"Dam Başında Saksağan, Vur Beline Kazmayı !?"

 

       "Dam Başında Saksağan, Vur Beline Kazmayı !?"

Son günlerde yazı başlığına benzeyen olaylar çoğalmaya başladı; bunlara gülmeli miyiz, ağlamalı mıyız, yoksa münasip yerlerimizi en katı taşlara mı vurmalıyız?

--Devlet telvizyonumuzdaki sarışın bayan Spiker, karşısındaki bayan Doktor ile sağlık konularında sohbet ediyorlar... Bayan Doktor, son günlerdeki salgın hastalık nedeniyle vücuttaki 'demir' eksikliğine dikkat çekiyor, bolca 'D Vitamini' almamızı önerince, sarışın Spiker araya girip; "Efendim, vücuttaki bu 'demir-döküm' malzemelerinin bolca alınabilmesi için hangi besinleri tüketmeliyiz?" demez mi? Bayan Doktor bu soruya bakakalıyor, spikerin 'demir ve vitaminler' hakkında zerre kadar bilgisinin olmadığını hayretler içinde görüyor ve şaşırıyordu!.. Bence bunda şaşılacak bir şey yok; son yıllarda böyle yerlere o kadar liyakatsız insanlar alındılar ki, tabii ki sonuç da bu olacaktı!..

--Üsküdar'da türbanlı ana-kızın camiye girmelerine müsaade etmediler!.. Namaza gelenlerden 'çok bilmiş' bir erkek önlerine dikilip; "Kadınlar camiye giremezler, Peygamber efendimizin bu konuda bir hadisi var!" demiş... Türbanlı kız da; "Sen kimsin, ben Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Mezunuyum, Müslümanlığı senden mi öğreneceğim!?" demiş, bu sefer de adam; "Hadislerden uzaksın, sen benim için havasın!" demez mi? İki kadın öfkeyle camiden ayrılmışlar... Haber bu kadar, yorum sizin!..

--"İnekbank"ı kuran 'Tosuncuk'tan sonra, son günlerde yere göğe sığdıramadığımız "Kripto Paracılar" da, bizim aziz milletimizden tokatladıkları paralarla yurt dışına tüydüler!.. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da soruyordu; "Yahu bu devletin istihbaratı, polisleri, jandarması yok muydu!? Bu ülkenin Ekonomi ve Ticaret Bakanları yok muydu!? Nasıl bunların halkı kandırmasına karşı gerekli tedbirleri almazlar, kaçmalarına nasıl engel olmadılar!?" diyordu... Biz de muhalefet partilerine soruyoruz; "Böyle ekonomiden ve ticaretten anlayanlar sizin ekipte yok muydu? Bunları gözlemleyip, iktidarı siz uyardınız mı peki!? Her gün onların konuşmalarına takılıp, basın önünde atıp-tutacağınıza, bunları da takip ettirseydiniz, uyarsaydınız, biz de size hak verirdik şimdi!.."

--İngiltere Başbakanı Boris Johnson, devlet konutuna 200 Bin Sterlin tutarında tadilat yaptırmış, hakkında hemen soruşturma açmışlar: "Nereden buldun da, bu devlet konutuna harcadın!?" diye... İşte ciddi, titiz ve denetimli devlet böyle olur!.. Sahi, buharlaştığı iddia edilen bizim '128 Milyar Dolar' MB parasından bir haber var mı, ben duymadım da!..

--Yıllardır başımızda 'Demokles'in Kılıcı' gibi sallayıp durdukları 'Sözde Ermeni Soykırımı' ABD Başkanı tarafından da tanındı, herkes ortalığı yıkıyor!.. İyi de, şimdi hep söylediğiniz tarihi belge ve kanıtlar elinizdeyken, bu zamana kadar biz-siz ne yaptık acaba? Ermenilerin bu konudaki canhıraş çabalarını, uluslararası camiada biz gösterebildik mi!? Bence gösteremedik, ertesi günlerde hep unuttuk!.. Sızlanacağımıza, biraz da biz çalışsak diyorum!.. Bunların kaç Diplomatımızı daha suikastla öldürmelerini bekliyoruz ki!?

Neyse, bu konular daha çok su kaldırır!.. Hani deveye sormuşlar; "Niye senin boynun eğri?" diye de, deve bu soruya bozulup; "Zati nerem doğru ki!" demiş ya? Bugün size üstat İbrahim Ergin'in "Genç Kız" şiiriyle veda edelim...

"Kütür kütür, ne giyse dar/ Gök eriğin tat verdiği/ Kış ortasında İlkbahar/ Kurdun, kuşun süt verdiği...// Beli ancak arıda var/ Gözler hançer sivrisi/ Pergelden çıkma kalçalar/ Göğüsleri incir irisi...// Yatağında bir gerinir/ Islanır yangın çiçeği/ Bir romandan çıkar gelir/ Düşlerin yağız erkeği..."                    Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI