SİZİN FESTİVALİNİZ BATSIN E Mİ !?

 

                 SİZİN  FESTİVALİNİZ  BATSIN  E  Mİ !?

Danimarka Krallığı'nda 1584 yılından beri her 14-Eylül günü düzenlenen "Grindadrap Festivali"nde bu yıl tam '1428 adet' Balina ve Yunus Balığı öldürülmüş, iyi mi? Bu rakamın, geleneğin başladığı 1584 yılından beri en büyük rakam olduğu, 2013 yılında da en çok 430 Balina ve Yunus vurulan ikinci yıl olduğu belirtilmiş... Katliamın yapıldığı 'Faroe Adaları' körfezleri, bu dev deniz canlılarının kanlarıyla günlerce kızıla boyanmış!.. Bu habere dünya çevrecilerini artık çileden çıkarmış, bu katil ülkeye çeşitli yaptırımlar yapılmasını istemişler!..

Başkenti 'Kopenhag' olan Danimarka Krallığı; Norveç ve İsveç'in güneyinde, Almanya ve Hollanda'nın kuzeyinde, İngiltere'nin de doğusunda yer alan küçük ve yarısı adalardan oluşan bir Avrupa ülkesi!.. En büyük gelir kaynağı balıkçılık ve deniz ürünleri!.. Okuma-yazma oranı, insanlarının yıllık gelir oranı çok yüksek, güya çok demakratik bir ülke olarak geçinirler, bu konuda herkese ders vermeye kalkışırlar!.. İyi de, 2021 milenyum yılında bu 'Balina ve Yunus' katliamı neyin nesi!? Taa 1584 yılında hangi sebeple ve nereden çıktı ise çıktı, festivalin kanlısı mı olur, bu işe bir son vermeyi bu çok kültürlü insanlar niye düşünmezler ki!?

Avrupa'nın göbeğinde, İspanya ve Portekiz'de de 'Boğa Güreşleri' var değil mi? Matadorlar her meydana çıktıklarında bir boğayı eziyetle, yavaş yavaş öldürüyorlar değil mi? Bunun neresi 'Boğa Güreşi' kardeşim!? Üstelik oralarda çok da meraklısı var!.. Bunun adı bal gibi de 'Boğa Katliamı' yahu!.. Bir türlü o 'Demokrasi-İnsanlık-Hayvan Hakları' deyince burunlarından kıl aldırmayan Avrupalılar, bir türlü bu işe bir son verdiremiyorlar, neden!?

Biliyorsunuz, bizde de geleneksel 'Deve ve Boğa Güreşleri' devam ediyor!.. Genelde hastane-okul-cami yapımı için bu festivaller düzenlenir, bizde de bunların meraklıları hayli çoktur!.. Ancak bizde, son yıllarda sahada güreşen (daha doğrusu ölesiye dövüşen) bu hayvanlar korunuyor, eskiden olduğu gibi, kıran kırana, hayvanların birbirlerini öldürmelerine kadar işi uzatmıyorlar, bir tehlike görünce 'Urgancılar' tarafından ayrılıyorlar!.. Ama yine de birbirlerinin karnını yaran boğalara, ayağı kırılan-başı ezilen güreş develerine rastlanıyor!.. Tabii ki bunlar çöpe atılıp da yabana gitmiyor, hemen kesilip sucuk-salam-sosis yapılıyorlar!.. Buna rağmen bizler defalarca yazdık; "Artık bu hayvanları 'Güreş' adı altında dövüştürmekten vazgeçelim, yardımları başka türlü etkinliklerle toplayalım" dedik, kimselere dinletemedik!..

Biliyorsunuz, eskiden hasım olanlar şahitler önünde birbirlerine rest çeker, bunun sonucunda da birbirlerine mertçe meydan okur, yine şahitler önünde düelloya davet ederlerdi!.. Bu düellolar ya kılıçla, ya tek atış yapan tabanca veya oklarla olurdu!.. Bu düellolarda nice devlet adamları, komutanlar, zengin mülk sahipleri birbirlerini yok ettiler!.. Yirminci yüzyılda bunlar bitti, ama hayvanlara karşı olanlar bir türlü sonlanmadı!.. Ne demek bir günde tam 1428 tane Balina ve Yunus Balığı öldürmek yahu!? Bu bir 'festival' değil, bal gibi de 'katliam' değil mi!? Kültürlü, sosyal ve yıllık gelirleri çok yüksek bu insanlara yakışıyor mu yani!?

Sizleri bilemem, ama haberi okuyunca benim tüylerim diken diken oldu, kanım dondu, başıma ağrılar girdi dostlar!.. Onlar gibi havalı Avrupalı değiliz, onlara göre bizler birer 'Barbar Türk'üz (!) ama, görüyorsunuz, biz bile bu vahşete katlanamıyoruz!..

Neyse, bugün de size bizim deli Orhan Veli'nin1939'da yazdığı 'Hayat Böyle Zaten' şiiriyle veda edelim bari:

"Bir evin bir köpeği vardı/ Kıvır kıvırdı, adı Çinçon'du, öldü/ Bir de kedisi vardı; Maviş/ Kayboldu/ Evin kızı gelin oldu/ Küçük Bey sınıfı geçti/ Daha böyle acı-tatlı/ Neler oldu bir yıl içinde/ Oldu ya, olanların hepsi böyle/ Hayat böyle zaten!.."           
YAZARIN DİĞER YAZILARI