ZEYTİNLİKLERE NEDEN İNCİR AĞACI DİKİLİR?

 

 

 

              ZEYTİNLİKLERE NEDEN İNCİR AĞACI DİKİLİR?    

                

 

İNCİR… Kutsal bir meyvedir. Ağacın kökleri öyle çok yayılır ve öyle güçlüdür ki, bu nedenle ev’inizin yakınında dikilecek incir ağacı, gelecekte evi yıkması ihtimali oldukça yüksektir. (İncir denildiğinde; anavatanı Doğu Akdeniz ve Güneybatı Asya’dır. Türkiye’den Afganistan’a kadar olan ağaç türü ve bu türün meyvesidir.- Alıntı)

 

1950 çocukluk yıllarımızdı… O yıllarda incir, Muğla ahalisinin ağzında “Yemiş” diye tanımlanırdı, çünkü öyle öğrenilmişti. Biz çocuklar ise yemek dışında yenilen; fındık, fıstık, leblebi incir ve diğerlerine “Kuruyemiş” denildiğini okula gidince öğrendik. O günlerin kuru inciri iri başparmak büyüklüğünde unlu ve çoğunun içi kurtluydu bu nedenle, tercihimizin en alt sıralarında kayıtlıydı. Bugünün kuru incirini, yetmiş yıl önce hayal bile edemezdik. Yazın, yayla irimlerinde kendi kendine yetişen incir ağaçlarının meyvelerinden olgunlaşmaya yüz tutanları gelen geçen koparır, olgunlaşanları ve tepede kalanları ağaca çıkan çocuklar toplardı.

 

O YILLAR ilkokullarda, yerli malı haftası yapılırdı. 1929 yılında yasalaşan yerli malı haftası “Yerli malı yurdun malı, her Türk onu kullanmalı” sloganı ile başlamıştı. Bugün, ilimiz Büyükşehir Belediye Başkanlığı yakınındaki orduevinde, 1953/Aralık ayında yerli malı sergisi açılmış, birçok ürünün yanı sıra, el ayası büyüklüğünde kuru incir de yerini almıştı. Görünce canım çekmişti. İki yıl sonra Ortaklara gidince, gözümde kalan o kuru incirin tazesini ve daha irisini okulda yedim. Uygulama bahçesindeki ağaçlardan koparıp yemesi tabii ki, harikaydı.(Aslında yasaktı…) Mübarek incirin iriliği de, hani öyle böyle değildi, çay tabağı kadar denilse yeriydi. Üstüne üstlük: “Beni yemezsen küserim” der gibiydi.

 

MUĞLA incir yetiştirmedi, belki ilgi duymadı. Oysa Datça’da aileler, içi kavrulmuş bademli kuru incir üretirdi. İlkokul sıralarında iken yemiştim. Babamın Datça’da memur arkadaşı vardı, o incirden yıllarca ikişer kilo gönderdi. İncir gibi önemli bir meyve, Muğla ziraatçısı ile anlaşamadı sanırım. Kendini kabul ettiremedi, ilgisini çekemedi, o güzelim meyve resmi teşvikte görmedi. Çünkü Aydın da yetişen incir niye Muğla’da yetişmiyordu şaşırırdım!

 

İNCİR meyvesinin yanı sıra, incirin sütünü de çok merak ederdim. Bir işe yarar mı, kimyasal yapısında neler vardır, faydalı mı, zararlı mı? Diye düşünürdüm. Öğrendim ki, çok yararlı bir süt! Demek ki, etinden sütünden yararlanılan sadece inek ve diğerleri değilmiş!

 

1950’lerin sonuna doğru kuru incirin yenilebiliri, bazı bakkal ve leblebicide satılır olmuştu. (O yıllarda Muğla’da, çerez satan “Leblebici” diye bilinirken, leblebiye, Denizli/Kale yerel ağzı ile: “Gabı cerez”) denirdi. Genellikle yılbaşında sofraya konulan incir iki üç adet tüketilince doyururdu. 1970 yılında Aydın’dan evlenince, hem taze ve hem de kuru incir evimizden eksik olmadı.

 

ÜÇ BEŞ yıllık evliyken, eşime: “Allahaşkına, Aydın da incir yetişiyor da, Muğla da neden yetişmiyor şaşıyorum.” Deyince, eşim: “Bilgim yok. Ancak İncirliova’daki öğretmen arkadaşlarım yerel ağızda “İğlek” denilen yabani incir meyvelerini, tespih gibi ipe dizip, incir ağacına rastgele atarlarmış. Bu yabani incirlerde bir süre sonra oluşan sinekler uçuşmaya başlayınca tozlaşma yöntemiyle, o nefis incirler olurmuş. Öyle anlatırlardı.” Diye yanıtladı.

 

 ÖZDEN AHMET AKGÜÇ, bilge bir arkadaşımdır. Zeytin ve İncir ile ilgili bir alıntı göndermiş. Altına bir not yazmış: “Eğer köşende yayınlarsan, yararlı olur. Tahmin ediyorum; ilgili Bakanlık, Ziraat odaları, Tarım il müdürlükleri konuyu biliyor. Belki üreticilerle birlikte, pek çok kişi bundan haberdardır. Ama gazetede yayımlanmasının, buna rağmen yararlı olacağını düşünüyorum. Ne dersin?” Diye soruyordu.

 

 ELBETTE değerli arkadaşımın düşüncesine katılıyor, alıntıyı sunuyorum. “…zeytin ağacı ile incir ağacı aynı dönemde meyve verir. Bu dönem zeytin sineğinin üremeye başladığı zamandır. Zeytin sineği, zeytin ağacı ile meyvesine zarar vereceği dönemde, iyice olgunlaşan incir meyveleri bal dökmeye başlar. İncirin balı, zeytin sineğine cazip gelir ve zeytin yerine incir meyvesini tercih eder. Zeytinliklerdeki incir ağaçları tıpkı bir paratoner gibi zeytin sineklerini üzerine çeker. İncir balını yiyen zeytin sinekleri bir süre sonra zehirlenerek ölür. Ege kıyılarında yaşayan Yunanlıların, her zeytinliğe 3-4 incir ağacı dikmesinin nedeni budur! Oysa bizim yeni nesil zeytin üreticilerinin birçoğu bu gerçeği bilmediğinden; zeytinliklerdeki incir ağaçlarını sinek topluyor diye kesmiş ve odun yapmıştır! -Ali Özırmak”

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI