ŞİMDİ TAM DA 'UZAYA' GİTME ZAMANI !?

 

               ŞİMDİ TAM DA 'UZAYA' GİTME ZAMANI !?

Büyüklerimiz sağolsunlar, son günlerde çektiğimiz sıkıntılardan dolayı bunalırken, büyük bir müjdeyle bizleri epeyce güldürmeyi başardılar, Allah hepsinden razı olsun!..

Biliyorsunuz, bu 84 Milyon Türk insanının 24 Milyonu icralık, 3 ilâ 5 Milyon konutun doğalgaz, elektrik ve suları borçlardan dolayı kesik, maaşları aybaşlarına kadar yetmeyen emekliler 'Askıda Ekmek' ve çöpten yiyecek toplar vaziyette, gençler işsizlik-pahalılık-yokluktan evlenemezken, boşanmalar tavan yapmış, kiracılar ev sahiplerinin fiyat arttırmalarına dayanamaz halde, 5 kişilik iş müracaatına '1.500' kişi birden koşarken, tam '70 Milyon Dolar' masraf ederek, bir insanımızı uzaya gönderecekmişiz!..

Bazı art niyetliler çıkıp da; "Ayranı yok içmeye, tahtırevanla gider çişini etmeye!" filân diyebilirler? Desinler efendim, biz de bu işte diğer dünya devletlerinden geri mi kalacağız yani? Onlar defalarca gidip, bayraklarını oralara defalarca diktiler!.. Hani olur da, ileride oralar da parsellenmeye, toplu konutlar filân yapılmaya başlanırsa, oradaki bayrağımız sayesinde, biz de birkaç parça yerleşim yerinin sahibi olduğumuzu iddia edebilir, malı götürebiliriz!? Artık her yere beton doldurmaya alıştık ya, elimizin kaşıntısını oralarda '5'li Müteaahhit' gurubumuzla giderebilir, yabancılara bu konutları oralarda da Milyon Dolarlarla okutabiliriz!?

Biliyorsunuz, son 20 yılda çok geliştik, pek itibarlı olduk, hızla 'Milyarderlerimizi' çoğalttık, Avrupalılar, hatta Amerikalılar bile bizi kıskanır oldular ya? Dış politikada istediğimizle iyi geçindik, istediğimize posta koyup "Eyyy!.." naralar atarak hepsini sindirdik ya? Artık şimdi tam da uzaya gitme zamanıdır!.. Gelecek nesiller bu başarılarımızı duyunca gururdan şişerler, bunlar üzerine kitaplar yazıp, onlar da gelecek nesillerine bu övgülerini aktarırlar, onlar da ataları ve tarihleriyle -gurur gibi bi şey- duyarlar, fena mı!?

Sanayi ve Teknoloji Bakanı sayın Mustafa Varank açıkladı; "Bugüne kadar bu uzay istasyonunu 20 ülkeden 258 kişi ziyaret edip, orada 3 Binden fazla deneyler yapıldı!.. Bizim göndereceğimiz bir kişi de, orada bilimsel deneyler ve testler yapacak, bu prestijli misyonumuz sayesinde, Türkiye de uzaya insan gönderen nadir ülkelerden biri olacak!" dedi. Bu prestijli iş, bize biraz pahalıya mal olacak, '70 Milyon Dolarcık' harcayacağız ama, herkes bizi kıskanacak, düşmanlarımız bile; "Aha bunlar bile uzaya gittiler, çatlayacağım yahu!" diyecek, yıllarca düşman çatlatacağız kardeşim, fena mı yani!?

Peki, bu "Uluslararası Uzay İstasyonu" kimlere ait, patronları kimler: ABD, Rusya, Japonya, Kanada ve Avrupa Birliği. Oraya biz sadece 'Bir Kişi' göndererek ne elde edeceğiz? Kendimize ait bir uzay aracı yok, uzay istasyonu yok, bu işin laboratuvarı yok, dönüşünde çalışabileceği bir kuruluşumuz yok!.. Otobüs veya uçaktan inen bir 'Yolcu' gibi gelecek, inecek ve gidecek!.. Olan da, bizim bir 'Unvan' uğruna harcayacağımız '70 Milyon Dolarımıza' olacak gibi görünüyor!? Allah hepimize biraz akıl-fikir versin inşallah!..

Sahi, bu halimizle ne işimiz var bizim uzayda filân!? Çocuklarımızı bayramlarda memlekete bile gönderemezken, sırası mıydı yani bu yokluk ve pahalılıkta!? Neyse, bugün uzaya fena daldık, aman o koca hava deryasında kaybolmadan, ele - güne de rezil - rüsva olmadan, yazımızı bir Orhan Veli Kanık şiiri 'Yolculuk' ile bitirelim bari:

"Ne var ki yolculukta/ Her sefer ağlatır beni/ Ben ki yalnızım bu dünyada/ Bir sabah kızıllığında/ Yola çıkarım Uzunköprü'den/ Yaylının atları şıngır mıngır/ Arabacım on dört yaşında/ Dizi, dizime değer bir tazenin/ Çarşaflı, ama hafifmeşrep/ Gönlüm şen olmalı değil mi?/ Nerdeee!../ Söyleyin, ne var bu yolculukta!?"                   Sakin KOŞAR.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI