ATATÜRK MONTRÖ VE YOK OLMAK

  ATATÜRK MONTRÖ VE YOK OLMAK

BİLİNDİĞİ gibi tarih, geçmişte yaşayan insanların, yaşam tarzlarını ve olayları, olayların yerini ve zamanını belirterek, nedeni ve sonuç ilişkileri hakkındaki bilgileri, mevcut kaynaklardan araştırıp tarafsızlık ilkelerine sadık kalarak inceleyen bilim dalıdır.

1 NCİ DÜNYA SAVAŞI, Avusturya/Macaristan tahtının veliahdı Arşidük Franz Ferdinand'ın, 28 Haziran1914'te Gavrilo Princip adında bir Sırp milliyetçisi tarafından, başkent Saraybosna'da öldürülmesi, savaşı tetikleyen neden olmuş ve 1nci Dünya savaşının fitili ateşlenmiştir.

2 NCİ DÜNYA SAVAŞI ise; Almanya, Rusya ile tarafsızlık antlaşması imzalamış ve 1939 yılında Polonya'ya savaş açmıştır. İngiltere ve Fransa, Polonya'ya güvence vermiş(Günümüzde ABD ve NATO'nun Ukrayna'ya, savaş başlamadan önce verdiği, sözlü güvence gibi) Polonya'da Almanya'ya savaş ilan etmiştir. Böylece 2nci Dünya savaşı başlamış, savaşın başlaması ile Almanya işgal ettiği Polonya topraklarını Ruslarla paylaşmıştır.

GİRİZGÂHI burada bitirip, günümüzde halen devam eden Ukrayna/ Rusya savaşına dönelim. İşgal 24 Şubat 2022 de başlamıştır. Taraflar silahların susması ve barış görüşmeleri sonunda varılmak istenen noktaya ulaşılamamış, yanı sıra Ukrayna'ya yeterli silah yardımı da yapılamamıştır. Silah desteği yerine, sözle veya çok kısa ziyaretlerle: "Merak etmeyin her zaman yanındayız!" Dercesine, durumun idare edilmeye çalışılmasından ötede ortaya bir şey getirilmemiştir! Çünkü Rusya'yı tahrik etmemek, Ukrayna'nın da moralini bozmamak için, şişleri de, kebapları da, yakmaktan korkmaktadırlar ve buna çok özen göstermektedirler. Ancak Rusya'yı yıpratmak için savaşı savunanlar vardır. İngiltere'nin dışında, AB Dış İlişkiler Temsilcisi de: "Savaşın, savaş alanında kazanılacağını savunup bir nevi savaşalım!" Demeye getirmektedir! İyi ki ortada Montrö antlaşması vardı. (Yüce Atatürk! Sen Tanrı'nın yarattığı olağanüstü insansın, o dâhiyane görüşünle, Dünya'yı dehşetli bir deniz savaşından kurtardın) Ya böyle bir antlaşma olmasaydı? O zaman Karadeniz'de, müthiş bir çatışmaya girişeceklerdi. Savaş sadece o kapalı denizde mi kalırdı? Hayır! Orman yangını gibi her tarafa sıçrayacaktı.

ÖNÜMÜZDEKİ zaman içinde Dünya'nın nasıl bir durumla karşılaşacağı görülecektir ve bu oldukça önemlidir! Durup dururken, çatışmalar büyütülüp 3ncü Dünya savaşının fitili ateşlenir mi bilmiyorum! İhtimal vermemekle birlikte; Tanrı'nın, insanlığı ve Dünya'yı çılgın karar vericilerin çılgın kararlarından korumasını içten duygularla diler ve isterim!

DOLAYISI ile bu arada Rus ateş gücü öldürmek, yıkmak ve yakmak için şu an, gürlemektedir. Ukrayna liderinin ülkesini zor durumdaki halinden kurtarmak için çok acil barışa ihtiyacı vardır. Canlı video bağlantıları ile pek çok ülke parlamentosuna destek çağrısı yapmakta ise de, yanı sıra Rusya'nın yıpratılması için her türlü yola başvurulmasını da hatırlatmaktadır! Ateş kes antlaşması bir an önce imzalanmalı uzun soluklu barış antlaşması ise devresi gün masaya konulmalıdır. Bu arada Ukrayna lideri, Batı parlamentolarını dolaşıp, yüz yüze görüşmelerle ülkesinin durumunu tartışmalıdır! Ve görüştüğü her lidere bence şunu söylemelidir: "Bizi desteksiz bıraktınız, sayenizde başımıza gelenleri görüp yaşayınca, olgunlaştık. Ve bu sayede saflıktan kurtulduk!!!"

BATILILAR: "Seni anlıyoruz, durumu görüyoruz ve içimiz kan ağlıyor. Ancak bu savaşa Nato ve ABD silahla müdahale ederse, Rus lider: "Ülkemin varlığı yok olma tehlikesi ile karşı karşıya" varsayımı ile bir anda kitlesel silah kullanabileceğini tüm Dünya'ya ilan eder ve bundan da, çekinmez! Bu durum muvacehesinde, gezegendeki 3ncü kez başlayacak bir savaş, sonucu: İnsan ve diğer tüm canlılar yok olur ve gezegen, korkunç sonla karşılaşır!" Mealinde yanıtlayacakları muhakkaktır. Ancak haklıda olabilirler!  

SAVAŞ karşıtları, ambargo uygulaması sürdürülüp, ekonomik kıskaçla bu gelişmelerin hakkından gelinebileceğini umut ederken, yakın gelecekte siyasi durum ve konu ile ilgili görüşmeler nasıl bir mecraya sürüklenir, tahmini şimdilik güç bir soru.

ZİRA hiç bir ülke, ne ulus varlığının yok olma tehlikesini göze alabilir, nede kitlesel bir savaşı destekler. Hiçbir ülke, sonuçları itibarı ile bir nükleer savaşı son raddeye kadar başvurmayacaktır. Çünkü bu aynı zamanda kendisinin de yok olacağı anlamı taşır. Zira her şey bitip, sığınaklardan çıkanlar, bir yok oluşun fotoğrafından başka hiçbir şey görmeyecektir, artık. Japonya'yı hep hatırlamak zorundayız. Çünkü bundan daha canlı bir başka örnek şu anda yoktur ve olmamalıdır!

 

 

 

 

 

 

   

 

        

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI