İstanbul-Tuzla'dan çok korkunç bir haber geldi: Davut Tekiner isimli eski bir eczacı kalfasının kurduğu 'Sahte Kanser İlâcı Çetesi' kendi ülkemiz de dahil olmak üzere; İran, Irak Suriye ve Ukrayna'ya ihraç ettiği binlerce kutu 'Sahte Kanser İlâcı' yüzünden, özellikle küçük yaştaki kanser hastası binlerce masum çocuğumuzun ölümüne sebep olmuşlar!.. Sadece İran'da tam '450 Çocuk' bu yüzden bir hiç uğruna öldürülmüş!..
Asla 'İnsan' diyemeyeceğimiz 'Yaratık' olan eski Ecz. Kalfası Davut Tekiner, görülebilecek en tehlikeli bir suç makinesi imiş, tam 143 ayrı suçtan dolayı bir "Suç Dosyası" olduğu ortaya çıkmış!.. Yahu, böyle adamlar üç-beş suçtan sonra neden sürekli Emniyet ve MİT tarafından takip edilmez, böyle başı boş bırakılırlar, doğrusu bunu anlamakta da zorluk çekiyoruz!? Adam kısa sürede bu işten Dolar ve Euro milyoneri olmuş, işlerine engel olmaya çalışan birçok Eczaneyi kurşunlatmış, Eczacıları tehdit edip, haraca da bağlamış!..
Çetesiyle birlikte yakalanınca, bu sahte ilâçtan çocukları ölen birçok aile karakollara gidip; "Davut denilen bu çocuklarımızın katilini bize vereceksiniz, onu biz yargılayıp, cezasını da kendi ellerimizle biz vermek istiyoruz!" diye salya-sümük ağlayarak bu 'Yaratığı' istemişler!.. Tabii, bir hukuk devletinde bu olacak iş değil, isteklerinin yerine getirilmesi asla mümkün değil de, acılı aileler ne yapsınlar, masum çocuklarının acılarından ötürü bunları söylüyorlar!..
Sadece bunlar olsa neyse; reşit olan bir kadınla bir erkek neşe içinde ve çalgı-çengi ile evleniyor, zamanla çoluk-çocuk sahibi oluyorlar, geçen sürede birçoğu bazı iş-aş-ekonomik sebepler-başka kadın-erkekler yüzünden eski sevgi ve saygılarını kaybediyorlar!.. Her gün aile içi kavga ve şiddet öne çıkmaya başlıyor, okula giden çocukları bunlar yüzünden başarısız ve problemli birer 'Birey' olmaya başlıyorlar!.. Birçoğu da şiddet ve kavgaları yeterli bulmayıp, birbirlerini sokak ortasında veya çocuklarının gözü önünde öldürüyor; biri mezarlığa, biri de hapishaneye gidiyor, yine olan masum çocuklarına oluyor!.. Medeni şekilde anlaşıp da boşansalar, bu problemlerin birçoğu meydana gelmeyecek!.. Ama burası Türkiye, öfke baldan tatlı, genellikle de 'Erkek Haklı (!)' olduğu için, bu şiddet ve kadın cinayetleri ülkemiz genelinde tavan yapıyor, sonuçta esas çileyi çeken masum çocuklarımız oluyorlar!..
Hani üzerinden 'Gizlilik Kararı' kaldırılan ve ABD'de devam eden bir "Fuhuş Çetesi Davası" vardı ya? Lideri de hapishanede intihar eden Amerikalı Milyarder iş adamı 'Jeffrey Epstein' idi ya? Mahkemede özel uçağının pilotu her şeyi anlatmış, bu uçakla bütün dünya ülkelerinden küçük yaşta kızları kaçırıp, ünlü ve zengin sapıklara kiralanıyormuş!.. Pilotun dediğine göre, Türkiye'den de kaçırılan küçük kızlar da varmış!.. Devletten beklediğimiz; "bunlar kaç taneydi, şimdi neredeler ve yaşıyorlar mı?" derhal araştırılmalı ve merakla bekleyen kamuoyuna açıklanmalıdır!..
Masum çocuklarımızı bekleyen bir başka tehlike de, başta İsrailli sözümona doktorlar olmak üzere, "organları için kaçırılan çocuklarımız!.." Bu organ mafyası doktor hainleri ilk olarak ortaya çıkartan, ünlü gazetecimiz sayın Uğur Dündar olmuştu, hatırladınız mı !?
Yani, şu masum ve korunmasız yavrularımızın başında daha ne tehlikeler var, say say bitmiyor!.. Uyuşturucu kullanma yaşının '10 Yaşına' kadar düştüğünü bu işin uzmanları söylüyorlar!.. Okullar çevresinde 'Torbacılar' dolanıp duruyorlar!.. Yüce Meclis açıldığında, bütün Milletvekillerimizden istirham ediyoruz, artık 'küçük yaştaki ve korunmasız çocuklarımız' için daha ağır, daha caydırıcı yasalar çıkarmalarını bekliyor ve bu tür suçlarda hiçbir bahane, en küçük bir indirim veya 'hafifletici sebep' de kabul etmiyoruz!.. Yeter şu masum çocuklarımızın, biz yetişkinlerden çektikleri çile yahu!.. Sakin KOŞAR...