Artık O Yunanlı Bardağı Taşırmadı mı!?

 

             Artık O Yunanlı Bardağı Taşırmadı mı!?

15 Mayıs 1919'da Yunan donanması İzmir Limanı'na yanaşıp, Ege'nin incisi ve kültür şehrimiz İzmir'i işgale başladı... Kordon'da ilk tepki Gazeteci Tahsin'den geldi; çekti tabancasını ve atı üstünde en önde yürüyen Yunan subayını vurdu, kendisi de oracıkta şehit oldu... 16 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Samsun'a gitmek için İstanbul'daydı ve limandaki işgalcilerin gemileri arasından geçerken, yanındaki arkadaşlarına çok kararlı bir şekilde; "Göreceksiniz, geldikleri gibi gidecekler!" dedi...

Anadolu'yu karış karış gezen Mustafa Kemal, silah arkadaşlarıyla dağıtılan orduyu tekrar kurdu, 30 Ağustos 1922'de genel taarruz emrini verdi!.. 07 Eylül 1922'de Aydın, 09 Eylül 1922'de İzmir Yunan işgalinden kurtarılıp, Yunan ordusu da İzmir Körfezi'ne döküldü!.. Konak Meydanı'ndaki İzmir Vali Konağı önündeki gönderde asılı duran Yunan Bayrağı indirildi, Mustafa Kemal'in emriyle düzenli şekilde katlanıp, arşive kaldırıldı!.. Halbuki Yunanlılar 15 Mayıs 1919'da burayı işgal ettiklerinde, aynı gönderdeki Türk Bayrağını çiğnemiş, parçalamış ve çöpe atmışlardı!.. İki ülke arasındaki anlayış ve kültür farkını görüyor musunuz!?

Başta İngilizler ve Fransızlar olmak üzere, Avrupa ülkelerinin bazı etkinliklerinde "Yunan Medeniyetini" öve öve bitiremezler!.. Dünyanın en eski medeniyeti olduğunu filân savunur dururlar!.. Ulan bunların dünü neyse, bugün de halleri bu işte, ne 'Yunan Medeniyetiymiş' bu!? Kim kaybetmkiş de bunlar bulmuşlar o medeniyeti!? Ege'yi işgal ettikleri yıllarda çocuklarımıza ve kadınlarımıza yaptıklarını ne dün unuttuk, ne bugün, ne de yarın unutacak ve unutturacağız!..

Biliyorsunuz, uzun zamandır basında ve muhalefet partilerinde sık sık dile getiriliyor; "Yunanistan Ege'deki 18 adamızdan 16'sını ve bir kayalığımızı işgal etti, bizim hükümetimiz kılını kıpırdatmıyor!" deyip duruyorlar... Geçende sadece Milli Savunma Bakanı sayın Hulusi Akar çıkıp, bu işgalin uluslararası anlaşmalara aykırı olduğunu bir defa söyledi, hepsi o kadar!.. Ne onların "bu adaları derhal boşaltmaları gerektiğini, ne de, aksi halde bunu bir savaş sebebi sayarız" gibilerden hiç bir şey söylemedi!..

Dün de Avrupa Parlamentosu (AP) kürsüsüne çıkan ırkçı bir Yunan Millekvekili, hiç bir sebep yokken bir Türk Bayrağını çıkarıp, herkesin gözü önünde bayrağımızı yırttı!.. O dakikadan itibaren hiç de beklediğimiz sert tepkiler gösteremedik!.. İlk olarak Dışişleri Bakanı sayın Çavuşoğlu çıktı, bir zamanlar onları denize döktüğümüzü filân söyledi, hepsi buydu!.. Halbuki bu eylemi yapan bir sokak serserisi, meydanlarda gösteri yapan adi bir Yunan eylemcisi falan değildi, Yunanistan'ı Avrupa'da temsil eden bir Milletvekiliydi!.. Gönül isterdi ki; 7'den 77'ye herkes, en büyüğünden en küçüğüne kadar devleti yönetenlerin hepsi ayağa kalkıp, Türk Ordusu da hemen teyakkuza geçirilmeliydi!.. Çünkü o bayrak; Türk Milletinin bir simgesi, onuru ve gururudur!.. İşte böyle zamanlarda 'pire için koca yorgan yakılır' milletimiz onurunu ancak böyle korurdu, ama yine olmadı, yine yapamadık!..

Peki, orada bayrağımız yırtılırken, Elazığ depremi yaraları sarılmaya çalışılırken, İdlib'den kaçıp, sınırımıza yine 700 Bin Suriyeli daha dayanmışken, dünya Çin'de başta Vuhan olmak üzere, çoğu şehirlerinde ve dünyada Coronavirüs için karantina kararları alınırken, bizim yalaka basın ve TV'ler neyle uğraşıyorlardı biliyor musunuz!? Çocuklarının sömestr tatiline çıkması nedeniyle, daha önceden planlanan ve ailesiyle Palandöken'e üç günlük tatile giden sayın Ekrem İmamoğlu'nu tartışıyorlardı, iyi mi!? Saatlerce diyorlardı ki; "Efendim Elazığ'da deprem oldu, İmamoğlu nasıl tatile ve kayak yapmaya gidermiş?" Böyle zamanlarda herkes biraz duyarlı olmalı da, size ne kardeşim!? Bırakın da bunun muhasebesini kendisi yapsın!..
Doğu'da PKK terörüne 8 tane şehit verdiğimiz günlerde binlerce kişiyle düğün yapan iktidarın Başbakanı ve Milletvekillerine o zaman niye tepki göstermediniz bayanlar, baylar!? Bu ülkenin tartışılacak çok daha önemli konuları var!.. Bayrak yırtan Yunanlı veya "Kızılay Başkanı" konuları,  İmamoğlu ailesi tatilinin yarısı kadar bile niye tartışılmıyor meselâ???               Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI