"ZAMBİYA" İLE YAPILAN DENİZ ANTLAŞMASI !?
Evet, çok şükür sağlığımızda bunu da gördük ve şahit olduk, artık bu ülkede hiçbir şeye şaşırmaz olduk!.. Biraz mürekkep yalamış olassn herkes çok iyi bilirler ki; tıpkı bizim Ankara, Konya, Kayseri gibi İllerimizin, üç tarafımız denizle çevrili olduğu halde, bu üç büyük şehrimizin denize kıyısı yoktur, denizle bir işleri de pek yoktur!.. Yine bu mürekkep yalamış insanlarımızın hepsi bilirler ki; Afrika Kıtası ortasında yer alan 'ZAMBİYA Devleti'nin de, Doğusundaki Hint Okyanusu ve Batısındaki Atlas Okyanusu ile de bir kıyısı-bağlantısı asla yoktur!.. Hal böyle olunca, çok doğal olarak ZAMBİYA'nın da 'Deniz Kuvvetleri' ve 'Deniz Ticaret Gemileri' yoktur!..
Ancak, Nisan ayı ortalarında İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı sayın Ahmet Erozan, Meclis'te AKP iktidarına bir soru sorup; "2018 yılında denize kıyısı olmayan, Deniz Kuvvetleri de bulunmayan 'Zambiya' ile bir 'Deniz Ticareti Anlaşması' yapıp, o anlaşmaya göre, bu ülkeyle karşılıklı olarak gemi personeli mübadelesi, gemilerle limanlarımıza karşılıklı gemi ziyaretleri yapmak için anlaşma imzaladınız mı?" diye sorup, bir yanıt alamayınca da, Milli Savunma Bakanı ile Dışişleri Bakanı'nın istifa etmelerini isteyince bu garip işten haberimiz olabildi.
Ben bir kere daha anlatayım: Zambiya'nın toprakları; komşuları Angola, Namibya, Bostwana, Zimbabve, Malavi, Tanzanya ve Zaire ile hep karadan çevrili olup, bir Güney Afrika Kıtası Devletidir, hiçbir denize de kıyısı yoktur!.. Çevresindeki Okyanuslara da en az 1.000 Km kadar uzaklıktadır!.. Ancak birkaç ülkeden izin alarak, tıpkı yapılacak 'İstanbul Kanalı' gibi bir kanal açılabilirse, bu ülke denizi görebilecektir!.. Yani, hangi akıl ve beklentinin ürünü yüzünden böyle bir anlaşma imzalanmıştır, vallahi ben kaç gündür çözemiyorum!.. Bir büyüğümüz açıklasa da öğrensek diye bekliyorum!..
Hani sizden saklayacak değilim ya; son yıllarda bütün ülke insanlarımız gibi, siyasilerimiz de 'ZAMla yatıp, ZAMlarla kalkıyoruz ya? Birkaç büyüğümüz haritaları karıştırırken, bu 'ZAMBİYA' ismini gördüler de; "Hiç kimsenin aklına gelmeyen şeylere yine ZAM yapmak üzere mi bu ülkeyle ilgilendiler acaba" diye düşündüm? Olur ya, belki zam yapmayı unuttukları çok önemli bir ürünü atlamış olabilirlerdi ya? Belki birileri; "Yahu bu ülkenin isminin başında bile bir ZAM hecesi var, bu konuda onlardan yeni bir fikir, bazı çareler öğrenebiliriz belki?" filân diye mi düşündüler acaba? Ben de zati onun için böyle düşündüm herhalde? Yoksa, bayram ikramiyemizi bile ZAMsız alan benim gibi bir emekli dallamanın ne haddine böyle devlet işlerine karışmak, iktidar dışında başka türlü düşünmek!?
Hani bu garip anlaşma ortaya çıktı ya; acaba 'Brezilya Yağmur Ormanları'nda yaşayan ilkel kabile reisleriyle de bir "Medeniyet Anlaşması" filân imzalandı mı? Çok yakında Uzaya da gidilecekti ya; orada yeni keşfedilen Jüpiter'in uydusu 'Europa' da petrol ve doğalgaz aramaları için, teknolojide pek ileri ülkelerden Somali, Sudan, Etiyopya veya İdi Amin'in ülkesi Uganda ile de bazı çağdaş, teknik ve ticarî anlaşmalar imzaladı mı ki!?
Neyse, bunlar bizim Karadeniz'den bile daha derin mevzular, fazla dalmaya gelmez; söz zamdan açılmışken, ben size Şair İbrahim Ergin'in 'Çivisi Çıkmış Şiir'iyle veda edeyim bari:
"Dünyanın çivisi çıkmış, tutmuyor/ Ülkeyi bu hale koyan utansın/ Derdim çok ağır, kantar çekmiyor/ Şu fakir milleti soyan utansın!..// Yurdumun insanı solgun benizli/ Ölüm döşeğinde kadınlı-kızlı/ Kimseler bilmiyor, halimiz gizli/ Zam üstüne zammı koyan utansın!..// Dağ gibi birikmiş fakirin ahı/ Çalıp-çırpmamak onun günahı/ Senin de Allah'ın, onun Allah'ı/ Kene gibi şişip, doyan utansın!..// Ahlâksız teklifler aldı yürüdü/ Üç kuruş için ar-namus çürüdü/ Nice insan eğri yola yürüdü/ Tomarla parayı sayan utansın!..// Ergin'im, şairlik var diye sende/ Zehir arıyorsun balda, şekerde/ Sen bari sızlanma durduğun yerde/ Aç mide sesini duyan utansın!.." Sakin KOŞAR.