ORMAN YAĞMURU MU, YAĞMUR ORMANI MI GETİRİR !?

ORMAN YAĞMURU MU, YAĞMUR ORMANI MI GETİRİR !?

Uğursuz 2020 Yılının son günü, Hürriyet Gazetesi'nden Yalçın Bayer köşesinde 'Hüseyin Dincer' isimli okuyucusunun bir iddiası vardı... Diyordu ki; "Orman yağmur getirmez, yağmur ormanı getirir!.. Konya Ovası tamamen orman olsa veya Rize'deki ormanların hepsi yok edilse, bu bölgelerin yağış rejimi asla değişmez!.." diyordu... Bu sayın okuyucunun mesleği nedir, bu konudaki bilgi, beceri ve tecrübesi nedir, orada belirtilmemiş ve bilmiyoruz?

Ama bizim kulaklarımıza, küçüklüğümüzden beri hep şöyle fısıldadılar: "Ormanlar yağmuru çeker, orman olmayan yere yağmur yağmaz, onun için ormanları korumamız gerekir!.." Sanırım sizlere de aynı şeyler defalarca söylenmiştir? Peki durum buysa, buraya 'Dünyamızın Akciğerleri' olarak gösterilen "Brezilya-Amazon Yağmur Ormanları" deniliyor da, neden; "Brezilya-Amazon Orman Yağmurları" denilmiyor!? Demek ki o devasa büyüklükteki, ama şimdilerde onların da tıraşlanmaya başlanan bu meşhur ormanları da, o yağmurlar sayesinde oluşmuş, 'Amazon Nehri' de hâlâ Dünyanın en bol suyu olan nehri olarak akmaktadır!..

Biliyorum, bu konu biraz; "Yumurta mı tavuktan, yoksa tavuk mu yumurtadan çıkar?" tartışmasına benziyor!.. Binlerce yıldır bunun net yanıtını kimseler verebilmiş değil... Şimdi ben bunu yazdım diye, yine saygıdeğer Hocam Prof. Dr. Şadan Gökovalı'dan eleştiriler de gecikmez... Ama, kafama takılan bu tür sorulara burada da yer vermezsem, ben çatlayayım mı dostlar!? Sadece bunlar değil, bakın 'heybemde' daha neler var, neler?

--Diyanet İşleri Başkanlığı'nın başlattığı 'Yağmur Duası'  meselesi vardı ya, bu konu bilim insanı çevrelerinden çok sayıda eleştiriler almıştı ya? Yağmur Duası sonrasında, Tokat İlimizin Eze Köyü insanları da coşup, onlar da 30 Aralık 2020 tarihinde "Kar Duası"na çıkmışlar ve gazetelere manşet olmuşlardı ya? Ben bu konulardan pek anlamam; bilirsiniz, büyüklerimizin işlerine de pek karışmam da; dünyadaki insanlar bütün problemlerine Yüce Tanrı'nın gösterdiği akıl ve bilim yoluyla çözüm bulacaklarına, işin kolayına kaçıp da, 'Dua' yolu ile çözüm bulmaya çalışırlarsa, bu dertlerden kurtulabiliyorlar mı acaba? Böyle işler dua ile halledilebilseydi eğer, dinimizin çıkış yeri Suudi Arabistan yeşillikler içinde ve sulak bir ülke olmaz mıydı? Depremler, Seller, Fırtınalar, Tsunamiler, Salgın Hastalıklar, Tüm Borçlardan Yırtmak da  bu yolla halledilemez miydi? 'Covid-19' dan milyonlarca insan ölmez de kurtulmazlar mıydı, ne dersiniz!? Tabii ki dua edilir, vicdanlar rahatlatılır da; ama her konuda önce akılcı ve bilimsel çözümler gerekmez mi?

--Hani bizim meşhur 'Et Lokantaları' zinciri sahibi bir "Nusret Ustamız" var ya? Etleri tuzlarken; elini, saldırıya geçen 'Kral Kobra Yılanı' gibi yukarı doğru kaldırıp, avucundaki tuzu bileğinden aşağı, dirseğine doğru dökerek etleri tuzluyor ya? Ben bu hareketin, ete nasıl bir lezzet kattığını bir türlü anlayamıyorum!? Hani dünyada sadece 'Tuz Kokmaz' derler ya? Bu ustamız tuzu kolundan aşağı doğru dökerken, kendi usta vücudunun kokusunu ete mi katıyor, onun için mi onun yemekleri lezzetli oluyor acaba?

--Biliyorsunuz, bizim yörenin efsanelerinden birinin en meşhur kahramanı "Marsyas"tır!.. Hani şu 'ölümsüz' denilen, hani bizim Afyon-Dinar'lılarla bir türlü paylaşamadığımız, 'Tanrı Apollon' ile müzik yarışmasına kavalıyla katılan, sonuçta derisi yüzülüp de öldürülen insan 'Marsyas'ı diyorum!.. O Marsyas, o tarihlerden kalma birçok kaya resimlerinde, tarih kitaplarında; ayakları keçi ayağı gibi çatal tırnaklı, kıllı ve sadece kolları ve baş tarafı insana benzer şekilde çizilmiş!.. Şimdi bu ne!? O bir keçi çobanı olan insansa, bu ayaklar neyin nesi!?

Şimdi bazılarının çıkıp; "Onu anlamaz bunu anlamazsın da, ne halt etmeye burada köşe yazısı yazmaya kalkıyorsun ki, bre ihtiyar dallama yazar!? Sen bir  '65 Üstü Sakıncalı Piyadesin!' Büyüklerin sana 'Hayat Eve Sığar (HES), git evinde akşama kadar kadınlarla beraber tüm TV'lerden Yemek Programları izle, gerisine karışma!' demedi mi? Sen ne ele-avuca sığmaz, ne şer ihtiyarsın yahu!? " diyeceklerinden eminim!.. Ne yani, bunları hiç soramayacak mıyız, biz her şeyi bilen mi olmalıyız!? Vallahi bunlar umurumda bile değil de, benim şimdi gözüm-kulağım sayın Hocamdan gelecek eleştirilerde!..         Sakin KOŞAR...

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI