Sayın İçişleri Bakanı 14 Kasım günü basına açıkladı: “Ülkemizde 4,5 milyon civarında yabancı yaşıyor, bunların 3.554.000 tanesi Suriyeli mülteciler… Okullarımızda 604 Bin civarında Suriyeli çocuk da eğitim görüyor” dedi…
12 Kasım 2018 Pazartesi günü Malatyalı bir baba sosyal medyadan görüntülü bir ileti paylaştı… Diyordu ki; “Ben bir babayım, 5 yaşındaki çocuğumun 90 lira tutan 42 günlük kreş parasını ödeyemediğim için, çocuğumu devletin okulundan attılar!.. İşte görüntülerde Okul Müdiresi bayana bunun sebebini soruyorum, bana sebebini anlatmıyor ve gördüğünüz gibi odasına kaçıp, kapıyı kilitliyor, cevap bile vermiyor!.. Devlet büyüklerimize sesleniyorum, benim çocuğum ‘Suriyeli’ olsa idi, yine böyle okuldan atacaklar mıydı?”
Bilindiği üzere, Suriyeli mülteci çocukları okullarımıza ve kreşlerimize ücretsiz olarak kabul ediliyorlar, Suriyeli öğretmenlerin atamaları hemen yapılıyor, ayrıca ailelerine de çeşitli sosyal yardımlar yapılıyor… Peki, bizim bu ülkenin kaç yüz bin öğretmeni ve diğer iş kollarındaki kaç yüz bin gençleri yıllardır atama bekliyorlar!? Bu durum sizce de çok yaman bir çelişki değil midir!?
Bizim kendi çocuklarımız, karda-kışta vatan savunması için gittikleri yerlerde şehit olup da, sıra sıra cenazeleri gelirken, aile ocaklarına ateşler düşerken; bu bize kaçmış olan Suriyeliler kendi vatanları için niye orada kalıp da o işgalcilerle savaşmıyorlar!? Bu ülkenin insanları, 99 yıl önce Anadolu işgaline karşı, Suriyeliler gibi mi davranmışlardı!? Ülkeden kaçıp da, İran’a, Irak’a, Suriye’ye, Bulgaristan’a mı sığınmışlardı!? Kurtuluş Savaşımız zamanında kadın-erkek bir olup, güzel yurdumuzu beraberce, omuz omuza savaşarak kurtarmamışlar mıydı!? O zamanlar biz yurdumuzu savunanlar ‘kahraman’ olduk ise, şimdi aynı durumdaki bu kaçak Suriyeliler ne olmuş oluyor; ‘Vatan Kaçkını’ olmuyorlar mı!? Öyleyse, şu gariban halimizle biz niye bunlara yıllardır yardımcı oluyoruz ki!? Bunların genç erkekleri bizim sahillerde gezip-tozacaklarına, burada kayıtsız-vergisiz ticaret yapacaklarına, gidip de ülkelerini kurtarsalar ya!?
Geçenlerde de yazmıştım; özel şirketin elektrik faturası ödenmedi diye aceleyle gelip, yıldırım hızıyla bir apartmanın elektriğini kesip gitmişler… Tam o sırada apartman asansöründe elektrik kesilmesi yüzünden 78 yaşında bir apartman sakini mahsur kalmış… Özel elektrik şirketine haber vermelerine rağmen, görevli memure onlara; “Önce fatura ödenecek, sonra elektrikler açılacak, kusura bakmayın!” deyip telefonu yüzlerine kapatmış, yaşlı adamcağız tam 1,5 saat asansörde ecel terleri dökmüştü… Kendi insanına böyle davrananlar, bu ülke topraklarında hiçbir hakları olmayanlara bir başka davranıyorlar, bu da sizce yaman bir çelişki gibi gelmiyor mu!?
Birkaç gün önce Ankara Metrosundaki işinden atılan bir vatandaşımız, TBMM’nin çatısına intihar etmek için çıktı!.. Saatlerce “İşsizim, parasızım, ailemin yüzüne bakamıyorum!..” diye saatlerce bağırdı… Bazı milletvekilleri; “İn aşağıya, hemen sana 10 Bin lira vereceğim!.. Sana bizzat ben iş bulacağım, gel aşağıya!” dediler, hiç birine inanmadı ve direndi!.. Sonunda bir anlık dalgın davrandı, polisler yaka-paça aşağı indirdiler de intiharı önlediler!.. Burada kolayca iş bulan yabancıları gördükçe, siz de “Ne yaman bir çelişki bu?” demiyor musunuz?
Biz böyle değildik, ne oldu bize!? Kısa sürede kalıcı çözümler bulunmazsa eğer, önümüzdeki günlerde çok daha vahim olayları izlemek zorunda kalacağımızdan endişe duyuyoruz!? Umarız bu olaylar, korktuğumuz gibi başımıza gelmez inşallah!.. Sakin KOŞAR…