HERKES KENDİ GÖREV ALANI İÇİN KONUŞMALI !?

 

         HERKES KENDİ GÖREV ALANI İÇİN KONUŞMALI !?

Son yıllarda çok tartışılan kurumlardan biri olan 'Diyanet İşleri Başkanlığı' Yüce Atatürk tarafından 03 Mart 1924 yılında kuruldu!.. Esas amacı da, Yüce Dinimiz Müslümanlığı en doğru şekilde yeni nesillerimize öğretip, Osmanlıdan beri gelen bir sürü ipe-sapa gelmez hurefelere inanmaktan, üfürükçülükten, yobazlıktan ülke insanlarımızı kurtarıp, kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim içinde ne emrediliyorsa, doğru şekilde bu vecibeleri uygulamaktı!..

Bu düşünce ile ilk defa zamanın en ileri din ulemalarından biri olan 'Elmalılı Hamdi Yazır' tarafından Kur'an Türkçe'ye çevrildi, her Cuma Hutbelerinde safsata ve hurefelerden arındırılmış gerçek Kur'an-ı Kerim buyrukları, namaz kılan insanlarımıza aktarılmıştı!..

Ama aradan yıllar geçip, özellikle 'Çok Partili Hayata' geçilince iktidara gelen 'Sağ' iktidarlar, bu kurumun bünyesini değiştirdiler, Atatürk zamanında seslerini çıkaramayan 'Şıhlar' onların Müritleri, Ortaçağ artığı 'Cemaatler' ortaya çıktı, bunlara her yerde sahip çıkıldı, gittikçe güçlendiler, Atatürk'e ve Cumhuriyet'e saldırmaya başladılar, sonuçta başımıza "15 Temmuz 2016 FETÖ Darbe Girişimine" sebep oldular, hâlâ onların artıklarını bile temizlemekte büyük güçlükler çekiyoruz, bilmiyor musunuz!?

Peki, darbeyi önledik, FETÖ'cü hainlerin maksatlarını iyice öğrendik de, bu kesimdeki Atatürk düşmanlığı bitti mi!? Ne gezer efendim, Atatürk'ün kurduğu Dinayet İşleri Kurumu içinde barınıp, buradan maaşlarını alan bir kesim yobaz ve vefasız görevliler, hâlâ düşmanlıklarını her fırsatta gösteriyorlar!.. İşte en son belgesi: Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı sayın Bünyamin Okumuş; Ayasofya Camii'ndeki hutbede Atatürk ve arkadaşlarına ağır hakaret eden imam Mustafa Demirkan için şöyle diyordu:

"Atatürk'ü anlamaktan aciz, gafil ve hainleri kınıyorum!.. Burası Atatürk'ün kurduğu resmî bir Kurumdur!.. Atatürk Diyanet'i, dinimizle ilgili doğru bilgiyi halkımıza anlatsın diye kurmuştu... Atatürk'e rahmet okumak vefa borcumuzdur!.. Bu borcu ödemek de birinci vazifemizdir!.. Kurtarıcımız ve kurucumuz Atatürk olmasa idi, bugün kulağınıza ezan mı okunurdu, yoksa bir kilisede vaftiz mi olurdunuz, kimse bilemez; size acıyorum, Donkişot'tan farkınız yok!" dedi...

04 Haziran 2021 Cuma hutbesinde, sayın Diyanet İşleri Başkanı bu güncel ve ciddi konuları işleyeceğine, kalkmış üstüne hiç de doğrudan vazife olmayan 'Sigara İçenler' ile ilgili bir hutbe hazırlamış... Bırakın bu işleri beyefendi de, bu sağlık konularını "Sağlık Bakanı ve Personeli" uğraşsınlar!.. Hutbe sonrasında binlerce vatandaş Tweet atarak bu hutbeye tepki gösterip şöyle dediler: Bir vatandaş; "Hutbede yoksulluk, sefalet, hak, hukuk yok, ama sigara var, bu ne iş!?" Bir başkası ; "Bu ülkenin tek problemi sigara mı? İş yok, aş yok!.. Diyanet dahil, biz hiç kimsenin aklında bile yokuz!.."

Halbuki her din adamı, sorumlu olduğu insanlarda güzel ahlâk, dürüstlük, herkese saygı, temizlik, gerçek bilgi, çalışkanlık ve üretime katkı, vatan-millet-bayrak sevgisi, hak ve adalet duygusunu geliştirmeye çalışır!.. Ülke insanlarının başında bunca dert varken, sigarayla uğraşmak hangi akla hizmettir!? Atatürk de sigara ve içki içerdi, yoksa bunun için mi bu iki konuyu ısıtıp ısıtıp da önümüze koyuyorsunuz!? Resim ve heykellerindeki sigaralarını kırdınız, birçok yerde verilen isimlerini sildiniz, Kurtuluş Savaşı zaferimiz  için; "Keşke Yunan galip gelseydi!" dediniz, çoğunuz adını 'Beton Mustafa' koydunuz, yeter ama yahu!.. Sizler ne iyilik bilmez, ne kalpsiz, ne vefasız, ne cerahat yüklü insanlarsınız böyle!?

Büyük Atam başına gelecekleri taa 100 sene önceden biliyormuş ki, bize öğüt olarak şunları söylemişti: "...Tarihimizi iyi okuyunuz, iyi anlayınız!.. Görürsünüz ki; milleti mahveden, tutsak eden, yıkan fenalıklar, hep din örtüsü altındaki küfür ve kötülüklerden gelmiştir!.." Daha ne desindi ki; işte bugün başımıza gelenler, çektiğimiz sıkıntılar ve cehalet, velhasılı kelâm aynen bunlardan ibarettir, vesselâm!..                              Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI