"KENDİ GAZIMIZI KENDİMİZ ÜRETELİM !?"
Son günlerde katlanarak gelen 'Doğalgaz ve Elektrik Faturaları' tartışmaları doruğa çıkmış vaziyette!.. Halk, Esnaflar ve Belediye Başkanları sanki ağız birliği etmişçesine "Artık bu faturaları ödeyecek gücümüz kalmadı!" derlerken, CHP Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu da 09 Şubat 2022 Çarşamba günü çıkıp; "Akşam saat 22.00'de hepiniz evime davetlisiniz, çok önemli açıklamada bulunacağım!" dedi. Herkes televizyonları başında, onun dediği saatte can kulağı ile Kılıçdaroğlu'nu dinlemeye başladı. Dedi ki; "Bugünden itibaren ben, elektrik faturalarındaki KDV % 1'e ininceye, Aralık zamları da geri alınıncaya kadar bu faturalarımı ödemeyeceğim!" dedi.
Yani orada; "Siz bana bakmayın, ben idare ederim de, siz ödemeye devam edin" mi demek istedi, yoksa; "Bak ben ödemiyorum, siz de ödemeyin" filân mı demek istedi, vallayi anlayamadım!? Hani Ankara'dan tek başına başlattığı 'Adalet Yürüyüşüne' sonradan birçok insan katılıp, İstanbul'a kadar beraber gitmişlerdi ya, onun gibi bir şey mi bekliyordu yoksa? Zati bunları anlayabilseydim, ben de onlar gibi Başkent'te siyasetçi olmaz mıydım? Neyse?..
Bu elektrik ve doğalgaz faturaları için gösterilen yoğun tepkiler üzerine, bazı iktidar partisi mensubu ve yandaşı gazeteci vatandaşlarımız, çok ilginç ve şeytanın bile aklına gelmeyecek çözümler, tepkiler gösterdiler!.. İşte onlardan bazıları:
---İktidar yandaşı gazetecilerden Turgay Güler; "Benim doğalgaz faturaları için bir çözümüm var; topluma bolca kuru fasulye dağıtılsın, herkes kendi gazını kendisi üretsin!.." dedi, iyi mi?
---İktidarın Erzurum Vekili İbrahim Aydemir: "2005 yılında Artvin-Yusufeli Barajı CHP'liler yüzünden 8 yıl gecikmeli inşa edildi, bu pahalı elektriğin sebebi CHP'dir!" dedi.
---İktidar partisi tanıtım ve medya Başkan Yardımcısı Emre Cemil Ayvalı; "Elektrik faturaları çok fazla abartılıyor, bunlar üzerinden provokasyon yapılıyor!" dedi.
---İktidarın Çorumgaz Müdürü Kasım Kahraman; "Doğalgazı az yakın, evde atletle dolaşmanız gerekmiyor!" diyerek, evde battaniyelere sarınarak gezinmemizi tavsiye etti!.. Tabii ki bunda bir kötülük yok, Müdürümüz bizi çok düşündüğü için bu inceliği göstermiştir arkadaşlar.
Bu güzel ve akılcı önerilerin içinde, benim en çok beğendiğim öneri, kendisini bizden biri saymasak da, aklıyla hep gurur duyduğumuz Gazeteci Turgay Güler'in önerisi oldu!.. Yemin olsun ben bu çözümü kırk yıl düşünsem bulamazdım!.. Neydi önerisi; "Ye üç öğün kuru fasulyeyi, işin bitince koş evine, özellikle oturma odasında TV seyrederken ve yatağa girince ver gazı çevreye, hem hava ısınsın, hem ev içine esans salgıla, ucuz tarafından ısın gitsin!.." Tabii, sesli gaz çıkarır durursanız, belki bazı komşularınız rahatsız olup, apartmanda "Osuruklugiller" diye dedikodunuzu yapabilirler ama, ne demiş büyüklerimiz; 'Dövüşte yumruk aranmaz!.. Ayinesi iştir kişinin, yellenmeye bakılmaz!' demişler değil mi? Atamız sözlerine tam uydu mu bilemiyorum ama; uysa da yellenin, uymasa da salın gitsin!.. Maksat ucuza ısınmak değil mi, 'gerimizden' geri kalanı da kimseyi ilgilendirmez!..
Bu CeHaPe var ya bu CeHaPe; iktidar büyüklerimizin söylediklerine göre bütün kötülükleri bunlar yapıyorlarmış!? Hani bu CeHaPe 1950 yılından beri, yani tam 72 yıldır tek başına iktidara hiç gelemedi ama, bunca kötülüğü muhalefetteyken bile nasıl beceriyor, işte benim naçiz aklım buna da bir türlü ermiyor!? "Kapatalım gitsin şu CeHaPe'yi yahu!" diyeceğim ama, sonra iktidar partilerimiz sıkıştıkça kimi suçlayıp da işin içinden sıyrılacaklar!? "Vur abalıya" misali, onlara da bir 'Günah Keçisi' lâzım ya, bu CeHaPe'den iyisini mi bulacaklar sanki!.. Neymiş bu Yüce Atatürk'ün kendi elleriyle kurduğu şu parti kardeşim; varlığı bir dert, yokluğu ise bin dert bee!.. Sakin KOŞAR.