Muğla'daki Alevi örgütleri ve sivil toplum kuruluşları, Suriye'de Alevilere yönelik katliamlara karşı basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, "Colani ve yönetimi ve onları destekleyenler bu katliamların doğrudan sorumlusudur" denildi.
Haber Merkezi
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Beşar Esad'ı destekleyen militanlarla Heyet Tahrir Şam (HTŞ) güçleri arasındaki son çatışmalarda 745 Alevi sivilin hayatını kaybettiğini açıkladı.
Muğla'da; Alevi Bektaşi Federasyonu, Türkiye Alevi Dernekler Federasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Çerağın Bileşenleri ve Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF), Suriye'nin Lazkiye, Tartus ve Hama vilayetlerinde Alevilere yönelik katliamlara karşı bir araya geldi.
Yurttaşlar, bugün (9 Mart) saat 15.00'te Sınırsızlık Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi. "Suriye'de Alevi katliamı var" başlıklı açıklamada, 8 Aralık 2024'te gerçekleşen yönetim değişikliğinin ardından Alevilere yönelik sistematik ve bilinçli bir katliam yapıldığı vurgulandı.
8 Aralık 2024'ten bu yana İdlib, Humus, Hama ve Lazkiye kırsalındaki Alevi köylerinin kuşatma altında olduğu belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Camilerden yapılan anonslarla özellikle Alevi halkı hedef gösterilirken, saldırılar doruk noktasına ulaşmış durumdadır. Kaçırılan kadınlar tecavüz tehdidiyle sindirilmekte, gençler işkence edilerek kaybedilmekte, köyler yakılıp yıkılmakta ve faili meçhul cinayetler sıradanlık kazanmıştır."
Yaşanan sürecin bir soykırım olduğu ifade edilen açıklamada, "Bu bir soykırımdır! Bu zulmün failleri bellidir! Buradan yüksek sesle haykırıyoruz! Geçici hükümet, onun lideri Colani ve Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) başta olmak üzere El Kaide bağlantılı cihatçı çeteler, yıllardır Alevilere, Hristiyanlara ve farklı inanç gruplarına yönelik katliamlar düzenlemektedir" denildi.
"TÜRKİYE, BU KATLİAMLARIN NERESİNDE?"
Suriye'de kurulan geçici hükümetin lideri Colani'nin emperyalist güçlerin desteği ile büyütülüp silahlandırıldığı vurgulanan açıklamada, "Bugün Suriye'de, Alevi köylerinde, sadece bu çetelerin eli kanlı militanları değil, onları besleyen, onlara lojistik sağlayan, siyasi zemin açan tüm devletler de sorumludur. Soruyoruz buradan; Türkiye, bu katliamların neresinde?" sözleri kullanıldı.
Açıklamada, Colani'nin "istikrar figürü" olarak sunulmasının bir çarpıtma olduğu vurgulandı. HTŞ iktidarının Türkiye ve emperyalist güçler tarafından desteklendiği ve Alevilere yönelik katliamlara göz yumulduğu ifade edildi. Suriye'deki "güvenli bölge" politikalarının ve "Esad artıkları" söylemlerinin aslında Alevileri ve diğer azınlıkları hedef alan bir etnik temizlik planı olduğu belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Bölgedeki askeri ve istihbari unsurlar, bu çetelerin hareketlerini desteklemekte, Suriye'nin parçalanmasını derinleştirmektedir. Medya ve uluslararası kurumlar, bu katliamları görmezden geliyor, emperyalist propaganda makinesiyle gerçeği çarpıtıyorlar. Alevi halkının yaşadığı zulümden bahsedenler ya susturuluyor ya da kara propagandayla itibarsızlaştırılıyor."
"ALEVİLERE YÖNELİK AÇIK BİR SOYKIRIM GİRİŞİMİDİR"
Körfez ülkeleri ve Batılı devletlerin, petrol ve doğalgaz çıkarları doğrultusunda radikal örgütlere finansman desteği sağladıkları ve bu grupları "özgürlük savaşçısı" olarak sundukları söylenen açıklamada, "Bugün bile, bu katil sürülerini 'ılımlı muhalif gibi göstermeye devam ediyorlar. Haykırıyoruz! Colani ve yönetimi ve onları destekleyenler bu katliamların doğrudan sorumlusudur. Aleviler susmayacak! Buradan herkese çağrımız" denildi.
İnsanların ölümlerinin görmezden gelinmemesi gerektiği belirtilen açıklamada, "Katledilen insanların sesi olun! Colani'yi meşrulaştırmayın! Onu 'barış elçisi' gibi göstermek zulmü aklamak ve onaylamaktır. Zulme sessiz kalan dilsiz şeytandır. Bizler, tarih boyunca zulme karşı direnen bir halkız. Bugün Suriye'de yaşananlar, bir 'iç savaş' değil, Alevilere yönelik açık bir soykırım girişimidir. Kimse bu gerçeği çarpıtamaz" sözleri kullanıldı.
Alevilere yönelik saldırıları gerçekleştirenlerin aklanmaması gerektiği vurgulanan açıklamada, son olarak şu ifadelere yer verildi: "Bu kanlı planları yürüten hükümetler, istihbarat servisleri ve medya organları hesap vermelidir. Uluslararası kamuoyunu, insan hakları örgütlerini, vicdan sahibi herkesi Suriye'deki Alevi soykırımına karşı harekete geçmeye çağırıyoruz! Susarsak, bu vahşetin suç ortağı oluruz! Bu zulme karşı susmayacağız, boyun eğmeyeceğiz! İnancımızın, kimliğimizin, insanlık değerlerinin yanında durmaya devam edeceğiz. Zalimin karşısında, mazlumun yanında; bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız."