SİYASETTE BABALAR VE OĞULLARI !?

 

                SİYASETTE BABALAR VE OĞULLARI !?

624 yıllık 'Osmanlı Dönemi', 29 Ekim 1923'te Atatürk ve arkadaşları tarafından "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" kurulunca sona ermişti... 1950'ye kadar süren ve şimdi sağcı partilerin acımasızca eleştirdikleri 'Tek Partili CHP Dönemi'nde, devletin üst kat görevlerinde bulunan hiç kimse, oğullarını ve kızlarını devlet işlerine sokmaz, devletle ticaret yaptırmaz, torpille önemli mevkilere getirmezlerdi!.. Bu güzel davranış, demokrasiye geçilen ve 1950'de iktidara gelen Demokrat Parti (DP) döneminde de uzunca bir süre devam etti... Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes ve dönemin Bakanları, çocuklarını siyasetten ve devlet işlerinden hep uzak tuttular, bu davranışları bugün de takdire şayandır!..

Ancak, 1960 İhtilâli sonrası, 1965-66 döneminde 'Adalet Parti (AP)' ile iktidara gelen Süleyman Demirel döneminde bu gelenek bozulmaya başladı... Demirel'in kendi çocuğu yoktu, ama özellikle 1970'li yıllarda merhum Demirel'in kardeşleri, yeğenleri çok ayıplı işler yaptılar; mobilya yerine 'sunta' ihraç edip, devletten yüklüce vergi iadesi aldılar, kapalı kapılar ardında aldıkları devlet ihaleleri ile köşeyi döndüler; 'Yahya Demirel olayını' herhalde hatırlayanlarınız vardır!?!.. Bu bozulma, darbeci hükümet ve sonrasındaki Özal dönemlerinde de devam etti!..

1970'li yılların sonunda oy oranları hayli düşen AP'ye, Menderes'in oğlu Aydın Menderes'i getirdiler... 12 Eylül darbecilerinin kapattıkları CHP yerine kurulan 'Sosyaldemokrat Halkçı Parti' başına1989'da İsmet İnönü'nün oğlu Erdal İnönü'yü getirdiler!.. Böylece 54 yıldır süren o güzel gelenek bozulmuş oldu... Daha sonra merhum Alparslan Türkeş'in iki oğlu, Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan, babalarının yerine siyasete girdiler, kendi partilerinde tutunamadılar, ayrı parti kurarak veya iktidar partisi yanında saf tuttular!.. 2000'li yıllardan sonra ise o eski anlayışlar tarumar oldu; bırakın parti liderlerinin oğullarını-kızlarını da, onların arkadaşları, yeğenleri, şoförleri, berberleri ve sevdalıları bile biryerlere aday gösterilip, seçilmeye başlandı!..

Peki, bunların başarıları ne oldu, topluma ne verdiler!? Hiiççç... Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan'ın kurduğu "Yeniden Refah Partisi" Genel Merkezi'nde 15 Eylül 2021 günü, aşıya karşı olduğunu belirtip, şunları söylemiş: "...mRNA teknolojisi, genleri değiştirmek için geliştirildi... Hücre içinde saklı genetik kodu tahrip ettiğinizde, 'tek gözlü, kuyruklu, tüm vücudu kıllarla kaplı çocuklar' doğar!.. Yani bu aslında bir AŞI değil, bilimsel adıyla 'gen terepisi' yani gen değiştiricidir!.. Doğacak çocuklarda genetik bozukluğu olabilir? Yahu, aşıda antikor olur mu? Aşıda 'antijen' olur!.." demiş... Kuyruklu çocuklar ha? Valla bir değişiklik, bir espiri olurdu aslında ama, hiç zannetmiyorum!?

İnsan bunları dinleyince sormadan da edemiyor: "Diyelim ki dediklerin doğru, peki bunları gerçek tıp bilim insanları senden daha iyi bilmiyorlar mı? Yarın böyle bir şey olursa, sorumlusu sen mi, yoksa onlar mı olacaklar!? Peki bunu da bilmiyorlar mı!? Onlar çalışıp bu aşıları bulmuşlar, DSÖ de kabul etmiş ve önermiş, salgın ölümlerini her yerde önlemeye başladılar değil mi? Peki bayım, siz hangi TIP bölümlerinde okudunuz, hangi laboravuar çalışmalarını yapıp, bu insanlık için siz neler buldunuz bakayım!? Yanına iki 'aşı karşıtı' doktoru alıp da, böyle ahkâm kesmek kolay tabii!? Peki, o doktorların bu konulardaki başarıları ne de, bu dünyaca 'aşı mucidi' ünlü bilim insanlarını hangi hakla aşağılıyorlar!?

Rahmetli babanız da bir 'biliminsanı' idi, Profesör idi, ama hiç böyle kendi branşı dışındaki konularda böyle ahkâm kesip, bir çare arayan insanların umutlarını kırmaz, kafalarını da karıştırmazdı!.. Öyle görünüyor ki, sizin siyasi geleceğiniz de başlamadan bitecek gibi görünüyor!? Bu ülkenin başka siyasi, ticari, mesleki, sanatsal ve eğitim sorunları yok mu? Niye onlarla uğraşmıyorsunuz!? İyi ki Osmanlıdaki "Babadan Oğula Geçen Saltanat" sona ermiş, yoksa bu oğullarla bu ülke nereye giderdi!?                     Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI