TARİHTE OSMANLI VE İRAN KAVGALARI !?

 

                    TARİHTE OSMANLI VE İRAN KAVGALARI !?

Şimdilerde Amerika ile papaz olan İran, bir zamanlar bizimle de pek geçinemezdi... İki ülke pek geçinemese de, top-yekün bir savaşa ve işgale de hiç tutuşmamışlardı...

Padişah II. Bayezit döneminde Yavuz Sultan Selim Trabzon Valisi idi... Yavuz Selim'in ağabeyleri Ahmet Amasya Valisi, Korkut ise Manisa Valisi idiler... 1512 yılında Padişah II. Bayezit ölünce, kendisinden korkup-çekinseler de, aklı başındaki devlet adamları ve ordu komutanları Yavuz Selim'in padişah olmasını istediler ve tahta onu oturttular!.. Yuvuz Sultan Selim, padişahlığının bir yılını ağabeyleri Ahmet ve Korkut'la savaşıp, onları öldürerek rahat bir nefes alabildi... Kendi oğlu Süleyman (daha sonra Kanuni Sultan Süleyman olacak olan) dışındaki, ailesindeki bütün erkekleri öldürttü!..

Yavuz Sultan Selim, daha Trabzon Valisi iken İran Şahı İsmail'in neler yaptığını, Osmanlı üzerindeki amacının neler olduğunu seziyor ve onu sürekli takip ettiriyor, Padişah babası II. Bayezit'in bu ciddi iş için kılını bile kıpırdatmamasına çok kızıyordu!..

1513 yılında verdiği emirlerle, ordusu ve çevresinde Şah İsmail hayranı olan 40 Bine yakın kişiyi öldürttü... Safavîlere karşı yapacağı seffer hazırlıklarına başladı... Orduyu Bursa'nın Yenişehir yakınlarında toplayıp, yola çıktı... Yolda askerlerine yüklüce bir bahşiş verdi...  Akıncı kuvvetleri İran üzerine gönderdi, elçileriyle de Şah İsmail'e bir mektup yollayıp; erkekçe bir savaş için yola çıktığını, kendisinin de ordusu başında olacağını ona resmen bildirdi...

İran sınırına yaklaşınca, orduda yiyecek sıkıntısı başgösterdi... Kayınpederi olan ama araları açılan Dulkadiroğlu Alâüdedevle, zahire kollarını çete taktiğiyle vuruyor-kaçıyordu... Bu yüzden, Trabzon üzerinden deniz yoluyla yiyecek sevkiyatı yaptırmaya başladı... Fakat, ortalarda Şah İsmail ve ordusu gözükmüyordu... Ona bir mektup daha yollayıp; "Uzun yollar geçtikten sonra ülkene geldim, sen meydanlarda gözükmüyorsun!.. Padişahların ellerindeki ülke aynen nikâhlısı gibidir!.. Erkek ve yiğit olanlar, bu nikahlısını başka ellere dokundurtmazlar!.. Seni korkutmamak için tam 40 Bin askerimi de Sivas'la Kayseri arasında bıraktım!.. Düşmana iyilik ancak bu kadar olur!.. Hâlâ ortaya çıkmazsan, erkeklik sana haramdır, miğfer yerine yaşmak, zırh yerine de çarşaf giyersin!.." dedi...

Seferin uzaması, ordunun bakımsız yerlerde konaklaması, üsteylik de ortalarda Safevî ordusu ve Şah İsmail'in gözükmemesi, ordu içinde huzursuzluk başgösterdi... Bazıları o kadar ileri gittiler ki; Padişah çadırına kurşun ve ok attılar!.. Yavuz Selim bu hareke çok kızdı, sert önlemler aldı... Geri dönülmesi gerektiğini kendisine ilk söyleyen Konya Valisi Hemdem Paşanın orada kafasını kestirdi!.. Ordusuna etkili bir konuşma yapıp; "Gerçek Müslüman ve erkek olanlar benimle gelir, olmayanlar da karılarının koynuna dönerler!" deyip, atını İran'a doğru sürdü... Ordu da utanmış olarak hemen arkasından yürüdü...

İki ordu 1514 yılında Çaldıran Ovası'nda karşı karşıya geldi... Çok çetin bir savaş oldu, ama Osmanlı ordusu başındaki Hadım Sinan Paşa, Beylerbeyi Hasan Paşa, Hersekzade Ahmet Paşaların yerinde manevraları sayesinde, Safevi Ordusu ve Şah İsmail çok feci bir yenilgi aldılar, Şah İsmail kolundan yaralandı, eşini ve altın tahtını bırakarak İran'a kaçtı...

Çok kayıp veren İran ordusuna rağmen, Yavuz Sultan Selim gidip de İran'ı işgal etmeyi düşünmedi!.. Onlardan gelecek tehlike önlenmişti, bu da aynı soydan ve aynı dinden gelen ülkelerin insanları olarak Padişah Yavuz Selim'e yetmişti...

Şimdi aynı İran ABD ile savaşın eşiğine geldi... Durum çok gergin, her an bir büyük çatışma çıkabilir? Bakalım sonuç ne olacak!?                  Sakin KOŞAR...         

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI