"İYİLİK" VE "KÖTÜLÜK" NEDİR !?

 

"İYİLİK" VE "KÖTÜLÜK" NEDİR !?

Her gün dilimizden düşürmediğimiz bu iki sözcüğün derin manâları ve gerekleri hakkında hiç yeteri kadar düşündük mü acaba? Ben de dahil olmak üzere pek düşündüğümüzü söyleyemeyiz herhalde? Önce bunların sözcük anlamlarını bir açıklayalım:

'İyilik' demek; "Karşılık beklenilmeden yapılan yardım, ikram, lütuf, kerem, ihsan, inayet, nimet demektir!.."

'Kötülük' demek ise; "Kaba, kırıcı, zarar verici davranış veya söz... Kemlik, şerlik" demektir...

İyilik, 'kötülük' sözcüğünün karşıtı; kötülük de 'iyilik' sözcüğünün zıddı, karşıtıdır!.. Bu iki sözcük de, dünya canlıları içinde sadece insanlar arasında geçerlidir, sadece bizler arasında beklenir ve değerlendirilir!..

Siz hiç bir Ceylanın gidip de, bir Kurt veya Sırtlandan yiyecek istediğini, üşüyen ve hasta yavruları için bir Ayıya gidip de, mağarasını ödünç vermesini dilediğine şahit oldunuz mu? Ya da, kanadı kırılan bir Kekliğin gidip de, bir Kediden yardım istediğini hiç gördünüz mü? Ya da, yolunu kaybetmiş bir Geyiğin, kaya başında uyuyan Kaplana varıp da, bir adres sorduğunu düşünebilir misiniz? Böyle bir şey yapmaya kalkışsalar, başlarına gelecekleri herhalde hepimiz tahmin edebiliriz... Bu işler sadece konuşan, düşünen ve gülebilen biz insanlara, sosyal yönden gelişmiş canlılara mahsus işlerdir!..

Kötülük etmek çok kolay, masrafsız ve zahmetsiz bir iştir!.. Bir kişi veya kişiler hakkında bir iftira atmanın, kara çalmanın, onu suçlu göstermenin hiçbir masrafı yoktur!.. Gerekli yerlere birkaç cümle sözünüz, birkaç satır yazı veya bir telefon yeter de artar bile!.. Ya da, gücünüzün yettiği birini evire-çevire dövmenin, arabasını-evini yakmanın, ya da bir ormanı ateşe verip, karşıdan keyfine bakmanın pek bir masrafı yoktur, ama sonuçları çok korkunçtur!.. Tıpkı Şeytan gibi, her yaptığınız şerlikten zevk alıyorsanız, işte siz 'KÖTÜ' bir insansınızdır!..

Ancak 'İyilik' etmek çok masraflı, iyi bir vicdan, gelişmiş bir akıl ve iyi bir eğitim isteyen asil bir iştir!.. Bir garibanın karnını doyurmak, eline birkaç kuruş harçlık vermek, 'askıda fatura' bedelini ödemek, mahalle bakkalına gidip, 'Veresiye Defterini' olduğu gibi satın almak, birkaç fukara öğrenciyi okutmak, masraflı ve zahmetli işlerdir!.. Kimseye zarar vermiyorsanız, bu tür yardımlardan birini veya birkaçını yapıyorsanız eğer, siz "İYİ" bir insansınızdır!..

Meslek hayatlarında da iyi veya kötü olanlar vardır... Başlanan her işin başarıyla bitmesi her zaman mümkün olmayabilir? Ama işinizi hiç aksatmadan, liyakatle ve dürüstçe yapabiliyorsanaz, bu yeterlidir!.. Ancak, yeterli çalışmasanız da, ay başı geldiğinde nasılsa maaşınızı alacağınızı düşünerek, sadece günü kurtarıyorsanız, siz görevinizi de yapmıyorsunuz demektir!.. Bu tür insanlar için Atalarımız; "At üstünden ekin biçenler!.." derlerdi... Hak etmedikleri nimetlerle geçinenler, beleşe yaşayıp haram yiyenenler de kötülerdir!..

İşte bu sebeplerle, dünya genelinde kötüler, hep iyi insanlardan fazla olmuşlardır!.. Bu oran gelişmiş ülkelerde iyi insanların biraz daha fazla olmasına sebep olsa da; eğitime önem vermeyen, her çocuğuna okuma, sağlık ve iş imkânı sağlamayan ülkelerde 'kötü' sayısı hep fazla olmuş, acı sonuçları da hep dünyanın başına belâ olmuş, olmaya devam etmekte, çare üretemedikçe belâ olmaya da ilelebet devam edecektir!..

Yazımızı, üstat Orhan Veli'nin "Montör Sabri" şiiriyle bitirelim bari...

"Montör Sabri ile/ Daima geceleyin/ Ve daima sokakta/ Ve daima sarhoş konuşuyoruz!..// O her seferinde/ 'Eve geç kaldım' diyor/ Ve her seferinde/ Kolunda iki okka ekmek!.."                   Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI