24 Kasım Öğretmenler Günü !?

 

                24 Kasım Öğretmenler Günü !?

Kurtarıcımız ve kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk, 01 Kasım 1928 tarihinde "Yeni Türk Alfabesinin Kabulü Yasası" ile bir çığır açmış, insanlarımızın ve özellikle çocuklarımızın okur-yazar olmasını çok kolay hale getirmiştir!..

08 Ağustos 1928'de şöyle demişti: "Arkadaşlar, bizim ahenktar ve gönlü zengin insanlarımız, yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir!.. Asırlardan beri kafalarımızı demir çerçeve içinde bulundurarak, anlaşılmayan ve anlayamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak, bunu iyice anlamak mecburiyetindeyiz!.."

Atatürk'ün dediği olmuştu... Kısa sürede kurulmuş olan Halk Mektepleri, Halk Dersaneleri ve Gece Kursları, hemen "Millet Mekteplerine" dönüştürülmüş, büyük bir okuma-yazma seferberliği başlatılmıştır!.. Yeni yazı, yani çağdaş ulusların kullandığı 'Lâtin Harfleri' kısa sürede benimsenmiş, 1929 Yılbaşından başlayarak, bütün yurtta bu alfabe kullanılmaya başlanmış, artık gazeteler ve kitaplar da bu harflerle basılır olmuştur!.. Anayasamıza göre de, 'Değiştirilemez 7 Devrim Yasası' içinde yer alarak ölümsüzleştirilmiştir!..

Atatürk her gittiği yerde karatahta başına geçerek, bizzat kendisi de bu yeni Türkçe harflerin öğretilmesine katkıda bulundu... Bakanlar Kurulu, 11.Kasım.1928 tarihinde Millet Mektepleri Başöğretmenliğini önerdi, '24 Kasım 1928' tarihinde de büyük Atatürk bu öneriyi kabul etti!.. Bu tarihi gün, 12 Eylül 1980 askerî darbesinden beri kutlanır oldu...

Eğitime ve öğretmenlere çok değer veren Atatürk; "Muallimler, Yeni Nesil Sizin Eseriniz Olacaktır!.." diye boşuna dememiştir!.. Bakınız; 1923 yılında TBMM'de bütçe görüşmeleri sürerken, sıra Milletvekillerinin maaşlarına gelince büyük tartışmalar yaşanmış... Zamanın Maliye Bakanı Hasan Fehmi Ataç, bu konuyu bir de Atatürk'le konuşmak için gider, Atatürk'e de sorar; "Paşam, Vekil maaşlarını düzenleyeceğiz de, büyük tartışmalar oluyor, siz nasıl olmasını istersiniz?" der... Atatürk hiç düşünmeden; "Öğretmen maaşlarını geçmesin de, kaça anlaşırsanız anlaşınız!" diye cevap verir...

Bir o günlere bakınız, bir de bugünlere... Aradan 97 yıl geçmiş, şimdilerde 'bir Milletvekili maaşı, tam 6 tane Öğretmen maaşı' kadar olmuş!.. İşte sonraki yıllarda, yani aradan geçen 97 yılda, eğitime-öğretime-bilime ve Öğretmenlere verilen değerin en önemli ölçüsü de bu olsa gerektir!?

Kendim de bir emekli Öğretmen olarak sık sık düşünüyorum; "Bugün meslektaşlarımızın kutlamaya değer bir günü kaldı mı? Bizlere verilen değer orta yerde dururken, biz bu günde hangi uygulamadan memnunuz da, bu günümüzü yürekten kutlayacağız!? Eğitim dibe vurmuş, okullarda öğretmen açığı varken, atanamayan on binlerce öğretmen iş bekliyor, emekli öğretmenler ise yetersiz maaşlarıyla 'açlık sınırında' debelenip duruyoruz!.. Söyler misiniz, biz bu günde nelere sevinip de bu tarihi günümüzü kutlayacağız!?"

Neyse, her 24 Kasım geldiğinde zati ben böyle dalar gider, ne yazacağımı bilemez, biraz saçmalarım!.. Bu sene ise Koronavirüs belâsı yüzünden, biz 65 yaş üstü sakıncalı piyadeleri dışarıda görmek istemiyorlar, evde oturmaktan içimize fenalıklar gelmeye başladı!.. Ben bu günümüzle ilgili daha fazla bir şey yazmayayım da, en iyisi yazımı bizden biri, Orhan Veli şiiriyle bitireyim... Şiirin adı "Giderayak!?" 1945'te yazılmış...

"Handan, hamamdan geçtik/ Gün ışığındaki hissemize razıydık/ Saadetinden geçtik/ Ümidine razıydık/ Hiç birini bulamadık/ Kendimize hüzünler icat ettik/ Avunamadık!../ Yoksa biz/ Biz bu dünyadan değil miydik!?"                       Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI