ŞİDDET KÜLTÜR MÜDÜR YOKSA

 

 

                                   ŞİDDET  KÜLTÜR MÜDÜR YOKSA

      Psikoloji davranış  bozukluklarının nedenini, insanın iç ve dış dünyası arasındaki olumsuzluklarla açıklar.Bu iki dünya arasında bir denge durumu yaratılmadığı zaman davranışlar olumsuz olarak   gerçekleşir.

     İnanç sistemleri ise bozuklukları şeytanla açıklar. Bunun için dinlerle bilimin uzlaştığı ortak noktalarda buluştuğu pek rastlanan bir olgu değildir. Bunun içindir ki, referansları inanç olan toplumlarda psikoloji bilimine  hoş bakılmamaktadır.

Bu toplumlarda ilk yasaklanan psikoloji olmuştur. İran'da Humeyni iktidarında ilk yaptığı felsefeyi,psikolojiyi yasaklamak olmuştu.Aynı şekilde Şili'de faşist diktatör de önce felsefeyi yasaklamakla başlamıştı işe.

     İnanç ve felsefe bilgilerinin kaynağı işlenirken de bilimin akıl ve deneyle inançların   önkabulle,varsayımlarla kazanıldığını söyler. Bu yüzden iki bilgi dalı farklı  kanallardan kazanılır ve hemen hemen hiç bir ortak noktada buluşmazlar.İnaçların şiddet anlayışı ile bilimin şiddet açıklamaları hep farklıdır. Kaynakları  çok farklıdır çünkü..

    İnançlar şiddeti şiddete meyilli insanlar tarafından yaratılmış olarak görür. Kimileri de olağan   güçlerin bir yönlendirmesi, gerçekleştirisi  olarak sunar.Böyle bakarsakinsanın tüm davranışlarını onlara olan eğilimlerle açıklamak mümkündür. Bunlara meyilli olan insanların ürünü olarak sayar.böyle olursa  eğitime asla ihtiyaç yoktur. Çünkü eğitimin amacı inan davranışlarını kontrol edilebilir bir şekle sokmaktır

     Oysa olumsuz davranış örnekleri bir eğilimle değil bir çok bilimsel etmenlerle açıklanabilir,önce şunu görmek gerekir.Bir toplumda BİREY olamamış insanların kendilerini birey ait özelliklerle ifade edememesin bu eksikliğini şiddeti kullanarak gidermek istemesinden dolayı ortaya çıkıyor şiddet eylemleri.Yani psikolojik bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.Bunun çözümü de yine psikolojinin yöntemleriyle mümkün olacaktır.

   Şiddet bir ifade şeklidir kimi bireyler için..Onlar kendilerini başka türlü ifade edemeyeceklerini gördükleri için şiddeti kullanırlar.Hatta denilebilir ki başka seçenekleri bile yoktur..

      Olumsuz tüm davranışların gersinde bir psikolojik arıza vardır. Davranışların çözümünü yapabilmek için bu arızanın ne olduğunu  görebilmek gerekir. Bakınız futbol maçlarında özellikle alt liglerde sıkça görülen şu örneğe..Kimi futbolcular vardır bir darbeyle karşılaştıkları zaman kıvranır da kıvranır  yerde..sanırsınız ki bu kıvranmadan sonra bu oyuncunun  yaşamı tehlikeye girmiştir.bazı oyuncular rol yaptıkları için bu kıvranmalar arasında göz ucuyla hakeme bakar.Acaba hakem buna ne diyecektir.Rol davranışını yapan kişi biraz sonra eskisinden daha sağlam olarak sahada döner.

       Her durumda şiddetin gerisinde önemli bir kişilik özelliği, kültürel bir anlayış vardır. Yapanın da uğrayanın da davranışlarında bu özellikler öne çıkar.Bu açıdan bakılınca da şiddetin acaba toplumla bir bağıntısı olabilir mi diye sormamız gerekir. Hele bazı şiddet örneklerinin bağıntısı kesinlikle yadsınamaz.

Kadına yönelik şiddetin nedeni vardır. Sağlıkçılara yönelik şiddetin nedeni vardır gibi..

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI