'BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ' NDE NELER OLUYOR !?

 'BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ' NDE NELER OLUYOR !?

Ben bu konuya girmeden önce, size Cumhuriyet Gazetesi yazarı sayın Özlem Yüzak'ın '08 Ocak 2021 tarihli ve "Bilim... Üniversite... Boğaziçi..." başlıklı köşe yazısından bir bölümü aynen aktararak işe başlayayım:

"Bünye kabul etmiyor, kusuyor!.. Ama aynı yiyecekte ısrarlı adam, vazgeçmiyor!.. Mide, bağırsaklar berbat; ateş çıkıyor, eklemleri ağrıyor, bitap düşüyor...

Boğaziçi Üniversitesi'ne yeni Rektör atanmasına da bu gözle bakabilirsiniz!.. Öğrenciler de, Hocalar da, hatta mezunlar da istemiyor!.. Protestolar, 'İstifa Et' çağrıları yükseliyor!.. Devir-teslim töreninde sırtlarını dönüyorlar Akademisyenler!.. Toplumsal tepki artıyor... Ben de bir Boğaziçi Üniversitesi mezunu olarak, o atamayı doğru bulmuyorum!.. Belli ki bünye kabul etmiyor!.. Bu ısrar neden!?

Yeni Rektör Prof. Dr. Melih Bulu'ya yönelik tepkinin üç nedeni var: 1-Siyasi kimlikli birinin atanmış olması... 2-Türkiye'nin en iyi, ülke koşullarında olabildiği kadarı ile en özerk üniversitesi olan Boğaziçi Üniversitesi'nde liyakatın hiçe sayılmasına, kendilerine hiç danışılmadan atama yapılmasına duyulan öfke... 3-Yeni Rektörün ayağı yere basmayan söylemleri... Bünyenin kabul etmediği, kustuğu yeni Rektör, bu şartlar altında görevini nasıl icra edecek, bekleyip göreceğiz!.." diyordu...

Sahi, neler söylüyordu o yeni atanan, çiçeği burnundaki Rektör: "Ben Boğazici Üniversitesi'ni dünyanın ilk 100 üniversitesi arasına sokacağım!.. Ben metalika müzik dinleyen biriyim... Ben ilk siyasete CHP'de başlamıştım, ama siyaseti 2014 yılında bıraktım, sonra AKP'den milletvekili aday adayı oldum, ama bu siyasi biri olduğumu göstermez!.."

Geçmişine ve yaptıklarına bakıyorsunuz, uluslararası bilim dergilerinde bir tane bile bilimsel makalesi yayımlanmamış, adı-sanı belirsiz biri olarak karşımıza çıkıveriyor!.. E, hal böyle olunca, bizim eskilerin dediği gibi; "Tarlada izi olmayanın, harmanda yüzü olur mu?" Böyle bir rektör de, bu üniversiteyi hangi başarısıyla 'dünyanın ilk 100 üniversitesi arasına' sokacak ki!? Tanıdıklar arasında yapılan dost muhabbetlerinde belki bunu yutanlar olacaktır da, gerçek bilime ve gerçek başarılara inanan akademik çevrelerde bunları kim yutar!?

Biliyor musunuz; her yıl dünyanın en iyi üniversitelerinin sıralamasını yapan "Times Higher Education (THE)" diye bir kuruluş vardır!.. Bunların kriterleri öyle basit, öyle liyakatsizlerin başaracağı türden kriterler değildir!.. Orada, sadece sıralamaya dahil olabilmek için dahi, 'Son 5 Yılda En Az 1.000 Makale' yayımlamış olmanız gerekiyor!.. Bunun yanında; "eğitimin kalitesi, öğrenci başına düşen Profesör, Doçent, Öğretim Görevlisi sayısı, yayımlanan ve en çok atıf alan makale sayısı, bilimsel araştırma-deney sayısı, üniversite-sanayi işbirliği, üniversiteye gelen yabancı öğrenci sayısı..." gibi kriterler aranıyor!..

Şu anda Boğaziçi Üniversitesi dünyadaki 'THE Sıralamasında' 600 ile 800 bandında, sayın yeni Rektör bunu da biliyor mu acaba? Bilkent, Koç ve Hacettepe Üniversiteleri de ilk 500 ile 600 bandındalar!.. Geçen yıl sadece 'Çankaya Üniversitemiz' ilk 400 ile 500 bandına girebilmişti...

Ülkemizin 200'ü aşkın üniversitesinde 8 Milyon öğrencimiz okuyor ve 160 Bin kadar da Akademisyenimiz var!.. Peki, bunlarla biz ne halde-âmeldeyiz acaba? Halimiz anlamak için lütfen gidin de, Şikago Üniversitesi'nde görevli sayın Prof. Dr. Ufuk Akçiğit'in; "Türkiye Bilim Raporu"nu bir güzel okuyun da, halimizi bir görün!..

Ne diyordu Yunus Emre: "İlim, ilim bilmektir/ İlim kendini bilmektir/ Sen kendini bilmezsen/ Ya nice okumaktır!?// 'Okudum, bildim' deme/ 'Çok tâat kıldım' deme/ Eğer Hak bilmez isen/ Abes yere yelmektir!.."

Bu istenmeyen yeni Rektör de; 'abes yere yeliyor' mu, ne!?                       

YAZARIN DİĞER YAZILARI