RÜYALAR VE GERÇEKLER !?

RÜYALAR VE GERÇEKLER !?

Bugünkü yazıma, geçenlerde internette rastladığım ilginç bir fıkrayla başlamak istiyorum:

Fıkra bu ya; Amerika'da ünlü bir Papaz kalp krizinden 48 saat ölü kalmış, sonra bir mucize eseri hayata döndürülmüş... Haberi duyan Papazın dostları heyecanla hastaneye koşmuşlar, düşünceli bir şekilde yatağında yatan Papazı soru yağmuruna tutmuşlar:

--Bu 48 saat içinde neler gördünüz, neler yaşadınız?

--Siz mutlaka Cennete gitmişsinizdir de, orada kimlere rastlayıp, kimlerle konuştunuz?

--Uzaktan da olsa, Cehennemi ve onun devasa ateşlerini görebildiniz mi?

Bu sorulara acı bir gülümsemeyle cevap veren Papaz;

--"Ben doğruca yeşil Cennete gittim!.. Her taraf çim, çiçek ve dallarına her renkten kuşların konduğu ağaçlarla dolu yerde, her taraftan berrak ve serin sular akıyordu!.. Beni kutsal İsa babamız ve Meryem anamız karşıladılar!.. Bembeyaz elbiseler içinde tertemiz alınlarından nurlar saçıyorlardı!.. Onlardan, hemen beni Ulu Tanrı ile tanıştırmalarını istedim, beni kırmadılar!.. Yüksekçe bir kayanın üzerinde duruyordu, etrafında rengârenk kelebeklerin uçuştuğu, ışıklar içindeki Ulu Tanrı'nın, iri-yarı ve çok güzel bir 'Kadın' olduğunu hayretler içinde görebildim!.. Sonra iki melek benim koltuklarıma girerek, Cennetin kapısından dışarı çıkarıp bıraktılar, ben dünyaya işte böyle geri dönebildim!.. Ama, Ulu Tanrı'nın kadın olması, son yıllarda çok artan 'Kadına Şiddet' olayları yüzünden, ben dahil, ölen erkeklerin başlarına nelerin gelebileceğini düşündükçe, inanın kahroluyorum sevgili dostlarım" deyip, ağlamaya başlamış...

Ya bizim ülkenin kadınlarına, bir yılda "% 1.400' oranlarında artan 'Kadına Şiddet' olaylarından ötürü, bizim ülke erkeklerinin çekecekleri neler var acaba!? Fıkrayı okuyunca ben de hemen bunu düşündüm? 'Erkek Egemen' bir ülkeden kalk git, 'Kadın Egemen' bir ahirette sonsuza kadar yaşa bakalım!.. Orada başımıza neler geleceğini düşündükçe, inanın ben o Papazdan daha çok tedirgin olmaya başladım...Böyle fıkra mı olur be!..

Ya yıllarca eşlerini, sevgililerini döven, işkence eden, yaşamı onlara haram eden, hatta bir veya birkaç kadın öldürerek oraya gidenler ne halt edecekler acaba!? Ulan bu fıkrayı bulup da yayımlayan dallamayı bir bulursam var ya, yemin olsun onu 'Filistin Askısına' asmazsam, benim de yüzüme tükürün, e mi!?

"Rüyalar, fıkralar, gerçekler" diye diye ömür geçip gidiyor işte!.. Biz bunlarla uğraşacağımıza, bazıları gibi yüce dağlara tırmaksak ya? Denizde sörf yapıp, karada araba yarışlarına katılsak, Afrika'ya Safariye gidip, çöllerde yaban devesi yakalasak ya!? Bugün nereden bu konuya girdim bilmiyorum, kafam karmakarışık ve allak bullak!.. İyisi mi, bugün de uygun bir Orhan Veli şiiri bulup, sizlere bir an önce veda etsem iyi olacak!..

Illısıon: "Eski bir sevdadan kurtulmuşum/ Artık bütün kadınlar güzel/ Gömleğim yeni/ Yıkanmışım/ Tıraş olmuşum/ Sulh olmuş/ Bahar gelmiş/ Güneş açmış/ Sokağa çıkmışım, insanlar rahat/ Ben de rahatım!.."

Karmakarışık: "Bir okla yaralı kalbim/ Boyacının sandığında/ Güvercinim kâğıt helvasında/ Sevgilim kayığın burnunda/ Yarısı balık/ Yarısı insan/ İn miyim/ Cin miyim/ Ben neyim?.."   Ehh, bugünü de kurtardık sayılır, hadi bana eyvellah!..               Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI