İNGİLTERE'DEN "III. DÜNYA SAVAŞI" UYARISI !?
Rusya ve Ukrayna savaşı başladığından beri, Ukrayna Başkenti Kiev'e tam iki defa giderek Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski ile baş başa görüşen, ABD'den sonra bu ülkeye en çok yardım gönderen İngiltere Başbakanı Boris Johnson, 10 Bin Ukrayna askerine İngiliz uzmanlar tarafından eğitim verileceğini açıkladı.
Bu haberin hemen ardından, görevine yeni başlayan İngiltere Genelkurmay Başkanı General Patrick Sanders, basın önünde; "Son gelişmelere bakınca, Rus-Ukrayna savaşı bize gösteriyor ki; Avrupa'da bir kez daha savaşmaya hazırlanmalıyız!.. Mevcut füzelerin varlığı yüzünden, 'Londra-Paris-Moskova' bir günde yerle-bir olabilir? 1941 yılından beri Kıtalar arası bir gücün sebep olduğu en büyük kara savaşında ülkemizi korumak için hazır olmalıyız" diyerek, herkesin yüreğini ağzına getirdi!..
Bunları söyleyen rastgele biri değil; dünyanın en güçlü ve en teknik, haberleşme ağı en gelişmiş ordularından birinin başında bulunan 'İngiltere Genelkurmay Başkanı' olan kişidir!.. Herhalde bu kadar ciddi bir konuda şaka yapacak hali yoktur, değil mi? İstihbarat ve erken haber alma güçleri bilinen bir ülkenin en yetkili askeri bunları söylüyorsa, ortada çok ciddi gelişmeler olduğu bellidir!.. Bu kişi siyasetçi değil, felsefeci değil, şovmen değil!.. 'Üçüncü' büyük belâ dünyanın kapısına mı dayandı, ne!?
Ya şu son seçimlerde çoğunluğunu kaybedip de, Fransa'da 'Topal Ördek' durumundaki Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un yaptıklarına ne demeli? Bilindiği üzere, savaş nedeniyle Ukrayna Limanlarında mahsur kalan tahılın taşınıp, dünya gıda krizine çare arandığı bir zamanda; Türkiye-Rusya-Ukrayna konuşarak, bu tahılların "İstanbul Tahıl Koridoru" oluşturarak taşınması üzerine anlaştıkları bir sırada, bu Bay Macron hazreti çıkıp; "Bu tahılların İstanbul üzerinden taşınması sakıncalıdır, bunlar Romanya-Köstence üzerinden dünyaya taşınmalı" dedi, iyi mi?
Ulan çok bilmiş Fransız artisti; bu tahılları yetiştiren sen değilsin, taşıyan-satan veya satın alan değilsin, sana ne oluyor da pişmiş aşa su katıyorsun ki!? Türkiye'ye bu kadar kininin, gıcıklığının sebebi ne!? Kendi vatandaşın sana tokat atmış, hepimiz üzülmüştük ama, yahu sen bırak tokadı da, tekmelenmeye bile lâyık biriymişsin!.. Herkesle barış ve uyum içinde geçinip gitmek varken, bu artistik çıkışların sebebi ne ola ki!?
Dünya insanları toplu yaşama başladıkları günden beri, durduk yerde ve olmadık işlerle yaptıkları tartışmalar da hiç bitmedi!.. Kimisi 'Medeniyetin' ; ormanda ateşin bulunmasıyla başladığını, kimisi 'tekerleğin icadı' ile başladığını, kimisi dikiş iğnesi, kimisi don düğmesinin, kimisi de 'Kravat' ile medeni hale geldiğimizi hâlâ tartışıp duruyorlar!.. İnsanoğlu birbirlerine bunları öğretirken, alır-satarken, bazılarını da stok yaparken hep kavga ettiler!.. Bu bireysel kavgalar genişledi, toplu kavgalarla 'Savaş'ı icat ettiler!.. Galipler ve Mağlûplar kümeleşti, ayrıştılar; ayrı ayrı devletleri oluşturdular, bu sefer de sınır kavgaları başladı, hâlâ da bu savaşlar devam ediyor!..
Yahu, zati şu anda elimizde bildiğimiz ve yaşanır halde bir tek 'Dünyamız' var!.. Adam gibi üretip de, adam gibi paylaşmasını bilebilsek, mevcut nüfusun üzerinde bir '7 Milyar' daha insanı besleriz!.. Nedir bu kadar ayrışma, bu sebepsiz kavga ve sebepler, bunca hırs niye!? Biz insanların hepsi 'Adem Babamız ve Havva Anamız'ın çocukları değil miyiz!? Habil ve Kabil kardeş kavgalarını niye sürdürüp duruyoruz ki!? Bir gün ölüp giderken, istiflediğimiz paraları-altınları, arsa ve çiftlikleri, diktiğimiz apartmanları, motor gücü en yüksek süper otomobillerimizi kefen cebimize koyup da mı Ahirete götürüyoruz, ha!? Aşağıya götüreceğimiz sadece iki-üç metrelik kaput veya hümayun bezi değil mi? Sizleri bilemem, ama ben her 'Savaş' denildiğinde şu aciz halimize gülüyor, sadece biz büyükleri yüzünden gelecekleri kararan masum çocuklarımız ve torunlarımıza çok üzülüyorum!.. Sakin KOŞAR.