TRİLYON DOLARLARLA YENİ BİR GEZEGEN Mİ ARANMAKTADIR

      TRİLYON DOLARLARLA YENİ BİR GEZEGEN Mİ ARANMAKTADIR

 

 

Oldum olası merak ettim ve hala ediyorum. Konu ile ilgili tam bilgi sahibi değilim, o nedenle esaslı bir fikrimde yok. Ancak bazı durumlar kafamı meşgul ediyor. Gelişmiş ve nükleer silahlara sahip ülkeler, ürettikleri kitlesel imha silahlarını deneme sırasında, yeryüzünde tahribatının olup olmadığı pek çok kişi tarafından merak edildiğini düşünüyorum, fakat konuyu şimdilik yazımın dışında tutuyorum.

 

Gelelim diğer meraklarıma. Bilindiği veya tahmin edileceği gibi tüm Dünya ülkelerindeki inşaatlar için, yıllar yılı hafriyat kazıları yapılır ve bu durum devam eder gider.  Yanı sıra inşaat malzemesi olarak kullanılan; kum, taş ve kireç ocakları açılır. Gerekli hallerde yenisine başvurulur. Ve bu ocaklarda milyon ton'larla ifade edilen malzeme üretilir ve inşaatlarda tüketilir.

 

O malzemeler inşaat alanlarına götürülerek, orada diğer malzemeler ile (Demir-çimento, tuğla) yine binlerce ton ağırlığındaki bina veya binalardan oluşan siteler kurulur ve ayrıca devasa iş merkezleri yapılır.

 

Her ülke irili ufaklı köprülerin yanı sıra, çok büyük köprüler de kurar. Bunların ayakları kazılır, buralardan çıkan on binlerce M3 hafriyat bir başka yere nakledilir. Ve daha sonra köprü ayaklarına binlerce ton demir, depreme dayanıklı harç konulması ile önemli bir aşamaya geçilir. Köprü ayakları oluşturularak yine binlerce ton ağırlıkla ifade edilebilecek köprü bitirilir ve üzerinden araçlar geçirilir.

 

Ormanlar her yaz mevsimi yanar. Yanan yüz binlerce irili ufaklı ağacın küle dönüşmesi, Gezegenin, yüzyıllardır üzerinde taşıdığı önemli bir kitlenin birden bire yok olması anlamı içerir! Ocaklar açılır, kömür yeryüzüne çıkarılır! Milyarlarca ton kömür elektrik santrallerinde ve diğerlerinde yanarak, küle dönüşür. Buda, bir varlığın ve ağırlığın yok olması demektir! Petrol ve doğal gaz da, içme suyu gibi durmadan tüketilmektedir. Bu iki yakıtın gezegendeki varlığı da,  her gün azalmaktadır!

 

Bu olgu; Gezegenin dengesinin bozulmasına, dönüşünde mevsimlerin aksamasına, yağmur ve kar'ın düzenli yağmasında zaman değişiklikleri yaratmasına neden olmakta mıdır? Merak edilir, yoksa yer çekimi nedeniyle hiçbir şeyin değişmediği veya dikkat çekici bir durumun oluşmadığı mı görülür?

 

Öte taraftan, tüm Dünyada her dakika ortalama(3.5)kg bir bebek, anne ve babasına merhaba demektedir. Ama birlikte ölümlerde gerçekleşmektedir. Ancak doğumlar daha hızlıdır ve daha çoktur. Sonunda bu küçük bebek kıtalara ve ülkelere göre 250-300 kg'a(Obezite) kadar ulaştığı görülür!

 

Yine pek çok ülkede; bölgeye yararının olduğuna inandığım, ancak bir başka açıdan düşünüldüğünde, gezegenin dengesinin bozulmasına neden olup olmayacağı akla gelince; olabilir de, olmayabilir de, gibi düşünülmesine neden olan bir merakın sorusunu oluşturur. Ancak bilimsel yanıt: "Hayır"dır. Genel kabul görerek karşımıza çıkmaktadır. Çünkü: "Yer çekimi nedeniyle bu güne kadar bir sorunun yaşanmadığı, bundan sonrada yaşanmayacağı bilinmektedir!" gerçeği kesindir.

 

Dünya'nın geçirdiği jeolojik son değişimden sonra, beliren yeni kıtalar, denizler, adalar, göller, günümüzdeki son şekli ile mevcudiyetini korumaktadır. Dünya'nın kendi ve Güneş etrafında dönüşü de her zamanki haliyle sürmektedir. Mevsimler itibarı ile kürenin yarısı Yaz'ı yaşarken diğerinin Kış mevsimine girmesi ve bu doğal değişimin düzenli şekilde sürdüğünü göstermekte ise de, ısı ve yağışların rutininde küçük değişiklikler olduğu da ifade edilmektedir!

 

Gezegendeki ısı artışının, doğadaki iklim ve buna bağlı bazı değişiklikler, teknolojinin gelişmesi ve gazlardan kaynaklandığı basından öğrenilmektedir(Ozon tabakasının delinmesi) gibi. Ancak Gezegenin gerek kendi etrafında ve gerekse Güneş etrafında dönerken, hızında ve dengesinde bir sapmanın olup olmadığı gerçekten merak edilmektedir!

 

Şimdi! En önemli olanı ve birinci sıraya oturan merak ettiklerim şunlardır: Bundan sonra, Dünya genelindeki insan ve hayvan varlığının; kaç yılda, hangi rakamlara ulaşacağıdır? Bu da, ciddi olarak merak ettiğim bir konudur. Yazımın başlangıcında basit örnekler vererek, merakımı gidermek ve öğrenmek istediğim sorulardan, diğerleri ise şöyle sıralanabilir:

 

(1)-Dünya'nın taşıdığı ağırlık, yerçekimi nedeniyle bir önem arz etmemektedir! Doğanlar karşısında, ölümlerde gerçekleşmektedir. Bilim, gezegen üzerindeki insan popülas

yonunun hangi rakamlara yaklaşıldığında tüketim tehlikesinin baş göstereceğini, belirleyebilmiş midir? Bu ciddi bir sorundur!

 

(2)- İnsan başta olmak üzere diğer canlıların yaşamsal gereksinimi olan içme suyu, gezegen için tehlike oluşturma ihtimali yüksek görülmektedir. Bu konuda, Dünya ülkeleri çözüm için düşünmeye ve düşüncelerini hayata geçirmeye başlamışlar mıdır?

 

(3)- Daha önceki paragrafta belirtildiği gibi, Dünya; yer çekimi nedeniyle insan ve hayvan varlığını taşıma kapasitesi söz konusu edilmemektedir. Ancak böyle bir kapasite ihtimali fantastik veya gelecek için, düşünülmesi bilime uygun mudur? Örneğin: 250 yıl sonra Dünya nüfusu hangi rakamla ifade edilecektir? Ortaya çıkacak rakamın; beslenme, barınma, sağlık, eğitim, aydınlanma, ulaşım sorunlarına nasıl bir çözüm getirilebilir?

 

(4)-Örneğin: BM, yeryüzündeki insan için kullanılan kaynakların, miktarını ve yeterlilik süresini kaç yıl için belirleyebilmiştir?

 

(5)- Gelecekteki doğal afetler, gezegeni hangi açıdan olumsuz etkileyecektir? Ve ülkeler buna çözüm için şimdiden bir proje üretmeyi düşünmekte midir veya planlamış mıdır ve ülke olarak afetlere hazırlanmakta mıdır?

 

(6)- NASA Dünya'nın bir milyar yıl sonra yok olacağı konusunda bir açıklama yapmıştır. Bu çok uzun bir zaman dilimi gibi görülmektedir. Ancak bu bilgi resmi bir bilgi midir, yoksa asparagas haber midir?

 

(7)- ABD çok uzun yıllardan beri, trilyon dolarlar harcayarak yeni bir gezegen mi aramaktadır? Bu arayış, Dünya gibi yaşanabilir gezegen için midir?    

YAZARIN DİĞER YAZILARI