ATATÜRK'ÜN YAZDIĞI "GEOMETRİ" KİTABI


            Kitabın önsözünde Agop Dilaçar gerekli açıklamaları yaptığı için ben ayrıca bir şey yazmaya-cağım. Ancak şunu özellikle belirtmek isterim; Atatürk'ün Geometri kitabı yazdığı bilinir de acaba kaç kişi okudu? İşte bu nedenle piyasada satışı olmayan bu kitabı burada sizlerle paylaşmak istedim.Devamını oku

*

GEOMETRİ

Doğumunun 100. Yılında ATATÜRK'E ARMAĞAN

Türk Dil  Kurumu Yayınları, Ankara 1981. 2. basım (tıpkı basım)

ÖNSÖZ

            Bu kitabı Atatürk, ölümünden birbuçuk yıl kadar önce, III. Türk Dil Kurultayın-dan hemen sonra 1936-1937 yılı kış aylarında Dolmabahçe Sarayında kendi eliyle yazmıştır.

            1936 sonbaharında bir gün Atatürk beni, Özel Kalem Müdürü Süreyya Anderi-man'ın yanına katarak Beyoğlu'ndaki Haşet Kitapevine (Hollanda Konsolosluğuna çok yakın bir binanın giriş katında yer almaktaydı, gidip de kitap almışlığım var.)  gönde-rip uygun gördüğümüz Fransızca Geometri kitaplarından birer tane aldırttı. Bunlar Atatürk'le birlikte gözden geçirildikten sonra, yazılacak geometri kitabının genel tasa-rısı çizildi. Bir süre sonra ben ayrıldım ve kış aylarında Atatürk bu yapıt üzerinde çalış-tı. Elinizdeki kitapçık bu emeğin ürünüdür.

            Askerlik çığırından gelen Atatürk'ü siyaset olayları büyük bir devlet adamı yap-mış olduğu gibi, yurdun kültür sorunları da Onu büyük bir eğitimci durumuna getir-miştir. Tarih boyunca yabancı ülkelerde "büyük" sanını kazanan asker devlet başkan-ları, uluslarına eğitim alanında da babalık etmişler, kendi kalemleriyle eğitici yapıtlar meydana getirmişlerdir. Anglosaksonların Büyük Alfred'i (Alfred the Great, 849-899) ile Almanların Büyük Friedrich'i (Friedrich der Grosse, 1712-1786) bu gerçeğin iki büyük tanıtıdır.

            Kitabın kapağında önemle belirtildiği gibi, Atatürk'ün bu yapıtı "Geometri öğre-tenlerle, bu konuda kitap yazacaklara kılavuz olarak Kültür Bakanlığınca neşredil-miştir." Yazar adı yok, fakat yazının ruhu ve tutumu, onun, Atatürk'ten çıkmış oldu-ğunu apaçık gösterir.

            Geometri, eski terimle hendese, eğitim örgütümüzde önemli bir yer tuttuğu halde, bunun terim düzeni çok ağdalı ve çapraşıktı. Arapça ile Farsça okul programın-dan kaldırılmış, fakat Arapça üzerine kurulmuş olan terimler kalmıştı. Örneğin, mü-selles-i mütesâviyül adlâ'yı  çözümlemeli olarak hangi öğrenci anlayabilirdi? Müsel-les'in kökü selse; mütesavi'nin kökü siva; adla'nın tekili de dıl'dir. Eğitimde bir gerçek var: Anlayış yolunun açık olması, bir ipucu bulunması gerekir. müselles-i mütesâviyül adlâ bu nitelikte değildi; bir külçe gibi anlayış yolunu tıkayan öğrencinin eline hiçbir ipucu vermeyen, cansız bir tekerleme idi. Atatürk, öğrencideki bu anlayış yolunun tı-kanıklığını açmak için bu terimi, anadili öğelerinden yapılı "eşkenar üçgen'e " çevirdi.

            İşte bu 44 sayfalık küçük kitapta boyut, uzay, yüzey, düzey, çap, yarıçap, kesek, kesit, yay, çember, teğet, açı, açıortay, içters açı, dışters açı, taban, eğik, kırık, çekül, yatay, düşey, dikey, yöndeş, konum, üçgen, dörtgen, beşgen, köşegen, eşkenar, ikizkenar, paralelkenar, yanal, yamuk, artı, eksi, çarpı, bölü, eşit toplam, oran, orantı, türev, alan, varsayı, gerekçe gibi terimler hep bu amaçla Atatürk tarafından türetilip konmuştur.

            Atatürk eleştirileri daima memnunlukla karşılamış ve ortaya koyduğu yeni söz-cük ve terimlere bir deneme hakkı tanıdığını belirtmiştir. Amacı daima "daha uygun"a doğru ilerlemekti; önerilen değişiklikleri haklı görünce hemen benimserdi. Atatürk'ün ortaya koyduğu terimlerden bir takımı bugün kullanıştan çıkmış, yerlerini "daha uy-gun"lara bırakmış olabilir, tümey açı yerine tümler açı ile bütey açı yerine bütünler açı'da olduğu gibi. Atatürk ilke adamı olduğu için, bunları hoş görecek, hatta sevine-cekti, yeter ki ortaya koyduğu ilke sarsılmasın ve yine zâviyetân-ı mütekabile-tân-ı dâhiletân (= içters açılar) gibi terimlere dönülmesin.

            Bu kitap başka bir önemli gerçeği de tanıtlamaktadır. Atatürk, III. Türk Dili Ku-rultayında bir "dil felsefesi kuramı" olarak Güneş-Dil Teorisini ortaya koydu. Kimi çev-reler bunu, Türkçeyi arıtma çığırından Osmanlıcacılığa geri dönüş için Atatürk'ün yap-tığı bir "manevra" sandılar. Bu kitap bu sanının yanlış olduğunu kesin olarak ortaya çıkarmaktadır. Eğer bu sanı doğru olsaydı, III: Kurultaydan hemen sonra yazdığı bu yapıtında, Atatürk, koyu Türkçeciliği bırakır, Osmanlıca'da kullanıla gelmekte olan terimleri Güneş-Dil teorisine göre birer birer çözümler, bunların öz Türkçe olduğunu "tanıtlar" ve bu zahmetlere girmezdi. Atatürk bu nitelikte bir önder değil, içten, özden, yüreği açık bir Ata idi, kılıcı ile ulusunu kurtaran, kalemi ile de onu yükselten.        Ankara, 10.11.1971    Türk Dil Kurumu Başuzmanı A. DİLAÇAR

*

GEOMETRİ

Geometri öğretenlerle, bu konuda kitap yazacaklara

kılavuz olarak Kültür Bakanlığınca neşredilmiştir.

1937 - İstanbul - Devlet Basımevi

 

BULDURU

                                               Başlangıç tarifler                                                                               5

I. KISIM

§          I.          Çeşit çizgiler                                                                                                 6

§          II.        Çember                                                                                                                     6

§          III.       Paralel                                                                                                           9

§          IV.       Açı                                                                                                                            9

§          V.         Poligonlar                                                                                                                 18

§          VI.       Üçgenler                                                                                                                   20

§          VII.     Dörtgenler                                                                                                                22

§          VIII.    Düzgün Poligonlar                                                                                                   24

II. KISIM

§          I.          Poligonlar                                                                                                                 26

§          II.        Dayire                                                                                                           31

§          III.       Dikeyin çap karesi                                                                                                    33

§          IV.       İmsiy                                                                                                                         35

§          V.         İmsel şekillerin çevreleri ile alanları arasında oran                                        38

III: KISIM

§          I.          Silindir ve pürüzma                                                                                       40

§          II.        Koni ve piramit                                                                                                         43

§          III.       Yüre                                                                                                                         46

--------------------------

 

GEOMETRİ

BAŞLANGIÇ TARİFLER

1. Canlı veya cansız, yaratılmış veya yapılmış her şey bir "Cisim" dir.

            Misal: İnsan, hayvan, ağaç, toprak, (su, ay), taş, masa, sıra, iskemle, kitap, kalem, kağıt.

2. Cisimde üç "Boyut" yahut "Direget" vardır: Uzunluk, genişlik, yükseklik. Cisimlerde yükseklik olduğu gibi derinlik te vardır.

            Misal: Minarede yükseklik vardır, Kuyuda derinlik vardır.

            Cisimlerde bazen genişliğe, kalınlıkta ta derler: Duvarın genişliği dendiği gibi, duvarın kalınlığı da denir.

3. Bir cismin "Uzay" içinde doldurduğu açıklığa "Hacım" denir.

            Misal: Bir rafta yanyana dizilmiş olan birkaç kitabın ortasından birini çektiğiniz zaman, o kitaplar arasında kalan açıklığa, çektiğimiz kitabın "Hacım"ı denir

4. Üç boyutlu her uzam, bir "Hacım" dır.

5. İki boyutlu uzam'a "Yüzey" denir.

            Misal: Denizin yüzeyinde yürünmez.

6. "Çizgi", yalnız bir boyurlu uzamdır.

7. Üç boyuttan hiç biri kendinde olmayan varlık, bir "Nokta" dır.

8. "Geometri", çizgilerin, yüzeylerin ve hacimlerin belli bir ölçü ile genliklerini ölçmeyi öğreten bir ilimdir.

 

I. KISIM

§ I. ÇEŞİT ÇİZGİLER

9. "Doğru Çizgi" veya "Doğru" bir noktadan diğer noktaya olan en kısa yoldur.. iyice gerilmiş bir iplik,  doğru çizgiyi güzelce anlatır.

10. "Düzey" öyle bir yüzeye denir ki, onun üzerinde her yönde doğru çizgiler çizilebilir.

            Misal: Bir kara tahtanın yüzeyi, bir düzeydir.

11. Hiçbir parçası düz olmayan yüzeye, "Eğri yüzey" denir.

            Misal: Bir yumurtanın yüzeyi gibi.

12. "Kırık çizgi",  birçok doğru çizgilerin birleşmesidir.

13. "Eğri çizgi",  veya "Eğri", hiçbir parçası doğru olmayan çizgidir.

            Misal: Bir ipliği iki noktasından tutup gevşek bırakırsanız onun gösterdiği çizgi, eğri çizgidir.

14. Eğri çizgilerin en önemlisi "Çember"dir.

 


YAZARIN DİĞER YAZILARI