Daha Neler Göreceğiz Bu Hayatta !?
---İstanbul'un kenar semtlerinden birinde, köyden gelen yaşlı bir adamın tavukları sokakta yaşıyor, kümes falan yok, akşam olunca evin altındaki dama tüneyerek yaşıyorlar... Bu tavukların başında "Hüsnü Dayı" isimli beyaz ve iri bir horoz var, tavuklar onun emrinde yaşıyorlar... Herkesle iyi geçinen bu horoz, kendisine taş atılırsa çok kızıyor ve saldırganlaşıyor!..
Geçende mahalleye gelen bir Postacı, bu horoz yüzünden eve giremeyince ona bir taş atıyor!.. Çok kızan horoz Hüsnü Dayı, bu Postacı'yı öteki mahalleye kadar kovalayıp, ayaklarının çoğu yerini ısırıyor, Postacı da bu horozdan şikâyetçi oluyor... Shov TV ekibi haberi duyup koşuyor, bu horozu görüntülemek isteyince bayan muhabirin bacaklarını ısırıyor, mikrofonunu gagalıyor!.. Olayı duyan sahibi horozu sakinleştirip, habercilerle barıştırıyor... Son aldığımız haberlere göre, şöhret olan horoz Hüsnü Dayı'nın mahallede yürüyüşlerinin bile değiştiğini, herkese dayılanmaya başladığını söylüyorlar... Eee, şöhret bu; kimini saygın ve oturaklı biri yapar, kiminin de kıçını tavana vurdurup, zıvanadan çıkarır...
---Geçenlerde Uganda'da bir imamın evlendiği eşi 'erkek' çıkınca onu boşamış ve işinden de atıldığını yazmıştım ya? Uganda, hani oranın diktatörü 'İdi Amin'in, hükümetindeki bir Bakanının ciğerini yediği ülke!.. Meğerse kadın kılığına giren o erkek, sabıka kaydı hayli kabarık bir hırsızmış... Zengin imamın da paralarını çalıp kaçmak için onunla evlenmişmiş...
---Herkese duyurulur; "Bedelli askerlik fiyatı 35 Bin TL oldu!.." (17 Ocak 2020 Gazeteleri...) Birçok ülkede askerlik yaptırmak için devletler kesenin ağzını açıp, ayda '2.000 - 3.000 Dolara kadar' maaşlar verirken, bizimkiler 21 günlük askerlik yapmak için tam 35 Bin TL ödemeye başladılar!.. O kadar çok müracaat var ki; artık bunun anlamı da; "Yatır 35 Bini, Askerlikten Yırt" olmaya başladı... Halbuki eskiden öyle miydi? Askere gitmeyene kız bile vermezler, kanvelere almazlar, adam yerine de komazlardı!.. "Vatan Borcu Namus Borcu" idi!.. Ne oldu şu bizim Türk insanlarına da bu hallere geldiler, bir bilen varsa anlatsa ya!?
---Yargıtay Başkanı sayın İsmail Rüştü Cirit'e, Ankara Birlik Vakfı Başkanı Muhittin Bal bir mektup gönderip; Yargıtay'da bulunan bir dolandırıcılık dosyası hakkında yardımda bulunmasını istiyor, iyi mi? 17 Ocak 2020 tarihli köşesinde Gazeteci Saygı Öztürk bunu yayınladı, günlük kargaşalar içinde bu da unutuldu gitti, bu daha da iyi mi?
Bir Vakıf Başkanı, Yargıtay Başkanı'ndan bir dava hakkında nasıl, hangi hak ve yetkiyle yardım isteyebilir!? Burası Muz Cumhuriyeti mi!? Peki, bu mektubu alınca sayın Yargıtay Başkanı Cirit, bu mektupla ilgili bir soruşturma açılmasını sağlamış mı? Bilinmiyor!? Biriniz bana bir çimdik atın bakayım, rüyada filânmı yaşıyoruz, yoksa gerçekten Laik ve Hukuk Devleti Türkiye'de mi!?
---Rahşan Ecevit de 97 yaşında vefat etti, başımız sağolsun!.. Rahmetli Bülent Ecevit de 2016 yılında vefat etmişti... Sevrsiniz-sevmezsiniz, o sizlerin bileceği iştir tabii... Ama bu aileden geriye kalan çok önemli hatıralar şunlardı: Efsane İsmet İnönü'yü devirip, CHP Genel Başkanı, sonra da kendi kurduğu DSP Genel Başkanı oldu, her iki partide de Başbakanlık yaptı... 1974'te "Kıbrıs Fatihi" oldu... Afyon ekimi yasağı konusunda ABD'ye ilk resti çekip; "Ben kendi toprağımda ne ekip- ne biçeceğime kendim karar veririm!" dedi... Seçim propagandalarında; "Toprak işleyenin, su kullananın olacak!" dedi, Sosyaldemokrat CHP, demokrasi tarihimizde ilk defa % 40'ın üzerinde O'nun zamanında oy almayı başardılar!..
Görüyorsunuz, neler de neler oluyormuş hayatta!? Kimse değişmez de değildir, bu kavanoz dipli dünyada kalıcı da değildir!.. Bu dünyada hoş bir sedâ, kalıcı bir eser bırakıyorsanız eğer, işte bütün kazancınız odur, gerisi ise hikâyedir!.. Sakin KOŞAR...