"KİEV'E SADECE KAR YAĞAR !.."
Ünlü şairimiz sayın Ataol Behramoğlu, 2007 yılında tanışıp, baş başa görüştüğü Rusya Lideri Vladimir Putin'e dostça bir mektup yazarak, herkesin derinden üzüldüğü bu Rusya-Ukrayna Savaşı'na bir son verilmesini istemiş ve mektubunda şunları belirtmeye çalışmış; "O güzel Kiev'e önceleri sadece kar yağardı şimdilerde ise füzeler, bombalar, kurşunlar yağıyor; yıllarca kardeş gibi yaşadığınız bu ülkeye saldırıları artık bir şekilde durdurunuz."
Tabii, bu anlamlı ve sadece barış isteyen bu şair mektubuna Putin ne cevap verecektir, belki de muhatabı kabul etmeyip, hiç de ilgilenmeyecektir, bunu bilemiyor sadece bekliyoruz. Ancak, hiçbir yaptırım gücü olmayan, sadece vicdani ve barışı isteyen duygularla yazılmış bu mektup, hiçbir yanıt verilmese de, aynı vicdanı taşıyan duyarlı insanlar için çok önemlidir!..
Bu anlamsız savaş başladığından beri, Rusya'daki sivil halktan gelen haberler de umut vericiydi: Kimileri Rus polisinin aşırı baskısına rağmen her gün meydanlara çıkıyor, bu savaşın hemen durmasını, Ukraynalıların kardeşi olduğunu savunuyorlar. Birçok şampiyon sporcu, dünyaca ünlü Rus sanatçılar ülkelerini bu savaş nedeniyle protesto ederek ayrıldılar, başka ülkelere yerleştiler!.. Savaşın 23'üncü gününde, üzerlerinde 'Okul ve Çocuklar' yazılı olduğu halde, Rusya'nın o eğitim yuvalarını, hastaneleri bombaladığı haberleri görüntüleriyle yayımlandı!.. Aynı günlerde 6 kendi çocuğu, 6 da evlâtlık edindiği çocukları büyüten Ukraynalı 48 yaşındaki 'Kahraman Anne Olga Semidyanova'nın, ülkesini işgalden kurtarmak amacıyla savaşmak için cepheye gittiği ve şehit olduğu haberleri geldi, herkesi derinden üzdü!.. 'Pençe Gurubu' adı verilen başka bir 'Kahraman Anneler Gurubu'nun, Rus Keskin Nişancılarına rağmen, şimdiye kadar tam 277 çocuğu ateş altından kurtarıp, güvenli yerlere taşıdıkları haberleri geldi!.. Ayrıca, beklenmedik Ukrayna direnişi karşısında, birliklerinden kaçmak isteyen bazı Rus askerlerinin, kendi arkadaşları tarafından vurulduğu haberleri geldi!..
Bütün bunlar bize gösteriyordu ki; her iki ülke de bu çatışmalardan hiç de memnun değiller, böyle bir savaşın kendilerine yakışmadığını düşündükleri orta yerdeyken, neden ve kimlerin gazına geldikleri her gün tartışılıp duruyor!.. Böyle bir ortamda, sayın Ataol Behramoğlu'nun bu anlamlı mektubu daha bir önem kazanıyor tabii.
Bu anlamsız savaş nasıl ve ne zaman biteceğini, herkes gibi bizler de tahmin edemiyoruz!? Ancak, bu gidişin çok fazla süreceğini de düşünemiyoruz? Ukrayna Devleti; Kuzeyinde Beyaz Rusya; Doğusunda Rusya; Güneyinde Moldova ve Romanya; Batısında da Polonya, Slovakya ve Macaristan ile sınırları olan, şimdiye kadar komşularıyla pek önemli problemler yaşamayan bir ülke. Son seçimde bazı zengin iş adamlarının da katkısıyla, asıl mesleği şovmenlik olan Volodimir Zelenski Cumhurbaşkanı seçildi!.. Batılı emperyalist ülkelerin gazına gelerek, komşusu Rusya'nın bütün itirazlarına rağmen, illâ NATO ve Avrupa Birliği (AB)'ne girme çabaları sonucunda bu çatışma ortaya çıktı!.. Putin de saldırmak için biraz acele davrandı, şu anda 'Savaş Suçlusu' ilân edilmeye başlandı bile, emperyalist ülkeler böylece emellerine şimdilik ulaşmış görünüyorlar; çünkü, arada Ukrayna darp edilirken, Rusya da siyasi, askeri ve ekonomik olarak yıpratılmış olarak buradan çıkacaktır!.. Yani sonuç şu olacaktır: Batılı emperyalist ülkeler bol bol yine silah satmış, ceplerini doldurmuş, siyasi ve ekonomik olarak güçlü çıkacak, savaşan iki ülke de büyük zararla, belki ikisi de mevcut liderlerini yıpranmış-kaybetmiş olarak buradan ayrılacaklardır, kim bilir!?
Neyse, bugün de Orhan Veli'nin 1939'da yazdığı, 'Hayat Böyle Zaten' adlı bu savaşın sonuna benzer bir şiiriyle yazımızı bitirelim bari:
"Bu evin bir köpeği vardı/ Kıvır kıvırdı, adı Çinçon'du, öldü/ Bir de kedisi vardı, Maviş/ Kayboldu/ Evin kızı gelin oldu/ Küçük Bey sınıfı geçti/ Daha böyle acı - tatlı/ Neler oldu bir yıl içinde/ Oldu ya, olanların hepsi böyle/ Hayat böyle zaten!.." Sakin KOŞAR.