"SEN NEYMİŞSİN BE ABLA !?"

 "SEN NEYMİŞSİN BE ABLA !?"

Sayın 'Ayşenur Arslan'ı herhalde hepiniz tanıyorsunuzdur? Uzun zamandır Halk-TV'de "Medya Mahallesi" programını sunuyor, gündemde olan en popüler isimleri orada konuk ediyor, hiç akla-hayale gelmedik sorulara yanıt arıyor, çok da izleyicisi var...

21 Ocak 2021 günkü Sözcü Gazetesi'ndeki köşesinde sayın 'Aytunç Erkin' bu büyüğümüzü anlatıyordu... Meğer onun hakkında bilmediğimiz neler varmış, neler: 1970'lerin başında TRT'de çalışmış... 1982'de Güneş Gazetesi'ne, iki yıl sonra 'Nokta Dergisi'ne, oradan 'Söz Gazetesi'ne, oradan ayırılıp, Türkiye'nin ilk yerel dergisini çıkarıp, bir yıl Cumhuriyet Gazetesi'nde çalıştıktan sonra Star-TV'ye geçmiş... Ali Kırca ile ATV'de 8 yıl çalışıp, yine Star-TV'ye dönmüş... İlk Medya Mahallesi prograrımını CNN Türk'te yapmış, 'Uludere Katliamı' haberini ısrarla vermek istemesi yüzünden oradan şutlanmış!.. Şu birkaç yıldan beri de Halk-TV'de aynı programı sürdürüyor...

Hani deyim yerindeyse, bu büyüğümüzün çalışmadığı ve kovulmadığı Gazete-TV pek kalmamış yani!.. Bugünlerde de birileri yine onu "Teröristlerin Anası" diye hedef göstermeye başladı, bakalım bu işin sonu da nereye varacak? Gazetecilik geçmişini başım dönerek öğrenince, benim aklıma da MFÖ'nün meşhur şarkılarından "Sen Neymişsin Be Abi?" şarkısı geldi ve hemen şöyle mırıldandım: "En güzel programı sen yaparsın/ Siyasilerimize en güzel sen çatarsın/ En ilginç konukları sen buyur edersin/ Yapılan esprilere en güzel sen gülersin/ Sen neymişsin be abla!?/ Hayy, hayy, hayy!.."

Yüce Allah Ayşenur Arslan ablamıza biraz daha boy-pos, biraz daha gür ve kalın ses verseymiş eğer, yemin olsun hiç hakkından gelinmeyecekmiş!.. Kendisine 'Teröristlerin Anası' denmesinin nedeni olarak, Aytunç Erkin diyordu ki; "1974 yılında TRT'de çalışırken, etrafına topladığı kadınlarla beraber, kısa adı 'HUZ-BOR' olan 'Huzur Bozanlar Derneği'ni kurmuş... Gözü kara, uçağa binmekten başka hiçbir şeyden korkmayan bu ufak-tefek, bu çetin ceviz gazeteci, hâlâ doğru bildiği yolda yürümeye devam ediyor!..

15 Temmuz'da darbe girişiminden önce FETÖ'cülerle de epeyce papaz olmuş... Bir gazeteci arkadaşının; "Tutuklanmaktan korkmuyor musunuz Ayşenur Hanım?" sorusuna şu yanıtı vermiş: "Aslında hiç rahat değilim. Korku değil ama, endişelerim var. Benim 'korkmamak' gibi tuhaf bir halim vardır. Hay Allah, içeri girersem, benim saçımı boyamama izin de vermezler!.. Saçım boyasız duramam!.. Oraya iki tane beremi götüreceğim, saçımı örtmek için!.." demiş...

"Peki, sizi içeri KCK mı, Ergenekon mu, yoksa Devrimci Karargâh'tan mı içeri alırlar?" sorusuna da; "Biz Soner Yalçın, Ahmet Hakan, Ali Saydam, Hıncal Uluç ve birkaç gençle Nişantaşı'ndaki 'Salomanje'de yemek yemiştik, bizi 'Salomanje Örgütü'nden götürebilirler" demiş, iyi mi? En ciddi sorulara, böyle komik yanıtlar vermesiyle de ünlü bu gazeteci ablamız!..

Sizleri bilemem, ama ben her gün O'nun 'Medya Mahallesi'ni dikkatle izlemeye devam edeceğim dostlar!.. Bugün de size Orhan Veli'nin 'Misafir' şiiriyle veda edelim bari, böyle bir yazının üzerine iyi gider değil mi?

"Dün fena sıkıldım, akşama kadar/ İki paket cigara bana mısın demedi/ Yazı yazacak oldum, sarmadı/ Keman çaldım ömrümde ilk defa/ Dolaştım/ Tavla oynayanları seyrettim/ Bir şarkıyı başka makamda söyledim/ Sinek tuttum bir kibrit kutusu/ Allah kahretsin, en sonunda/ Kaktım, buraya geldim!.."                      Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI