Evdeki Karantinada Vakit Geçirme Tüyoları !?

 

           Evdeki Karantinada Vakit Geçirme Tüyoları !?

Biliyorsunuz, uzun zamandır şu başımızın belâsı Coronavirüs Salgını yüzünden çoğumuz evlerimize kapanıp, gönüllü olarak karantina altına girdik!.. Tabii, eve kapanmaya alışık olan kadınlarımız için hava hoş da, ya gözü dışarıda 'erkekler' ne olacak? Uzun süre alışık olmadığımız bu durum, bazılarımızda olmadık sıkıntılara da sebep oldu, bir türlü vakit geçiremedik, ne yapacağımızı şaşırıp, hiç yapmamamız gereken hataları yaptık!.. İyisi mi, ben size bir iyilik daha yapıp, bu gönüllü karantinada nasıl vakit geçirilebileceğinin tüyolarını vereyim...

--Öncelikle kitap, gazete, dergi okuyarak vakit geçirebilirsiniz... Haa, aziz milletimizin çoğu gibi bu işlerden pek hoşlanmıyorsanız eğer; resim yapmak, bulmaca çözmek, bulmaca köşeleri yapmak, resim, el işi yapmak gibi uğraşlarla zaman doldurabilirsiniz... Aman sporu ihmal etmeyin, balkonunuzda maraton çalışmaları yapın; balkon uygun değilse, bacalardan belinize sağlamca ip bağlayıp, çatıda da koşabilirsiniz...

--Bunları yapmaktan sıkılırsanız, evde tamir edilecek eşyalarla uğraşır, gıcırdayan kapıları madeni yağla yağlamak, ilâç kutularını ve kitapları düzenlemek, gazeteleri tarihlerine göre istiflemek, önemli haber veya köşe yazılarını keserek arşiv yapmak gibi işlerle uğraşabilirsiniz...

--Ertesi günü bunlar dışında başka meşgaleler arıyorsanız eğer, e bizde çözüm çok; hemen çocuklarınızı etrafınıza toplayıp; analarını nasıl tavladığınızı, ne ihtişamlı düğünle evlendiğinizi falan anlatabilirsiniz!.. Çocukluk anılarınızı, okulda nasıl 'sınıf birincisi' olduğunuzu, nasıl sınavları kazandığınızı, askerlik anılarınızı filân anlatarak vakit geçirebilirsiniz... Hele hele tarlada, dağda veya evinizde bir 'yılan görme' maceranız varsa, bu konu anlatmakla bitmez!.. "Yılan Hikâyesi" lâfı boşuna mı çıkmıştır? Köyünüzde yılanın kovduğu Züleyha ablanız, yılan öldüren Durmuş dayınız veya bir yılanın soktuğu Demirci Ahmet amcanızın bir macerası elinizin altında varsa, akşama kadar onların muhabbeti bitmez gari!..

--Size ilginin azaldığını fark ederseniz eğer, hemen bir 'karın ağrısı veya baş ağrısı' icat edip, herkesin sizinle meşgul olmasını sağlayabilirsiniz... Sakın ha yanılıp-şaşıp da; "Benim ateşim var, öksürüğüm-hapşırığım var" filân demeye kalkmayınız, sizi hemen 'Koronavirüs Hastası' zannedip, sağlık ekiplerine ihbarda bulunabilirler? Durduk yerde başınıza olmadık işler açacak böylesi dümenlerden uzak durunuz!..

--Birkaç gün sonra eğer hiç bir şey size tat vermez olursa, hemen en yakınınız olan eşinizle bir bahane uydurup, bir miktar kavga etmeniz en uygun yoldur!.. Meselâ; "Bu yemek tuzlu olmuş... Bunun acısı-ekşisi fazla kaçmış... Pilâv pişmemiş, ağzımda asfalt çakılı gibi yuvarlanıyor!" demeniz, böyle bir kavga için yeterlidir!.. Bundan sonra sizin bir şey yapmanıza gerek kalmaz, hiç merak etmeyiniz; zati eşiniz gerekli kavgaları kendisi çıkaracak, sizin de iyi vakit geçirmenize vesile olacaktır!..

--Zaman uzadıkça ve bu yukarıda söylediklerimiz de demode olunca, çareyi en yakın komşularınızda arayınız!.. Örneğin; kendi evinizin tavanını oklava ile vurup, üst kat komşunuzun çocuklarının çok gürültü yaptıklarından şikâyet edebilirsiniz... Karşı komşunuzun zilini çalıp; "Çamurlu ayakkabılarınızı hep bizim kapının önüne koyuyor, gerçekten ayıp ediyorsunuz" falan diyerek, güncel kavgaların fitilini böylece ateşleyip, birkaç gün bu tartışmalarla rahat vakit geçirebilirsiniz... Yahut da alt komşunuzu çaya davet edip; üst komşu ve yan komşunuzdan olan şikâyetlerinizi onlara anlatıp, onların bu apartmana hiç yakışmadıklarını filân söyleyiniz... Hemen bu söyledikleriniz, çok geçmeden öteki komşularınıza iletileceği için, ertesi günü bir kat daha ateşli kavgalar sayesinde akşam vakitlerine kolayca ulaşmayı sağlayabilirsiniz...

Benim size tüyolarım burada bitti, yazı da bitti!.. Ekşi bir suratla bön bön baktığınızı görür gibi oluyorum!? Ben daha sizin için ne yapayım ki? Zati size iyilik yaramaz; iyisi mi, siz gidip yine akşama kadar TV izleyip, cep telefonu karıştırıp, uyuyun bari... Yıllardır yalan dinlemeye ve uyumalara doymadınız zaten, hadi işinize bakayım!..               Sakin KOŞAR ...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI