İl Başkanı Balcı: "Tarihi bir direnişe hazır olsunlar"

CHP Muğla İl Başkanlığı tarafından sokak köpeklerinin barınaklara alınması ve ötanazi adı altında öldürülmelerinin yolunu açan yasa teklifinin, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu'nda kabul edilmesi sonrası açıklama yapıldı. İl Başkanı Zekican Balcı tarafından okunan açıklamada, "Muğla meydanlarından Ankara'ya sesleniyoruz! Bu insanlık dışı yasayı hazırlayanlar tarihi direnişe hazır olsunlar! Nasıl ki bir ağaç kesilmesin diye sokakları, meydanları gümbür gümbür titrettiysek, can dostlarımıza dokunulduğu anda hep birlikte büyük bir mücadeleyi başlatacağız" ifadelerine yer verildi.

Haber Merkezi

Açıklamanın tamamında şu ifadelere yer verildi: "23.07.2024 tarihinde Sokak Köpeklerinin barınaklara alınması ve ötanazi adı altında öldürülmelerinin yolunu açan yasa teklifi, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu'nda kabul edildi.

Hükümet, son zamanlarda artış gösteren köpek popülasyonuna bilimsel, insani ve vicdani çözümler üretmek yerine bu hayvanları keyfiyetle katletmeyi kapsayan bir yasa tasarısı ortaya koyarak canlıya ve yaşam hakkına bakış açısını bir kez daha gözler önüne serdi. "Kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat" modelinin benimsenmesi gerekirken hiçbir dayanağı olmadan öldürmeyi hedefleyen bir kanun düzenlemesi asla ve asla kabul edilemez.

Hazırlanan yasa teklifinde popülasyonun en önemli artış sebeplerinden olan yasal ve yasa dışı üretime dair hiçbir düzenleme yapılmamış ve hiçbir odanın, derneğin, bu alanda uzman kişilerin görüşlerine başvurulmamış, hayvanların öldürülmesi en basit çözüm olarak ortaya konulmuştur.

Hayvanları korumakla görevli olan belediyelere katil olma imkanı veren, katliamı güzelleyerek binlerce masum canı alma planlarını kamuoyunun talebiymiş gibi lanse eden tüm yetkililer hukuk tarihinin utanç timsali, kara bir lekesi olacaklardır. Çözümden, vicdandan ve hakkaniyetten uzak, kan kokan bu tasarı üzerinden hayvanların yaşam hakkını tartışma konusu yapanları tarih utançla anacak ve hiçbir zaman affetmeyecektir. Popülasyonun kontrol altına alınmasına yönelik tedbirleri düzenleyen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun uygulanması için hiçbir denetim ve tedbir yükümlülüğünü yerine getirmeyenlerin, konu öldürmeye geldiğinde hapis cezaları ve belki de kayyum atanması gibi ağır yaptırımlarla gözdağı vermeleri, niyetlerinin kamu sağlığını ve kamu güvenliğini sağlamak değil hayvanları katletmek olduğunu açıkça göstermektedir.

2004 yılında yürürlüğe giren 5199 sayılı Kanunun esas aldığı popülasyon kontrol programı olan TNR (Trap-Neuter-Return / Yakala-Kısırlaştır-Bırak) yöntemi neden 20 yıldır uygulanmamıştır. Hiç uygulanmamış olan kısırlaştırma yönteminin başarısız olduğu nasıl iddia edilebilir?

Kısırlaştırma yönteminin  çevre  ve insan sağlığı açısından  en uygun çözüm olduğu, 2019 yılında tüm partilerin oybirliği ile yayımladığı "TBMM Hayvanların Haklarının Korunması ile Hayvanlara Eziyet ve Kötü Muamelelerin Önlenmesi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporunda" da ifade edilmişken neden şimdi bu yöntem terk edilmekte; onun yerine milyonlarca hayvanın katledilmesine yol açan bir ölüm döngüsü hangi gerekçeyle kanunlaştırılmak istenmektedir?

Artış gösteren popülasyonun tek sorumlusu yasayı yerine getiremeyen ve getirmek istemeyen hükümettir. Bunun bedeli hayvanlara ödetilemez. Bakanlığından belediyesine, siyasetçilerinden memurlarına 20 yıldır hiçbir sorumluluğunu yerine getirmemiş siyasi iktidarın takdirine bırakacak hiçbir canımız yoktur; vermediğimiz canı sizler alamazsınız.

Buradan Hükümete ve TBMM'nde görev yapan milletin vekillerine bir çağrımız var: Başta hükümet olmak üzere, belediyeler, 29 veterinerlik fakülteleri, 11.000'i muayenehane/poliklinik/hastanede çalışan olmak üzere toplam 20.000'e yakın serbest veteriner hekim ve STK'lar birlikte çalışarak sayıyı yönetilebilir seviyelere çeksinler. Bu çözümle 4 Milyon hayvanın kademeli öldürülmesi yerine 1.500.000 hayvanı kısırlaştırarak sorun çözülsün. Bu çözüm etik, bilimsel, sürdürülebilirlik, sosyolojik, ve ekonomik açıdan en avantajlı çözümdür. Bu çalışmaya paralel olarak tarafların destek şekilleri tüm hayvanların mikroçiple kayıt altına alınması ve denetlenmesi, kent hayvanlarının tanımlanması, sahiplendirilmenin özendirilmesi ve teşviki, bakımevi standartları ve yapımı ile diğer tüm konuların ele alındığı ve tüm tarafların içinde olduğu bir mevzuat çalışmasını ivedilikle başlatın.

Bizler, "Bir millet hayvan sevgisi ve insan sevgisi kavramlarını içselleştirmediği sürece, medeni sayılamaz." diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ve bir karıncanın bile canına kast etmekten imtina eden Kanuni Sultan Süleyman'ın evlatlarıyız.

İşte bu yüzden Muğla meydanlarından Ankara'ya sesleniyoruz! Bu insanlık dışı yasayı hazırlayanlar tarihi direnişe hazır olsunlar! Nasıl ki bir ağaç kesilmesin diye sokakları, meydanları gümbür gümbür titrettiysek, can dostlarımıza dokunulduğu anda hep birlikte büyük bir mücadeleyi yeniden başlatacağız Direnenler ve inananlar asla kaybetmezler."

 

DİĞER HABERLER