Sonbahar Sabahları !?

 

               Sonbahar Sabahları !?

Sabahları benim gibi erkenden kalkanlarınız bilir ve görürler; sabah ışıklarının karanlığı kovalamaya başladığı dakikalarda, dağlardan yerleşim yerlerine ve ovalara inen ilk kuşlar, Kelmaleçler, Saksağanlar ve Kargalardır!.. Daha sonra Karatavuk, Kumru ve Serçe sürüleri geliyor... Kimisi çatılarda, kimisi balkonlarda, kimisi de yerlerdeki sergilerden çalabilecekleri yiyecekleri ararlar...

Bugün 06 Ekim 2021, günlerden Çarşamba... Ben yine erkenden kalkıp, bu yazıyı yazıyorum... Sonbahar mevsiminin ortalarına doğru girerken; meyve ve sebze bolluğunun ortasında fırlak fiyatlardan dolayı insanlar bunları yutkunarak seyrediyorlar: En bol zamanında şeftali 15 TL, armut 10 TL, üzüm 12 TL, incir 15 TL, erik 10 TL, hıyar 6 TL, kavunun kilosu 4 TL, karpuzunki 2,5 TL... Çoğumuz bir tezgâhlara bakıyor, bir cebimizi karıştırıyor, sonra da; "İnşallah seneye fiyatlar düşer, bizim de ücretler zamlanır da, o zaman bunları alıp yeriz" deyip yürüyoruz...

Sabah erkenden ovaya inen kuşlar için bu fiyatlar ne gam!? Korumasız her yer onların çünkü... İsteyen üzüm asmalarına, isteyen şeftali, incir, erik, elma, armut ağaçlarına dalıp, olgunlaşmış meyveleri 'beleş' tarafından kursaklarına indiriyorlar!.. Efendim tohuma, gübreye, mazota, tarımsal ilâca, kiralara zam gelmiş, ücretler yetersizmiş, onların derdi değil ki!.. Kiminin KDV'si % 18, kimininki % 1 imiş, bunların umurunda mı sanki!..

Ben bunları düşünerek mutfak penceremden ovaya bakarken, bir karga da benim balkona kondu... Eşimin kurutmak için koyduğu bir tepsi incirden birini kapıp kaçtı, karşı apartmanın bacasına götürdü... Oradan bana sanki alay edercesine bakıp bakıp, inciri didikliyordu!.. Derken, komşunun balkonuna bir karga daha geldi, etrafı iyice süzdükten sonra sergideki bir cevizi kapıp havalandı... İyice yükseldikten sonra, beton yolun ortasına cevizi atıp, kırılmasını sağladı... Bir süre etrafı süzdükten sonra inip, kırılan cevizin içini yiyerek uzaklaştı...

Bir an, bu beleşten yaşayan kanatlı kuşlar gibi olmanın ne güzel bir yaşam olduğunu düşündüm? Uçuyorsun, kaçıyorsun, istediğin yere gidip konuyor, istediğin yerde konaklıyorsun!.. Ev, araba, kira, maaş, vergi, karı ve çocuk dırdırı yok, konu-komşu-müdür-şef  kavgası yok, enflasyon-zam-kredi faizi-icracı-hapis derdi yok!.. Beyaz eşya, halı, mobilya, düğün-dernek-nişan-altın takma çilesi bunların neyine!? Yahu ne güzel, ne kadar da beleş yaşam değil mi?

Biraz sonra elinde çayla bana gelen sevgili eşimi gördüm, yine düşündüm: "Ulan bu kuşların sadece iki kanatları ve iki ayakları var, bir de ibikleri, hepsi bu... Bir yırtıcı kuş veya avcı tarafından bunların birine zarar gelirse, yaşamının sonu demektir? Tek kanatlı kuş uçar mı? İbiği kırılan veya bir ayağını kaybeden kuş nasıl yem bulur? Bizim gibi onlara kimse yardım etmez, hastaneleri yok, hısım akrabaları yok!.. Çayımı yudumlarken evime baktım, komşulara baktım; "İyi ki kuş değilim, iyi ki insanım!.. Bu pahalılığa, bu zamlara, şu başımızdakilere, bu yaşam zorluklarına rağmen, biz insanlar yine de kuşlardan çok iyi durumdayız, isterlerse sergideki incirlerin hepsini yürütsünler, bir kuş olmak umurumda bile değil, iyi ki bir insanım" diyerek içeri girdim... Sonuçta da bu saçma-sapan, kendim yazıp da, benim bile anlayamadığım şu hurda halindeki yazı ortaya çıktı işte...

Neyse, ben size bugün de bir Orhan Veli şiiriyle veda edeyim bari: 'Hayat Böyle Zaten.'

"Bu evin bir köpeği vardı/ Kıvır kıvırdı, adı 'Çinçon'du, öldü/ Bir de kedisi vardı; Maviş/ Kayboldu/ Evin kızı gelin oldu/ Küçük Bey sınıfı geçti/ Daha böyle acı, tatlı/ Neler oldu bir yıl içinde/ Oldu ya, olanların hepsi böyle/ Hayat böyle zaten!.."               Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI