KENDİNİZİ NASIL HİSSEDİYORSUNUZ DOSTLAR !?
Eskiden evlerinden pek dışarı çıkmayanlar hep kınanır, kendilerine; "Ev Bekçisi... Ev Kedisi... Eşinin Dizi Dibindeki Ot... Kafes Kanaryası... Gölge Fesleğeni... Fosil... Yedi Uyurların Küçük Biraderi... Köstebek... Uykucu... Kış Ayısı... Tembel" filân denilirdi değil mi?
21 Mart'ta kapandığımız evlerimizde, neredeyse iki aydır karantinadayız ve sokağa adım atamadık, sevdiklerimizle kucaklaşıp, omuz omuza oturup, eski günlerdeki gibi ne sohbet edebildik, ne yemek yiyebildik, ne de oyunlar oynayabildik!.. Tek vakit geçirebildiğimiz şeyler cep telefonu geyikleri, televizyon, gazete-kitaplar ve pencerelerimizden görülebilen dış dünya idi... Nerede o eskisi gibi komşularımıza pasta-börek verip-almalar, onlarla çay-kahve içmeler, alt veya üst kat komşuların dedikodularını yapmalar... Artık eskidendi bunlar... İşte seçtiğim bazı cep geyikleri:
--Bugün çöp atma sırasını bana kaça satarsın evlât?
--Herkes kendi berberi olmuş, kafalar 3 numarayla kazınmış; her ev Tibet'teki puta tapan keloş derviş benzerleriyle dolu!..
--Biz balkona Gökova, oturma odasına Marmaris, yatak odasına da Bodrum adını verip, her gün ayrı bir tatil beldesine akşam-sabah gezmeye gidiyoruz anasını satıyım!..
--İşsiz kaldıysanız eğer; bu karantina biter bitmez ya bir Psikiyatr, ya bir Diyetisyen veya bir Kadın Doğum Uzmanı doktor yanında çalışın!.. Vallayi paraya 'para' demezsiniz gari!..
--Ne İtalyan, ne Rus ve ne de Amerikan kaçak içki Mafyası bu kadar etkiliydi!.. 'Covid-19' adlı virüs mafyası bir çıktı, zorla dünyanın bilumum mekânlarını topyekün kapattı yahu!..
--Hani o birbirini ölümüne seven ve el ele dolaşan sevgililer neredeler şimdi? Gözle görünmeyen bir mikrop, bütün foyanızı ortaya çıkarıverdi işte, sizi yalancı sahtekârlar sizi!..
--Şu kuaförler bir-iki ay daha açılmazsa, tüm dünyadaki 'Sarışın Bomba' kadınların nesilleri kesilecek, hepsi evrim geçirip eski hallerine dönecek, artık yüzlerine de bakılmayacak!..
--"İllâ da ev kızıyla evlenirim!" diyen gençlere müjde!.. Artık her kız evde kalıyor, hepsi de 'ev kızı' oldular, seçip seçip alın gari...
--Koronavirüse o kadar da kızmayın canım... Baksanıza, yıllardır kocalarının nerede olduğunu araştırıp-soruşturan, hep şüphe duyan bütün kadınlar, hayatlarında ilk kez kocalarının evde olduklarından adları kadar eminler!..
--Günlerdir telefonla arayıp; "Bugün ne yapıyorsun?" diye soran bütün arkadaşlarıma; "Bugün, sabahtan beri evin dış tarafında dönüp duruyorum; eğer burada da koronavirüse yakalanırsam, kavgalı olduğum herkesle barışıp, onları şapur-şupur öpüp, sarılıp, bütün küslükleri sona erdireceğim!" dedim... Hepsi de mesajla geri dönüp; "Tabii, çok iyi düşünmüşsün, hayatta küslük hiç iyi birşey değildir" dediler, iyi mi?
--Dün emekli Maliyeci Hüsamettin aradı; "40 gündür hesap yapıyorum, eğer bir ay daha karantinada kalınırsa, virüsten ölenlerin iki buçuk katı kadar 'Erkek' cinsi, evlerindeki 'Kadın' dırdırından ölecekler, ha bunu da yetkililere duyurunuz!" dedi!.. Duyurması bizden...
--Son ve naçizane bir tavsiye de erkek arkadaşlara bendenizden olsun: "Eyy günlerdir 'tek dişi kalmış canavarlara' dönen erkek milleti; sakın eşinizle kavga filân etmeyin!.. Zati daha önce dışarıda yediğiniz nanelerden dolayı yatacak yeriniz yoktu, şimdi de evde kavga çıkarırsanız eğer, yemin olsun gidecek yeriniz yok!.. Biraz akıllı davranın gari, e mi!?" Sakin KOŞAR...