EYVAHHH!.. TRANSFER SEZONU YİNE Mİ BAŞLADI !?

 

Bendenizi bilirsiniz, kaç defa seçimler sırasında tüm partilerimize çağrıda bulunup, seçimlerde 'Kadın Aday' sayılarını arttırmalarını parti yönetimlerinden özellikle istirham ederdim!.. Yüce Meclis'in en az yarısının kadınlarımızdan oluşmasını, çünkü kadın elinin değdiği yer yerin daha verimli, daha şen-şakrak ve daha düzenli olacağını söyler dururdum değil mi?

Son Milletvekili seçimlerinde sayın İYİ Parti Yöneticilerinin Antalya'dan aday gösterdikleri sayın "Tuba Vural Çokal" hanımefendi de milletvekili seçildi ve bizleri çok sevindirdi!.. Bir muhalefet partisi milletvekili olarak da, özellikle 2018 yılında, Meclis kürsülerinde yaptığı etkili konuşmalarla iktidar partisinin yanlış yaptığını düşündüğü işlere karşı çok sert bir muhalefet yürütüyor, kendisine oy veren seçmenleri de her yerde onu alkışlıyorlardı!..

Daha dün AKP için diyordu ki; "...Bunlar 'Tek Adam Rejimi' ile bir kabine kurdular!.. İçinde damadıyla, eşleri ve dostlarıyla kurdukları bir 'Devlet Kabinesi' değil, bir 'Kabile Devleti' oldular!.." diyordu... Şimdi bu sayın bayan Milletvekilimiz, bu suçladığı 'Kabile Devleti' içinde yerini alıverdi, hayırlara vesil olur inşallah!..

Lâkin ne olduysa oldu, son günlerde partisiyle arasına kara kediler girdi, önce partisinden istifa etti, sonra da ağız dolusu sertçe eleştirdiği iktidar partisi AKP saflarına kapağı atıverdi!.. Genel Başkan sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın da bulunduğu AKP'ye katılım töreninde; "Ben bir Cumhuriyet kadınıyım, damarlarımda Ülkücülük ve Milliyetçilik kanı akıyor, yeni partimin yücelmesi ve iktidarının devamında elimden gelen her çabayı göstereceğime söz veriyorum!" dedi, herkes de onu alkışladı, iyi mi?

Sizleri bilemem, ama ben dersimi aldım dostlar!.. Artık bundan sonraki hiç bir seçimde yazacağım hiç bir yazımda; "Partilerinizde artık çok sayıda Cumhuriyet Kadınlarımıza daha da fazla yer verin!" falan demeyeceğim!.. Bu hanımefendi Ülkücü ve Milliyetçi olduğunu söylüyordu, öyleyse neden kendi partisinde kalmadı, niye MHP'ye gitmedi de; "Biz Milliyetçiliği ayaklar altına aldık!" diyen partiye ne diye kapağı attı!? 'Cumhuriyet Kadınlığı' buysa eğer, ben de 'Şimendifer' olmaya dünden razıyım!..

Genç kuşaklarımız pek bilmezler ama, bizim kuşak 1970'li yılların sonundaki partiler arasındaki 'Milletvekili Tranferlerini' çok iyi bilirler!.. Hele bir Afyon Vekilimz vardı, adı da 'Kubilay Uygun' muydu neydi!? Bir hafta içinde tam '7 Parti' birden değiştirerek rekor kırmıştı!.. Belki bu hanımefendi de yarın bir şeye kafası bozulur, bir başka partiye yina kapağı atıverir, kim bilir? Ne yaparsın ki, bazı bünyeler böyle alengirli işlere pek uygun oluyorlar nedense!? Dün böyle vakaları çok gördük, yine niye görmeyelim ki!? Gölet bir kere su kaçırmaya başladı mı, artık gölet duvarları su tutamaz olur, her yerinden su kaçırmaya başlar!.. Biz bunu 1970'li yıllarda sıkça yaşadık, tarih yine mi tekerrür etmeye başladı, ne!?

Bu devlet bugüne kadar nelere şahit oldu bir bilseniz!? Meselâ; 1754 ile 1757 yılları arasında sadece üç yıl Padişahlık yapabilen III. Osman, sık sık ve olur-olmaz konularda Sadrazamların işlerine karışır, devlet işlerinin aksamasına sebep olurmuş... Üçüncü kez Büyükvezirliğe atanan becerikli devlet adamı Hekimoğlu Ali Paşa, bu duruma canı sıkılınca söylenmeye başlamış... Bunu duyan Padişah III. Osman, derhal Paşayı yanına çağırıp; "Sen kimsin ki benim arkamdan konuşuyorsun!? Şimdi seni görevden alır, yerine de Hamallar Kathüdası Ali Usta'yı senin yerine atarım!" deyince, Büyükvezir öfkeyle cevap vermiş; "Evet yaparsınız haşmetli Padişahım ama, onun adı 'Hekimoğlu Ali Paşa' değil, 'HAMAL ALİ PAŞA' olur, bunu da böyle biliniz!" der, kendisini hemen Kıbrıs'ta sürgünde bulur...

Sizce, 300 yıl sonra bile Anadolu'da değişen ne var acaba?

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI