DÖRT KUTU RAPORLU İLÂCA, '93 TL' FARK ALINIYOR !?

 

         DÖRT KUTU RAPORLU İLÂCA, '93 TL' FARK ALINIYOR !?

Hani bu ülke 'Sağlık Alanında' çağ atlamıştı? Hani bu ülke herkesçe kıskanılan bir ülkeydi!? Hani 'Cumhurbaşkanlığı Sistemi' için yapılan seçimde, bu millete; "Bu kardeşinize güvenin, oyunuzu verin, her şey 'Güllük-Gülistanlık Olacak' göreceksiniz!" denilmişti ya!?

Evet, her yere devasa hastane binaları yaptılar, ama içinde salına salına gezen yeter sayıda Doktorlarımız yok!.. En ciddi hastalık tedavi randevuları bile iki-üç ay gerilere atılarak veriliyor!.. Eskiden yürüyerek gittiğimiz hastaneler, hep uzaklara ve illâ araçlarla gidilebilen uzak alanlara yapıldı!.. Artık her türlü sigortalı çalışan ve emekliler, yazılan ilâçlara avuç dolusu paralar ödemeye başladılar!..

Örneğin: 22 Temmuz 2022 Cuma günü, Emekli Sandığı emeklisi ben, eşimin sadece dört kutu raporlu ilâçları için Eczaneye tam '93 TL' ilâç fark parası ödedim!.. Bağ-Kur Emeklisi komşum Osman usta, 3 kutu raporlu ilâcı için '71 TL' ilâç fark parası ödediğini söyledi!.. Komşum Osman kaç yılda emekli oldu bilmiyorum ama ben, tam 27 Yıl devlete sağlık sigortası parası ödedim!.. Ne diye bunu ödedim? 'Yarın yaşlandığımızda, eşimle ben ihtiyar dallamayı devletimiz baksın, tedavimizi yaptırsın, ilâçlarımızı tedarik etsin' diye bu paraları ödedik!.. 'Şimdi bir organımızın tedavisi için bize üç ay sonraya randevu versin, ilâçların çoğu parasını bizden alsın' diye bu ödemeleri yapmadık!..

Hiçbir demokratik, çağdaş ve bir hukuk devletinde böylesine bir uygulama asla yapılamaz!.. Çok iyi biliyoruz ki; bazı ülkelerde sağlık giderleri hep devletten karşılanıyor, ilâçlar da hastanelerdeki eczanelerden hemen oracıkta veriliyor!.. Peki, bizdeki bu uygulama ne!?

Bazıları çıkıp da; "Efendim, şu Pandemi yüzünden her yerde pahalılık, ucuz ilâç temininde güçlük çekiliyor, bu farklar da bundan dolayı oluyor!.. Biraz sabır gösterin, 2023'ün Bahar veya Yaz aylarında bunlar tamamen bitip, sistem eski haline dönecek!.." diyorlar.

İyi de kardeşim bu bize kaçıncı tarih verme!? Başınıza gelen bir hastalığın, acil ameliyat gerektiren bir organ arızasının 'Sabır' gösterdiği nerede görülmüş!? Ağrıyan dişinize rica edip; "Lütfen iki ay ağrıya ara ver, iki ay sonra kanal tedavin yapılacak, biraz sabırlı ol cancağızım!" deme şansınız ve lüksünüz olabilir mi!? Bu ülkenin ekonomisini biz mi bu hale getirdik, ülkeyi 20 yıldır biz Emekliler mi yönetiyoruz kardeşim!.. Ne sabrı bu, daha kaç yıl sonra belimizi doğrultup da, ellerin ülke insanları gibi rahat ve huzura kavuşacağız bizler!? Yemin olsun şu Yaz gününde meyve bile alıp da yiyemez olduk bee!..

Sokak röportajlarında, artık vatandaşlar da seslerini yükseltmeye başladılar, diyorlar ki; "Son seçimde yetki istemişlerdi, yine yetkiyi verdik de ne oldu. Bu ekonomiyi AKP iktidarının düzeltemeyeceği artık iyice anlaşıldı, halkımızın % 76'sı da benim gibi düşünüyor. Biz çiftçileri hep yalnız bıraktılar, elin Venezuela'sının topraklarında çiftçilik edeceklermiş, yazıklar olsun. Hani gençlere iş bulacaklardı, ne oldu; gençlerimizin hepsi yabancı ülkelere gitmek için kuyruk olmaya başladılar!.."

Sahi, Afrika ülkelerinden sonra, taa dünyanın öteki ucundaki Venezuela topraklarında bizim ne işimiz var!? Tarım uzmanları açıkladılar, bizim çiftçileri küstürüp, tam '30 Milyon Dönüm' arazi ekilmeden boş bırakıldı!.. Siz el-âlemin topraklarına gideceğinize, Anadolu'muzun verimli ve kutsal topraklarında kendi çiftçimize kolaylıklar sağlasanıza!.. Bu vatan toprakları 'Buğday'ın anavatanı değil mi? Bunu bile bilmiyor musunuz yoksa!? Buğday, tüm dünyaya bizden gitmedi mi!?

Neyse, bugün çok doluyum dostlar, bugünlük bu kadar yeter, yazımıza Orhan Veli'nin "Gelirli Şiir ve Delikli Şiir "leriyle, şu halimizi anlatarak bitirelim:

---"İstanbul'dan ayva da gelir, nar gelir/ Döndüm baktım, bir edalı yâr gelir/ Gelir desen, dar gelir/ Gün aşırı alacaklılar gelir/ Anam anam/ Dayanamam/ Bu iş bana zor gelir!.."

---"Cep delik, cepken delik/ Kol delik, mintan delik/ Yen delik, kaftan delik/ Kevgir misin be kardeşlik!?"                                    Sakin KOŞAR.

YAZARIN DİĞER YAZILARI