HER YÜZYILIN ÇILGINLARI VE LİDERLERİ !?
Bilindiği gibi, 19. Yüzyılın iki çılgını da Almanya'dan çıkmış, yanlarına aldıkları Avusturya, İtalya ve Japonya ile 1914-1918 ve 1939-1945 yıllarında olmak üzere iki dünya savaşına sebep olarak, milyonlarca insanın zamansız ölümlerinin veballeri onların boyunlarındadır!..
O tarihten yine tam 100 yıl önce, 1811-1815 tarihlerinde piyasaya Fransa'dan Napolyon çıkmış, Avrupa-Asya-Afrika kıtalarında sürekli savaş rüzgârları estirmiş, en son da tıpkı Almanya gibi, gözünü Rusya'ya dikip, onları tamamen ortadan kaldırmak için 100 Bin kişilik ordusuyla 'Nieman Irmağını' aşıyordu!..
O güne kadar şeytanı kadar sevmediği Ruslarla çeşitli işbirlikleri yapmış, bu uğurda Sırpları Osmanlılara karşı, Osmanlıları da Ruslara karşı kışkırtmış, zaman zaman Ruslarla birlikte olmuştu, ama şimdi dünyanın en güçlü ordusu ile Rusya'yı işgale yürüyordu!.. Yaptığı en büyük iki hata ise şunlardı: Birincisi Osmanlıları ve Lehleri her zaman küçümsemişti, ikinci hatası ise; Rusya'nın 'tarihi ve daimi dostu' olan çok sert ve soğuk geçen iklimi idi!.. Moskova'ya yürüdü ve ağır Kış koşullarında 'Bükreş Antlaşması' nedeniyle serbest kalmış olan Komutan Kutuzov, onun ordusunu Ukrayna Ovalarında perişan etti!.. Halbuki Napolyon güvenilir biri olsaydı, Osmanlılarla ve Lehlerle bir anlaşma yaparak, Rusya'nın ordusunun yarısını bunlarla meşgul eder, Rusya'yı da kolayca istilâ edebilirdi? Tarihi hatasının bedelini çok ağır ödemişti!..
Bu durum Osmanlı Padişahı II. Mahmut'un pek işine yaradı, Fransa ve Rusya olmak üzere bu iki tehlikeli rakipler kapışırken, o da Osmanlı içindeki iç karışıklıkları halletmeye yöneldi!.. Ancak bunları düzeltmek hiç de öyle kolay olmadı!.. Avrupa'dan Asya'ya, Mısır'dan Hicaz'a kadar her yerde kıpırdanmalar ve isyanlar başlamıştı, çünkü artık iki güçlü devletin kapışması, dünyada da bir başıbozukluğa sebep olmuştu!.. Bu isyanlarda en çok onları, Mısır Valisi Mehmet Ali Kavalalı ve oğlu Tosun Paşayı, Hicaz'ı ele geçiren Suudi Vehhabiler uğraştırdı... Ama sonuçta Kölemenler de Vehhabiler de tamamen temizlendi, Kavalalı Mehmet Ali Paşa büyük saygı duyulan biri haline geldi...
Avrupa'da ise, 1814'te Napolyon dönemi sona erince özgürlük, demokrasi ve liberalizm rüzgârları esmeye başladı!.. Ayaklanmalar ve küçük devletler kurma hevesleri arttı!.. Osmanlıda ise yapılan savaşlardaki yenilgiler, kaybedilen şehirler ve kalelerden sonra, 'Yeniçerilere' olan halkın saygısı azalmaya, hatta nefrete dönmeye başlamıştı!.. Padişah II. Mahmut çağa uygun yenilikler yapmak istiyordu ama, yurdun her yerinden gelen cahilce ve gerici hareketlerden aman alamıyordu!..
15 Haziran 1826 tarihinde Yeniçeriler son kez isyan ettiler, Et Meydanı'nda kazan kaldırdılar!.. Bu da onların sonu oldu; gerekli tedbirleri önceden almış olan II. Mahmut ve onun sadık Paşaları, Yeniçerilerin tamamını yok ettiler, bir çıbanbaşını daha tarihe gömmeyi başardılar!..
Günümüzde de ABD'de Biden, Rusya'da Putin, Kuzey Kore'de Kim Yong-un, İsrail'de Netanyahu gbi ilginç ve tipik liderler var!.. Bakalım bunlar arasından 21. Yüzyıl'da bir çılgınlık yapan olacak mı, olursa bizim Atatürk ve İnönü, İngiliz Churchill gibi hangi akılcı liderler bunlara engel olacaklar, göreceğiz bakalım!?
Bugün de size Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Benimsin" adlı şiiriyle veda edeyim bari:
"Gün, yeni doğanındır/ Kül, sönmüş ocakların/ Kılıç, kahramanındır/ Köpek de sokakların!..// Gündüz kelebeklerin/ Gece yıldızlarındır/ Ölüler böceklerin/ Azap, günahkârındır/ Sen de benimsin, benim!..// Ne olursan ol, kadın;/ Şeytan, canavar, baykuş/ Yok kurtuluş elimden/ Elimden yok kurtuluş!.." Sakin KOŞAR...