Akrepten Dost, İt Derisinden Post Olur mu!?

 

    Akrepten Dost, İt Derisinden Post Olur mu!?

Bir gün iri bir akrep dere kenarında bir aşağı, bir yukarı gelip gidiyor, karşıya geçecek bir yer bulamıyormuş... Su içinden çıkan kaplumbağa durumu fark edip, akrebe sormuş; "Boyuna volta atıyorsun akrep kardeş, hayrola?" demiş... Akrep de üzgün bir edâ ile; "Yahu kaplumbağa kardeş, yavrularıma yiyecek bulmak için karşıya geçeceğim de, sudan bir türlü  geçemiyor, ondan geziniyorum" demiş...

Kendisi de yeni anne olan kaplumbağanın yüreği sızlamış, akrebin ne mal olduğunu herkes gibi o da biliyormuş ama, ona bir iyilik etmek istemiş; "Hadi sırtıma bin de, seni karşıya geçireyim" demiş... Hemen kaplumbağanın sırtına binen akrep, onun kabuğuna yapışmış... Ağır ağır karşıya geçerken, derenin ortasında akrep niyetini bozmuş, zehirli iğnesini kaldırıp, kaplumbağanın kabuğuna vurmaya başlamış, ama zehrini akıtamıyormuş... Durumu fark eden kaplumbağa; "Sen ne yapıyorsun akrep kardeş?" diye sorunca, akrep gülerek; "Ne olacak, huylu huyundan vaz mı geçer, seni sokmaya çalışıyorum, ama şu sert kabuğunu delemiyorum!" demez mi...

Vaziyeti anlayan kaplumbağa, bu akrebe iyiliğin yaramayacağını düşünüp, hızla suyun derinliklerine dalmış, akrebin boğularak ölmesine sebep olmuş!.. Tabii, sizler bu hikâyenin 'Kurbağa' ile olanını; akrebin huyu gereği, hiç düşünmeden onu suyun ortasında sokup da öldürdüğünü ve ikisinin birden boğulduğunu biliyorsunuz... Bu da başka bir hikâyesi... Bizde malzeme çok, yeter ki önümüzde verilecek bir örnek olay olsun!..

Son yıllarda bu genç Cumhuriyet Türkiyesi'nin işgalden kurtarıp da, 1923'te bu ülkeyi kuran Atalarımıza karşı saygısızca davrananlarda, artarak çoğalan vefasızları görmeye başladık!.. Heykelleri parçalanıyor, kaidelerine utanç verici sözler yazılıyor, sosyal medyada Atalarımızın canı pahasına yaptıkları savaşlar, devrimler, kurdukları devasa eserleri inkâr ediliyor, ne yazık ki bunlara pek 'Dur!' diyenler de çıkmıyor!.. Herkes bir sessizlik, bir sükût içinde olan-biten rezaletleri sadece seyrediyorlar!.. Bu böyle gitmez, gitmemelidir!.. 'Gazi Meclis' eski görkemli günlerine dönmeli, yeni yasalar çıkararak, bu rezaletlere bir son vermelidir artık!..

Bu vatan toprağını işgalcilerden geri alıp, Anadolu Türk Milleti olarak bize geri verenleri de halkımız yeniden takdir etmeli, bu rezaletlere sessiz kalanları da ilk seçimde sandıkların dibinde bırakmalıdır!.. Aksi halde, bu gidişin geri dönüşü asla yoktur ve olmayacaktır!.. Millet olarak, gerçek ve vatansever tarihçilerimizin yazdıkları yakın tarihimizi sıkça ve yeniden okumalı, bu kahraman Atalarımıza hainlik edenlerle bilinçli olarak mücadeleye başlamalıdır!..

Bu ülke öyle kolayca ve zahmetsizce kurulmadı!.. Bu vatanın her karış toprağı, çok uzun süren cephelerde aç-bilâç halde, kahraman Mehmetçiklerimizin kanlarıyla sulanarak kuruldu!.. Hiç üşenmeden oturup, büyük şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı "10 Kıta ve 41 Mısra" olan millî 'İstiklâl Marşı'mızı her sabah okuyunuz!.. Orhan Şaik Gökyay'ın; "Bu vatan toprağın kara bağrında/ Sıradağlar gibi duranlarındır/ Bir tarih boyunca onun uğrunda/ Kendini tarihe verenlerindir!.." diye başlayan 'Bu Vatan Kimin?' şiirini ezberleyiniz!.. Necmettin Halil Onan'ın; "Dur yolcu!.. Bilmeden gelip bastığın/ Bu toprak, bir devrin battığı yerdir!/ İğil de kulak ver, bu sessiz yığın/ Bir Vatan kalbinin attığı yerdir!.." diye başlayan, çok ünlü 'Bir Yolcuya' şiirini okuyunuz!.. Okuyunuz ki, geçmişinizi yeniden ve iyice bir hatırlayınız!.. Çünkü geçmişini bilmeyen, geleceğine de yön veremez!..

Biz millet olarak çok 'unutkan' bir milletiz, bunu uzmanlar da her fırsatta hatırlatıp dururlar!.. Şanlı tarihimizi ve aziz Atalarımızı bu tarih ve şiirlerle yeniden hatırlayalım ki; geçmişte unuttuğumuz vatan hainlerini, derisinden 'post' olmaz itleri ve 'akrep' gibi asla 'dost' olmazları yeniden hatırlayalım ve birbirimize sıkı sıkıya yeniden sarılalım!.. Lütfen tarihimizi, bu şiirleri sıkça okuyunuz-okutunuz, çünkü tek kurtuluşumuz bundadır!..         Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI