SEVİNCİYLE, ÜZÜNTÜSÜYLE "08 MART" GÜNLERİ !?

 

---Padişah I. Murat'ın oğlu olan ve benim de çok sevdiğim, ama yaptıklarına çok üzüldüğüm bir Padişah I. Bayezit (Yıldırım Bayezit)'tir.) 1360 yılında doğmuş, 08 Mart 1403 tarihinde Aksak Timur'un esareti altındayken ve henüz 43 yaşındayken ölmüştür.

1389 yılında Padişah olan Yıldırım Bayezit, kendisi de çok iyi bir savaşçı, gözünü budaktan esirgemeyen, her işin mertçe ve erkekçe yapılmasını isteyen, başarılı bir insandı!.. Doğu'da Timur tehlikesi belirince Bizanslılarla anlaşma yaparak, bu tehlikeye karşı hazırlıklara başladı. Timur ordusuyla Anadolu'ya geçip, Sivas'ı aldıktan sonra Ankara üzerine yürüdü. 27 Temmuz 1402 Perşembe günü yıldırım hızıyla Ankara'ya gelen I. Bayezit, Timur'un ordusu daha savaş düzenine geçemeden, onları çember içine almıştı!.. Komutanları Yıldırım Bayezit'e gidip, bu fırsattan yararlanıp, hemen saldırmak için ısrar ettiler ise de, kendine çok güvenen Bayezit; "Bu saldırı kalleşçe olur, biz Türklere yakışmaz!" diyerek reddedip, savaşa ertesi günü sabah, 28 Temmuz 1402 Cuma günü başlattı!..

Halbuki boş durmuyor, her türlü kalleşliği yapıp; sürekli Osmanlı Ordusu hakkında paralı Aksak Timur muhbirlerinden bilgi alıp, bazı Beyliklerin askerlerini de kendi tarafına rüşvetle çekmeye çalışıyordu!.. Erkenden başlayan savaşta Timur ilk olarak, Osmanlı Ordusunun sol kanadına yüklendi, bir sonuç alamadı. O sırada Osmanlının yanında olan 'Karar Tatarları' askerleri, Osmanlı askerlerine arkadan yağmur gibi ok atmaya başladılar!.. Bu haince saldırı yüzünden sol kanat bozuldu!.. Kısa bir süre sonra da, sağ kanatta bulunan Anadolu Beyliklerine bağlı 'Tımarlı Sipahiler' de olduğu gibi karşı tarafa, Timur'un ordusuna katıldılar!.. Bu iki ihanet Osmanlı ordusunu bozdu, dağ eteklerine çekilerek tamamen savunmaya geçtiler!.. Timur'un filleri ve bu ihanetlerle güçlenen ordusu yüzünden, emrindeki az sayıda askerle geri çekilirken Yıldırım Bayezit atından düştü ve esir alınıp Timur'un çadırına götürüldü!, savaşı da Aksak Timur kazandı!..

Bu olay üzerine tam 11 yıl sürecek Fetret Devri, yani 'Bunalım Dönemi' başladı, bu durum neredeyse Osmanlı Devleti'nin sonunu getiriyordu!.. Ama Yıldırım Bayezit'in oğlu  'Çelebi I. Mehmet'in gayretleriyle bu dönem atlatılıp, devlet düzeni yeniden kuruldu ve güç kazanmaya başladı. Onun yerine geçen oğlu II. Murat zamanında Osmanlı Devleti yine büyümeye ve genişlemeye devam etti.

---16 Aralık 1727 yılında 'İbrahim Müteferrika' ilk matbaayı ülkemize getirdi!.. Padişah III. Ahmet'ten ilk izini 1720 yılında almıştı ama, bu matbaanın kurulmaması için başta 'Hattatlar' olmak üzere, onların kışkırttıkları bazı gerici dinciler buna şiddetle karşı çıkıyor, bu İbrahim Müteferrika'nın hemen asılması gerektiğini söylüyorlardı!.. Yirmisekiz Çelebi Efendi hemen koşup, zamanın Şeyhülislâmı Abdullah Efendi'den istirham ederek, bu işe bir son vermesini istedi. Bu işe karşı çıkanların hattatlar olduğunu bilen Şeyhülislâm, hemen bir fetva yayınlayıp, bu matbaanın dinimize aykırı olmadığını herkese bildirdi!.. Bunun üzerine 'Vankulu Mehmet Paşa'nın " Vankulu Lügâti" adlı kitabı, ilk 08 Mart 1728'de basılmaya başladı, basımı da 31 Ocak 1729'da bitti. Bu da bizim için sevinçli günlerden biridir!..

---08 Mart 1857 yılında da, tekstil iş kolunda adeta birer esir gibi çalıştırılan kadınların, New York kentinde ilk defa direnişe geçmeleri günüdür!.. Bu direnişte 129 kadın işçi ölmüş, devrisi günlerde de yüzlercesi işten atılmıştı!.. Yıllar süren mücadele meyvelerini vermiş, dünyada ilk kez 08 Mart 1910 yılında bu anlamlı gün kutlanmaya başlamış, 1977'den sonra da tüm dünyaya yayılmıştır!.. Böyle günlerin tarihlerini, sebeplerini, sonuçlarını bilmezsek eğer, taşıdıkları önemi ve değeri de bilemeyiz!.. Hele bunlar 'İnsan Hakları' ise, asla gevşememeli, taviz vermemeli, hafife almamalı ve unutmamalıyız!..                     Sakin KOŞAR.                                               

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI