NİHAYET, SABIR TAŞI ÇATLAMIŞ OLMALI !?

NİHAYET, SABIR TAŞI ÇATLAMIŞ OLMALI !?

Yıllardan beri malum kanallarda ısrarla "II. Abdülhamit... Kuruluş... Diriliş" gibi gerçek tarihimizle alâkası olmayan diziler yapılıyor, gerçek tarihçilerimiz tarafından bu dizi-filmlere yığınla eleştiriler yapılıyordu!.. Kılıç, ok-yay, kama, kalkan eşliğinde bol bol kan akıtılan sahnelerden, sokak kabadayısı gibi konuşturulan tarihi büyüklerimizden gına gelmişti!..

Hele II. Abdülhamit, övüle övüle bitirilemiyordu!.. Halbuki Osmanlı Padişahları içinde en çok borçlanan, onun zamanında şimdiki ülke sınırlarımızın iki katı kadar toprak kaybedilen ve Padişah Vahdettin'den önce 'İngilizlere' ilk sığınan ve karşılığında Kıbrıs'ı onlara veren padişah, II. Abdülhamid'in ta kendisiydi!..

Sık sık yandaş kanallara çıkıp, yarım-yamalak tarih bilgileriyle oralarda ahkâm kesen yalakalardan da bıkmış usanmıştık!.. Tam bu sırada sağolsun AKP'nin eski Milli Eğitim Bakanlarından sayın 'Hüseyin Çelik' çıktı ve bunların ağızlarının payını verdi, II. Abdülhamid'in hiç de övünülecek işler yapmadığını yüzlerine çarpıverdi!.. 17 Şubat 2021 tarihli Sözcü Gazetesi'nde şu haberi vardı: "Eski Bakan'dan Abdülhamid Çıkışı!.."

Ezberleri bozan eski Bakan Çelik şöyle diyordu: "... Bizim muhafazakârların zannettiği Abdülhamid hiçbir zaman olmadı... II. Abdülhamid, 33 yıllık iktidarında 'İslâmcılık' diye bir ideolojiyi benimsiyor... Dindarlığından kaynaklanan bir şeyden ziyade, o gün diyelim İngilizler'e karşı bir koz kullanması gerekiyor... Necip Fazıl (Kısıkürek) 'Ulu Hakan' adlı kitabında, yarı peygamber bir portre çizer. Alâkası yok!.. Onun için; 'Bir karış toprak kaybetmedi, devleti borca sokmadı' diye efsaneler var, 1854'ten Cumhuriyet dönemine kadar alınan 41 borcun tam 20 tanesi II. Abdülhamid'e aittir!.. Devleti en fazla borca sokanlardan biridir!.. Abdülhamid döneminde kaybedilen topraklar, şu anki Türkiye sınırlarının iki katı kadardır!.. Vahdettin'den önce İngilizlere ilk sığınan da odur!.. Çırağan Baskını sonrası İngiliz Büyükelçisini çağırıp; 'İngiltere beni korur mu?' diyor... Onun talimatıyla Kıbrıs'ı İngilizlere verdik!.. Osmanlının en zengin padişahlarından biridir!.. Ülkenin neresinde önemli bir toprak, sulak çiftlikler varsa, hepsini kendi üzerine geçirmişti" demiş...

Kim söylüyor bunları? AKP'nin yıllarca Milli Eğitim Bakanlığı'nı yapan, kendilerinden biri söylüyor!.. Bunu muhalefetten biri söylese idi, hemen Bremen Mızıkacıları gibi yandaşlar toplanır, bütün haber kanallarında 'yalanlama ve karalama' çabalarına girişirlerdi!.. Demek ki, tarihi gerçekleri öylesine saptırmaya başladılar ki, artık kendi içlerinden bile bu yalanlara dayanamayanlar, sabır taşı çatlayanlar oldu ki, sayın Bakan Çelik bu tepkiyi göstermek zorunda kaldı!?

Atalarımız "Güneş balçıkla sıvanmaz!" demişler... Yalan ve yanlışların, bir gün ortaya çıkma gibi güzel bir huyu vardır!.. Yine görüldü ki; 'Yalancıların mumu yatsıya kadar' yandı, tam gece vakti işe yarayacağı sırada da yine sönüverdi işte!.. Sahi, bu arkadaşlar gidip gidip de, hep 'Cumhuriyet Dönemi' öncesi tarihi olayları ve kişileri ekranlara taşımaya gayret edip duruyorlar!.. Peki, bu ülkenin bir 'Kurtuluş Savaşı', bir 'Devrim' çabaları, Atatürk'ün yaptığı eğitim-tarım-sağlık-ekonomide çığır açtıkları günler yok mu? Örneğin; "Köy Enstitüleri, Fabrikaları, Tren Yolları" yok mu? Niye onları da ekranlara taşımazlar ki? Varsa, yoksa Osmanlı dönemi, yeter artık yahu!..

Yunus Emre ne diyordu:

"İlim, ilim bilmektir/ İlim kendin bilmektir/ Sen kendini bilmezsin/ Ya nice okumaktır?// Okumaktan murad ne/ Kişi Hakkı bilmektir/ Çün okudun bilmezsin/ Ha bir kuru ekmektir!..// Okudum, bildim deme/ Çok tâat kıldım deme/ Eğer Hak bilmez isen/ Abes yere yelmektir!.."

Ben bu yeni yetmelere diyorum ki; artık yeter, abes yere yelmeyiniz gari...      Sakin KOŞAR...

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI