bir gazetecinin, yanlış işleri halka duyurmak gibi ciddi bir görevi vardır!.. Bu görevi yaptığınızda, bu yanlışı yapanlardan tepki görmeniz de gayet doğaldır!.. Bu yüzden sıkıntı çeken meslektaşlarımızı İlimizde de hep görüyoruz, onları siz de biliyorsunuz!..

Halkın oylarıyla, birilerinin teveccühleriyle bir yerlere gelmiş; Milletvekili, Belediye Başkanı, İl Başkanı olmuş insanlar, yaptıkları yanlış işlerden dolayı hiç eleştiri almak istemezler!.. İsterler ki; herkes onları alkışlasın, herkes ‘aferin’ desin, sürekli hep o ‘aday’ yapılsın, hep ona oy verilsin isterler!.. Görev süreleri uzadıkça da, ‘hak, adalet, eşitlik’ duygularından uzaklaşırlar!.. Bir süre sonra ‘küçük dağları ben yarattım’ sanır, bu işleri ondan başka kimsenin yapamayacağı duygusuna kapılır ve iyice bencilleşirler!.. İşte onun için Amerika gibi ülkeler bu tehlike nedeniyle, seçilmiş Başkanların sadece iki dönem, yani ‘8 Yıldan fazla’ görev yapmalarını yasaklamışlardır!.. Bizdeki partilerden ise sadece AKP’de “Üç Dönem Şartı” vardır, niye diğerleri de bunu uygulamıyorlar, bu da bir muamma?

Bizim ülkemize gelindiğinde biliyoruz ki; 20 yıl, 25 yıl Belediye Başkanlığı, 3 – 4 dönem milletvekilliği yapmışların, hâlâ oralardan gitmek istemediklerini görürüz!.. Bu durumu eleştirdiğimiz zaman da bizler, bunların gözünde “Uyduruk Gazeteci” oluveririz!.. Öyle değil mi bu sözü Ankara’da bir makamda, benim hakkımda sarf eden o seçilmiş arkadaşlar!? Benim gibi bir “Uyduruk” adamın seçtiği sizler de, “Uyduruk” yöneticiler mi oluyorsunuz, ha? Şimdi kalkıp ben de sizlere “Uymamış Siyasiler” desem, yakışık alır mı acaba? Buna da şükür, iyi ki “Kıytırık” dememişler!..

Sultan Süleyman’a bile kalmamış bu kavanoz dipli dünyada bu makamlar, bir gün sizlerden de geriye kalacak!.. Yine buralarda beraber olacağız, beraber yaşayacağız, çünkü bizim gidebileceğimiz başka bir yerimiz yok; elimiz kısa, kolumuz kısa!.. Haa, sizler belki çekip gidersiniz, çünkü bizler oylarımızla, bazı yetkiler ve avantajlar sağlayarak; elinizi de, kolunuzu da uzattık, güçlendirdik!.. İstediğiniz yere gider yaşarsınız artık!.. Ama o eski muhabbet ve samimi ortamları bir daha bizden görebilir misiniz, işte orası biraz meçhul!?

Tam 22 yıldır İlimiz merkezi ve 6 İlçe gazetelerinde siyasi-mizah yazıları yazdım!.. 22 yıldır MGC üyesiyim… Bu süre zarfında Muğla Gazeteciler Cemiyeti, bu yazılarım nedeniyle, tam 12 Yıl “Siyasi Mizah Dalında İl Birinciliği Ödülüne” layık gördü, ayrıca çeşitli kurum ve kuruluşlar 8 Başarı Ödülü daha verdiler!.. 22 yıl Allah’ın her günü yazdım, yazmaya da devam ediyorum!.. İki kitap çıkardım; biri piyes kitabıydı ve 13 yıl önce tüm okullarımıza ücretsiz dağıttım!.. İki dönem de İlçe Başkanlığı yaptım!.. Lakin, ben birileri gibi hiçbir zaman uygun olmadığım ve haketmediğim görevler için hiçbir yere aday olmadım, hiçbir belediyemizde ballı ihaleler talep etmedim… “Uyduruk” olmak buysa, bunu severek kabul ediyorum… Ama şimdi üç kişi çıkıp, sebebini bile açıklama zahmetinde bulunmadan; kendi partilerinden aday adayı olmuş bir kardeşimiz için “Partiye İlgisiz”, bana da “Uyduruk Gazeteci” deme cüretini göstermişler, yazıklar olsun!.. Peki, ben bunları yaparken, o yıllarda sizler neler yapıyordunuz, neleri başarıyordunuz bakayım? Bu ayıbın, bu hafifliğin takdirini de siz sayın okuyucularıma bırakıyorum!..

Bu yöneticiler kendi partilerinin aday adayları arasındaki tarafsızlıklarını epeyce kaybettiler!.. Yarın nasılsa bunlar da seçime girecekler, bakalım onlar küçümsedikleri aday adayları ve yakınlarından, bu yaptıklarının karşılığını nasıl alacaklar, yakında göreceğiz inşallah!? İnsanlar şunu hiç unutmamalıdır; kurşun yarası, şarapnel yarası, hatta kılıç yarası bile bir gün geçer ama, “Dil Yarası” hiçbir tedaviyi kabul etmez dostlar!..           Sakin KOŞAR…

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI