DÜNYA KÜÇÜLÜRKEN, BİZ NASIL BÜYÜDÜK !?

DÜNYA KÜÇÜLÜRKEN, BİZ NASIL BÜYÜDÜK !?

Bizler ekonomist değiliz, ama bizler hiç bir şeyden anlamayan 'Angutlar' gibi salak da değiliz!.. Devletin resmî rakamlarına bakarak, farkları görerek, biz de büyüdük mü, küçüldük mü; enflasyon oranları TÜİK'in bize yutturmaya çalıştığı gibi mi, yoksa gerçek başka türlü mü, bunu biz de az-çok anlayabiliyoruz!..

Bakınız, bu ülkede devletin resmî makamlarına göre, 2013 yılındaki "Kişi Başına Düşen Milli Gelir" tam '12.500 Dolar' idi!.. Bunu biz değil, devletimiz söylüyordu!.. 2020 yılına gelindiğinde bu rakam, kişi başına '8.500 Dolara' düşmüş... Bunu da devletimizin resmî rakamları söylüyordu!.. Yani bizler, herkesin anlayacağı rakamla,  2013 yılından beri tam "30 Bin TL" fakirleşmişiz!.. Devlet borçlarımız yanında halkın banka borçları artmış, icra dosya sayıları katlanmış, Bankalar el koyduğu alacak karşılıkları ile araba ve konut zengini olmuş!.. İyi de, biz bu halimizle nasıl büyümüşüz, nasıl kalkınmışız, nasıl zenginleşmişiz!?

Devletin resmî organı TÜİK çıkıp; "Şubat-2021 enflasyonu % 0,9 oldu" diyor; aynı Şubat-2021 enflasyonu için, her ay aynı marketlerden, aynı ihtiyaçları alan İYİ Parti Milletvekili Ümit Dikbayır ve sayın eşi, Şubat-2021 enflasyonunun tam % 4.9 olduğunu ve bu rakamın TÜİK açıklamasının tam 5 katı olduğunu söylüyor!.. Şimdi biz, aldıkları her şeyi faturalandıran, basınla beraber alışverişlerini yapan, madde madde fiyatı artan ürünleri herkese şeffaf biçimde duyuran bu sayın Milletvekilimize mi inanacağız; yoksa yıllardır nasıl hesapladıkları alay konusu olmaya başlayan ve fiyatları nereden aldıkları hep 'sır' olan devletin resmî organı olma dışında hiçbir ağırlığı kalmayan TÜİK'e mi inanacağız!?

Şubat ayında da sayın Ümit Dikbayır ürün isimlerini ve fiyatlarını şöyle açıkladı: Ocak-2021'de Kaşar Peyniri 27.95 TL, Şubat-2021'de 32.75 TL.. olmuş...Şeker 10.75 TL iken, 12.95 TL olmuş... Kuru Fasulye 21.00TL iken, 24.75 TL olmuş... Pirinç 15.50 TL iken, 18.95 TL olmuş... Adamın yalanı yok, biz de marketlerden alışveriş ediyor, sayın Milletvekilimizin tespit ettiği fiyatları biz de ödüyoruz, ceplerimiz yanıyor, cüzdanlarımız hışırlaşıyor!.. Nerede o eski şişman, paranın kabına sığmadığı o görkemli cüzdanlar şimdi; heyet-i umumiyesi verem hastası gibi, derisi kemiğine yapışır oldu!.. Şimdi biz kime inanalım; bu sayın Milletvekili ailesine mi, yoksa TÜİK'e mi!?

Bu somut ve resmî belgeli gerçekler orta yerde dururken, kimse bize çıkıp da, 'ekonomi tıkırında' masalları anlatmasın, çünkü yemiyoruz artık!.. Özellikle emekli maaşları hesaplanacağı sırada yine aynı TÜİK'in bu hayali enflasyon rakamları yüzünden, biz emeklilere verilen gülünç ve hiç de günümüz gerçeklerine uymayan maaş zamları, sadece elektrik-doğalgaz-su zamlarıyla buharlaşıp gitti!.. İnsan hayatı ve ihtiyaçları sadece 'elektrik-doğalgaz-su'dan mı ibaret? Bunlardan kalan parayla bu insanlar 'gıda, kira, giyim, ilâç, gazete, kitap, telefon' giderlerini nasıl ödeyecekler diye hiç düşünülmüyor mu? Eskiden 'çay-simit' hesabı yapanlar, bu hesaplama özelliklerini de mi kaybettiler yoksa!?

Neyse, bu konu daha çok su kaldırır da, biz bugünkü yazımızı Orhan Veli'nin Ocak-1945 yılında yazdığı unutulmaz 'Giderayak' şiiriyle bitirelim bari...

"Handan hamamdan geçtik/ Gün ışığındaki hissemize razıydık/ Saadetinden geçtik/ Ümidine razıydık/ Hiçbirini bulamadık/ Kendimize hüzünler icadettik/ Avunamadık/ Yoksa biz/ Biz bu dünyadan değil miydik!?"

Sahi biz epeydir büyüdük, geliştik, çok zenginleştik de, bunun farkında mı değiliz acaba? Özellikle ben, '65 yaş üstü sakıncalı piyade' yasakları günlerinde iyice angutlaştım da, bu işin ayartında mı değilim acaba, ha!?               Sakin KOŞAR...

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI