İÇİMİZDEN BİRİ; 'CAHİT SITKI TARANCI!..'

 

      İÇİMİZDEN BİRİ; 'CAHİT SITKI TARANCI!..'

Bu unutulmaz ve ölümsüz şairimiz 04 Ekim 1910 yılında Diyarbakır'da doğdu... İlkokulu orada, Ortaokulu İstanbul Saint Joseph'te, liseyi de Galatasaray'da okudu... İlk şiirlerini lise yıllarında yazdı... 1931 yılında 'Mülkiye Mektebi'ne yazıldı, bu okulu bitiremeden ayrıldı... 1939'da 'Paris Science Politique' okuluna girdi... II. Dünya Savaşı çıkması üzerine bu okulu da terk edip İstanbul'a dönmek zorunda kaldı... Okullarında çok başarılı, çoğunda sınıf birincisi olmasına rağmen, talihsizlikler hiç peşini bırakmadı!..

Ankara Anadolu Ajansı'nda, Toprak Mahsulleri Ofisi'nde ve Çalışma Bakanlığı'nda 'Çevirmen' olarak çalıştı... 1951'de evlendi, 1954 yılı başında hastalandı...İki yıl tedavi gördü, iyileşemediği için Avusturya-Viyana'ya tedaviye gitti, orada da iyileşemedi ve 12 Ekim 1956 yılında, daha '46 yaşında' iken vefat etti!.. Bu kısa ömründe "Ömrümdeki Sükût, Otuz Beş Yaş ve Düşten Güzel" adlı şiir kitaplarını yayımladı... 1946 yılındaki "Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Şiir Yarışması"nda, "Otuz Beş Yaş" şiiriyle Birincilik Ödülünü aldı!.. 1957'de Varlık Dergisi'nin yaptığı bir araştırmada, 'Yaşayan Yazar ve Şairler' arasında en beğenilen kişi seçildi!.. Öldükten sonra 1957'de, değerli eleştirmen Asım Bezirci, kitaplarına girmeyen 35 şiirini daha derleyip bir kitapta topladı...

Biliyorsunuz bu unutulmaz şairimiz, 35 Yaş şiirinde; "Yaş otuz beş, yolun yarısı eder/ Dante gibi ortasındayız ömrün/ Delikanlı çağımızdaki cevher/ Yalvarmak yakarmak nafile bugün/ Gözünün yaşına bakmadan gider!..// Şakaklarıma kar mı yağdı, ne var?/ Benim mi Allahım bu çizgili yüz?/ Ya gözler altındaki mor halkalar/ Neden böyle düşman görünürsünüz/ Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?.." diye, 7 kıta da böyle anlamlı sürüp gidiyordu ya?.. Bendeniz de bugünlerde '70 Yaşıma' girmiş bulunuyorum, yolun yarısı olan 35'i ikiyle çarpınca, 70 oluyor ve şairimiz de bu yaşın 'yolun sonu' olduğunu imâ etmeye çalışıyordu ya?.. Doğrusunu isterseniz, ben bu dizelerden biraz huylandım, yolun sonuna geldiğim telâşına kapılarak bu yazıyı kaleme almaya çalıştım!..

Hani bazılarınız çıkıp da; "Bayram değil, seyran değil, bu ihtiyar dallama durduk yerde ne diye bugün Cahit Sıtkı Tarancı'yı gündeme getirdi?" diye sorabilirler... Tek sebebi işte bu; 70 yaşıma gelip, ölüm korkusu benim de aklıma düştüğü için!.. Yemin olsun başka hiç bir sebebi yok, hiçbir şair benim babamın oğlu değil ya!? Tek sebep, 'Yaş 70, İş Bitmiş' lâfıdır...

Cahit Sıtkı Tarancı, "Ziya'ya Mektuplar" yazısında 'Şiir' konusunda şöyle diyordu: "Şiirde hiçbir vezinle, hiçbir önyargıyla eli-kolu bağlı olmamak gerekir!.. Yani şiir, şairin kaprisinin, alışkanlığının filân tutsağı olmayıp, kendi hayatını yaşamalı, istediği biçimi şaire kabul ettirmelidir!.. Şair de şiirin bu hasretini sezip, ona istediği biçimi verebilmelidir!.. Hep aynı vezinle, aynı koşma veya gazel, ya da mani tarzında yazanların yanıldıklarını söylüyorum!.. Sözün kısası; şair çocuklarına hep aynı renk ve biçimde elbise giydirmek isteyen 'babadan' çok, onların istedikleri renk ve biçimde giyinmelerini sağlayan bir 'ağabey' olmalıdır" diyordu...

Biliyorsunuz; Orhan Veli Kanık gibi bir şairimizi daha 36 yaşındayken, Cahit Sıtkı Tarancı'yı da 46 yaşındayken, çok erken yaşlarda kaybettik!.. Ama bu kısacık ömürlerinde öyle güzel ve unutulmaz şiirler, yazılar, kitaplar bıraktılar ki; aradan geçen 60 - 70 yılda hâlâ unutulmadılar, eserleri hâlâ zevkle okunuyor, kendileri saygı ve sevgiyle anılıyorlar!.. Bu yazıyı yazarken ben biraz düşündüm, lütfen okurken biraz da sizler düşünün: "Bizler 36 ve 46 yaşlarına kadar neler yaptık, neleri başardık, geriye neler bırakıyoruz?" diye kendinize sorunuz... Bu hepimiz için çok önemli, şu fani dünyadan aşağı tarafa götüreceğimiz sadece üç-beş metrelik kaput!.. 'Bahar otları' gibi, bir mevsimde hemen yok olup unutulacak mıyız; yoksa geriye birşeyler bırakarak, 'koca çınarlar' gibi yıllarca hatırlanacak ve biz de unutulmayacak mıyız?

Ben 70'lik dallama diyeceğimi dedim de, acaba 90'ına merdiven dayamış 'Devrim Gzt. Yazı Ailesi'nden Prof. Dr. Şadan Gökovalı ile şair İbrahim Ergin büyüklerimiz bu işe ne diyecekler? Bendeniz göçüp gitmeden yanıtlarınızı bekliyorum efendim!..         
YAZARIN DİĞER YAZILARI