"FALAKACI"YA CEZA MI, ÖDÜL MÜ VERMELİ !?

 

                  "FALAKACI"YA CEZA MI, ÖDÜL MÜ VERMELİ !?

Kayseri'de bir Kargo çalışanı adam, sosyal medyada tanışıp da ikna ettiği kadınların güzel olanlarına '500 TL' pek güzel olmayanlarına da '250 TL' vererek falakaya yatıran, elleri ve ayaklarını kelepçeleyip, evindeki oklava ve plâstik sopa ile 100 defa vuran, sayma işini de kadınlara yaptıran bir vatandaş yakalanmıştı ya? Meğerse onun kuralları da varmış: Dayak sırasında ağlamak serbest, ama bağırmak yasakmış!? Sayma işinde yanılırlarsa, sayamaya yeniden başlanıp, dört defa da birer dakikalık ara dinlenme hakları varmış, iyi mi?

Telefonda anlaştığı her kadına, bu işi sadece "Sosyal Medya Fenomeni" olmak için yaptığını, bu işten çok para kazandığını da açıkça söylüyormuş? Falakaya yatırıp, 500 lira verdiği bir kadının şikâyeti üzerine yakalanmış, yine bildiğiniz gibi; "Denetim Şartı" ile serbest bırakılıp, aramıza bu da salıverilmiş, bu da iyi mi!? Adam o kadar pişkin ki; karakoldaki ifadesinde bu işin suç olduğunu bilmediğini üzülerek söyleyip, bağışlanmasını istemiş...

Eyy Yüce Rabbim; sen böyle zeki ve yaratıcı insanları hep bize bahşetmişsin ama, biz yine de işsizlikten ve parasızlıktan kırılıyoruz, neden acaba!? Yoksa, güzel ve namuslu bir kadın, durduk yerde tanımadığı bir adamın telefon mesajlarına kanıp, tek başına bu adamın evine gider de, 500 TL için orada falakaya yatar mı? Ya başka 'şeyler' için de yatırırsa ne olacak!? Bunların görüntülerini çekip, hep duyduğumuz ve haberlerini okuduğumuz gibi, tehditle ve beleşten bu kadına sürekli musallat olmaya devam ederse ne olacak!?

Bu haber üzerine magazin programcıları reytinglerini yükseltmek için balıklama daldılar, falakaya yatan kadınların kimliklerini gizleyerek, programlarında konuşturup, reyting rekorları kırarak ceplerini doldurdular ve bu işten geçindiler!.. Neden hep böyle oluyor? Niye böyle konularda psikoloji ve sosyoloji uzmanları çağırılıp da, bu işlerin temel sebepleri adam gibi araştırılıp, gerekli tedbirlerin alınmasına çalışılmıyor!? Bir sürü liyakatsız, sözde TV ve magazin gazetesi muhabiri yine bu işten nemalanıp, ünlerine ün kattılar, oldu mu yani!?

Benim yaştakiler bilirler: Bizim yörede "Arabacı Dayı" diye bir cip şoförü vardı, Trafik Polislerinin baş bilâsıydı!.. Her yakalanışında bir sebep uydurup, cezadan kurtulmayı başarmış bu adam, o günlerin 'Kemal Sunal'ı, 'Cingöz Recai'si idi... Bir gün 5 kişilik cipine yine 15 kişi bindirip Yatağan'a gelirken, Akçay Köprüsü önünde trafik polislerini fark etmiş, hemen yolcularını mısır tarlasına gönderip, kendisi de kuşluk vakti namaza durmuştu... Dakikarca bekleyen polisler, bu namazın bitmeyeceğini anlayıp, yaklaşmışlar... Demişler ki; "Vallahi ceza yazmayacağız, kuşluk vakti bu ne namazı, bize sadece bunu söyle Arabacı Dayı?" diye sormuşlar... Arabacı dayı kasket şapkasını düzeltip, kalkarken; "Buna Trafik Namazı derler, her zaman kılınmaz, şoför kulunuz sıkıştığında kılınır" demiş, yine cezadan kurtulmuştu!..

8ile 10 yıl kadar önce İran Devlet Başkanı 'Ahmedinejat' idi... Bir yurt gezisi sırasında "86 yaşındaki kadın ilkokul öğretmeninin elini öptü" diye, İran'ın gerici mollaları ortalığı yıkıp, "öğretmeniyle zina yaptığını" iddia etmiş, hemen görevini bırakmasını istemişlerdi!.. Aynı sarıklı mollalar, yaşlarına hiç bakmadan, tam dört kadınla evlenmeyi savunurken, bunda hiç sakınca görmüyorlardı!.. Ne garipti ki, bizde de bu mollalara hak verip, onu destekleyenler çıkmıştı!..

İşte bütün bunlara bakınca, bu kadar zeki ve dindar olan memleketimizin hali neden buhale geldi acaba!? Biz nerede yanlış yapıyoruz? Birilerini aldatıp, beleşten geçinmeyi 'Kurnazlık ve Akıllılık' mı zannediyoruz? Bilime, çalışkanlığa ve üretkenliğe vakit harcamayıp, kestirme yoldan, beleşten geçinmeyi marifet mi sayıyoruz, ne !? İşte bu son 'Falakacı Adam' haberi de böyle değerlendirilmeli; sapık ve suç işleyenler de adam gibi cezalara çarptırılıp, bu işe heveslenebilecek diğer insanlara 'Dur' diyebilmeliyiz diye düşünüyorum!?    Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI