SİYASETTE YENİ GELİŞMELER ?

 

Son günlerde ülkemiz siyasetinde yeni ve bilinmeze doğru giden yeni gelişmeler yaşıyoruz. Kasım ayı başında merhum Erbakan Hoca'nın oğlu Fatih Erbakan da partisini kurup, ilk olağan kongresini yaptı ve tek aday olduğu "Yeniden Refah Partisi" Genel Başkanı seçildi.

AKP'den ayrılıp, iki ayrı parti kuracak olan Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan da, ara sıra yaptıkları açıklamalarla, kuracakları yeni partilerinin son aşamaya geldiğini açıkladılar. Her partiye mensup bazı eski siyasiler kapalı kapılar ardında bir araya gelip; "Artık ülkenin bir 'Merkez Sağ Partiye' ihtiyacı olduğunu" söyleyerek, önümüzdeki günlerde kuruluş çalışmalarına başlayacaklarını el altından basına sızdırmaya başladılar.

Bu gelişmeler yaşanırken, iktidar partisi AKP'den sık sık çatlak sesler yükselmeye ve istifalar da peş peşe gelmeye başladı. Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri'nde HDP'nin kazandığı Belediye Başkanları, mahkeme kararları beklenmeden art arda görevden alınıp, yerlerine de iktidarın atadığı Vali ve Kaymakamlar "Kayyum" olarak göreve getiriliyor, oraların seçmenlerinin kızgınlıklarının artmasına sebep oluyor ve hep şunu soruyorlar: "Madem bu Başkanlar suçlu idiler, seçimlere giderken bunların adaylık başvurularını, hepsi Yüksek Hâkimlerden oluşan 'Yüksek Seçim Kurulu (YSK)' ne diye bunların aday olmalarına karşı çıkmadılar da, neden seçildikten sonra tutuklanıyorlar!?" diyorlar. Haksızlar mı yani !?

Yeni yönetim sistemi yüzünden iktidarın sürekli kan kaybettiği görülüyor!.. Son Yerel Seçimler de bunu iyice ortaya çıkardı, en büyük İllerde Belediye Başkanlıklarını kaybettiler!.. Hele İstanbul'da 13.000 farkla seçimi kazanan CHP adayı Ekrem İmamoğlu'nun seçimini yenilemeleri, kayıplarını daha çok arttırdı ve ikinci seçimde sayın İmamoğlu tam 806 Bin farkla seçimi kazanmıştı!..

Son seçimlerde iktidar, İstanbul'da aday olarak son Başbakan sayın Binali Yıldırım'ı göstermesine rağmen, CHP de hiç tanınmayan Beylikdüzü İlçesi Belediye Başkanını aday göstermiş ve bu seçimi farkla kazanmıştı. Ankara'da böyle oldu, Mersin'de, Kırşehir'de, Adana'da ve Antalya'da da böyle oldu.

Yeni sistemde Yüce Meclis'in ve Milletvekillerinin bir etkinliği kalmadı. En çok prim yapanlar 'Yerel Yönetimler' oldu. Büyük umutlarla başlatılan "Suriye Barış Pınarı Harekâtı" birden durduruldu ve hiç adından bile bahseden kalmadı... Çok sesli bir şekilde Meclis'ten geçirilen "Yargı Reformu" beklentileri boşa çıkardı: "Rabia Naz'ın ölümünü araştıran gazeteciler gözaltına alındı. Ahmet Altan yeniden tutuklandı. Emniyet, Teşkilâttaki Menzil Yapılanmasına dikkat çeken gazeteciyi suçladı. 'Kriz Var' diyen yargılanıyor, teröristlikle suçlanıyor, yeni cezalar geliyor!.." Eee, hani bu yargı reformu ile özgürlükler artacak, adalete eski güven sağlanacaktı!? Seçimde EYT'lilere verilen sözler tutulmadı, Şubat-2019'da, yıl sonuna kadar Maliye Bakanı 2,5 milyon kişiye iş bulunacağını söylemişti. Bu söz tutulmadığı gibi, son 10 ayda 1 Milyon 205 Bin kişi daha icralık oldu, işsizler ordusuna da 812 Bin daha yeni işsiz eklendi!..

Bütün bu ve buna benzer gelişmeler iktidara çok kan kaybettirdi, kendilerine olan güveni azalttı!.. İşte peş peşe gelen istifalar, art arda kurulmaya başlanan yeni partiler, hep bu gelişmelerin, verilen sözlerin tutulmaması yüzünden oluşuyor!.. Artık kendi partilileri de, halk da yeni umutlar peşinden gitmeye başladı, sonuç maalesef budur. Yakında 'Erken Seçim' dillendirilmeye başlanırsa hiç kimse şaşırmamalıdır.      Sakin KOŞAR.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI