Böyle Bayram Görülmedi !?

Böyle Bayram Görülmedi !?

Kurban Bayramı tatili 9 güne çıkınca, aziz milletimiz yine evlerini terk edip, özellikle sahillere akın ettiler!.. Antalya, Çeşme, Kuşadası, Didim, Bodrum, Marmaris, Fethiye, Datça ve Gökova, adeta 'Yerli Turist' istilâsına uğramışa döndü!.. İlimiz Muğla'nın turistik yerlerinin çoğu geçiş yeri bizim Yatağan İlçemiz olduğu için yakından takip edebildik, 81 İlin plakalarını taşıyan özel araçlardan, bizler yollardan ve kavşaklardan geçemedik!..

Eee, hani yokluk, geçim derdi ve pahalılık vardı!? Hani arabalarınızı garajlara çekip, 50 TL'lik bile benzin-mazot alamıyordunuz!? Bu bayramda bizim gördüğümüz bu araçlar 'Uzaydan' mı gelip-geçiyordu kardeşim!? Sakın bir daha kimse bana çıkıp da; "Bu memlekette geçim darlığı var, maaşlar yetersiz, çoluk-çocuk aç yatıyoruz!" diye palavralar sıkmasın!..

Bayramdan birkaç gün önce 'Yandaş Basın' bas bas bağırıyordu: "Kurbanlık hayvanlar çoktan bitti, hayvan satıcıları memnun döndüler!.. Turistik tesisler doldu, yatacak yer kalmadığı için tatilciler karavan ve çadırlarda tatillerini geçiriyorlar!.. Turizm temsilcileri bu bayramda doluluk oranlarıyla rekor kırdılar, işletmecilerin keyfi yerinde" diye haberler döşüyorlardı!..

Bayramdaki hal ve gidiş buysa, neden hâlâ muhalif gazete ve TV'ler yokluktan, pahalılıktan, geçim sıkıntısından bahsedip duruyorlar, anlamakta gerçekten güçlük çekiyoruz!? Yahu, en küçük bir özel araç deposu '1.500 TL'ye dolarken, İstanbul'dan yola çıkan bir sürücü, en az "paralı yol ve köprülere bir gelişte 2.500 TL" öderken, bir haftalık sadece konaklama parası bir aylık maaş tutarıyken, bir o kadar da yemeye-içmeye bir maaş daha öderken, sahillerimizdeki bunca kalabalık neyin nesi!? Yoksa bunlar, tatilden günler önce verilen Banka reklâmlarını duyup, soluğu bankalarda mı aldılar, tatil parasını da kredilerle mi yaptılar!? Öyleyse 'yandı gülüm keten helva!..' Şu 9 günlük tatilde en az '4 Maaş' daha içeri girip, aylarca maaşlarının hayrını yine göremeyecekler desenize!?

Biz gariban emekliler olarak yine tatile gidemediğimiz gibi, bir de kurban kesemedik!.. Evden çıkıp da alışverişe veya kahvehanelere giderken, yol ve kavşaklarımızdan karşıya geçmekte hep zorlandık!.. Her ayağımızı attığımızda, Bodrum veya Marmaris tarafına son sürat giden özel arabaların kornalarıyla ayaklarımızı acil şekilde geri çektik!.. Eskiden sadece İzmir-Ankara-İstanbul plakalı araçlar denize doğru geçerlerdi, maşallah bu bayramda ne Hakkari, ne Kars, ne Yozgat, ne Edirne, ne de Mardin plakalı araçlar kalmıştı!.. 'Her Daim Gelişiyoruz, Büyüyoruz, Zenginleşiyoruz Elhamdülillah' diye sevinmekten kendimizi alamadık!..

Ancak, bayramın tek keyif kaçıran tarafı, bazı ünlü sağlık uzmanlarının sık sık TV'lere çıkıp, Corona-19 vakalarının birden artış gösterdiğini, dördüncü ve beşinci 'hatırlatma dozu aşıların' yapılmasının zorunlu hale geldiğini açıklamalarıydı!.. Herkes de soruyordu; "Yahu, bunu Sağlık Bakanı niye söylemiyor? Turizmden pay almak için erken tarihte korunma tedbirlerini kaldıran o değil miydi? Tehlike kapıya geldiyse, bunu da açıklayanın o olması gerekmez miydi!?" deyip durdular. Milletin ağzı torba değil ki, büzesin kardeşim!..

Neyse, bugünler de çabuk gelir geçer de, kafaların duvarlara vurulacağı günler daha yeni geliyor!.. Hele bir Kasım-Aralık gelsin, Okul ve Kış masrafları da başlasın da, tatilde keyif çatanların halini ben o zaman göreceğim!.. Yılda en az "% 500 ile 600 Kâr" açıklayan Bankalardan alınan kredileri öderken, atalarımızın söylediği; "Ödünç yiyen, kesesinden yermiş!" sözünün ne anlama geldiğini, kredi borçlarını faizleriyle öderken görecekler!..

Yazımızı Orhan Veli'den iki şiirle bitirelim:   "Bir İş Var?":                                                                                                       --"Her gün bu kadar güzel mi bu deniz/ Böyle mi görünür gökyüzü her zaman/ Her zaman güzel mi bu kadar/ Bu eşya, bu pencere/ Değil, vallahi değil/ Bir iş var bu işin içinde!?"

--"Denizlerimiz var, güneş içinde/ Ağaçlarımız var, yaprak içinde/ Sabah akşam gider gider, geliriz/ Denizlerimizle ağaçlarımız arasında/ Yokluk içinde!.."                Sakin KOŞAR.

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI