DUYARSIZLIK!

       DUYARSIZLIK!

 

Ülkede duyarsız o kadar insan var ki; başlarına bir şey geldiğinde feveran ediyorlar. Örneğin bu ülkede; askerlere, polislere, gazetecilere ve aydınlara kurulan kumpaslara karşı çıkılmamış(!) “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.” Denilerek kurulan tuzakları araştırmadan, sormadan onaylamışlardır. Ülkeyi idare eden AKP Genel Başkanı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’da (O zaman başbakandı) Kurulan kumpasa, “Ben bu davanın savcısıyım.” Diyerek birçok acının yaşanmasına neden olmuştu. Başımıza FETÖ terör belâsını musallat etmişti. Anam, “Arkadaşını söyle, senin kim olduğunu söyleyeyim.” Derdi. AKP’nin FETÖ ile ortaklık yapması buna en iyi örnektir!  

O zaman bu kumpası kuranları uyarmıştık, uyarılarımıza aldırış etmediler. Bu gün de kumpas kuranları uyarıyoruz. Gerçek adaleti tesis etmediğiniz sürece yarın size de birileri kumpas kurar. Bana ne diyenler ve yetmez ama evetçiler bu konuda daha duyarsızlar. Ülkede bu kadar yolsuzluk, hırsızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik, çalma, çırpma, görevi kötüye kullanma, yasalar ve Anayasa çiğnenirken; duyarsız olan bu insanlar, yârin alın terleri çalınırken, hak hukukları gasp edilirken onları savunacak kimse kalmayacak.

 Alman Papaz Martin Niemöller’in dediği gibi, “Naziler, önce komünistler için geldiler, bir şey demedim; çünkü komünist değildim. Sonra Yahudileri için geldiler; ben yine bir şey demedim çünkü ben Yahudi değildim. Sonra sendikacılar için geldiler ve ben bir şey demedim çünkü sendikacı değildim. Sonra Katolikler için geldiler ben buna da bir şey demedim çünkü Katolik değildim. Ve sonra benim için geldiklerinde ise çevremde benim için bir şeyler diyecek kimse kalmamıştı.”  (Edebi mevzular.blogspot.com.tr.)

Sizinle, sosyal medyadan aldığım bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum:

Bana Ne Demeyin!

Evin minik faresi, duvardaki çatlaktan bakarken çiftçi ve eşinin mutfakta bir paketi açtıklarını gördü. Kendi kendine; “İçinde hangi yiyecek var acaba?” diye düşündü. Bir süre sonra gördüğü paketin içinde bir fare kapanı olduğunu gördüğünde yıkılmıştı. “Evde bir fare kapanı var, evde bir fare kapanı var!” Diyerek telaşla bahçeye fırladı.

Minik fareyi telaş içinde gören tavuk, umursamaz ve bilgiç bir tavırla başını kaldırdı ve gıdaklayarak, “Zavallı farecik… Bu senin sorunun, benim değil. Bana bir zararı olmaz küçücük kapanın.” Dedi.

Tavuktan destek bulamayan farecik, bu sefer telaşla koyunun yanına koştu ve “Evde bir fare kapanı var, Evde bir fare kapanı var!” diye adeta çırpındı. Koyun anlayışla karşıladı ama “Çok üzgünüm fare kardeş, dua etmekten başka yapabileceğim bir şey yok, dualarımda olacağından emin ol.” Dedi.

Minik fare çaresizlik içinde ineğe döndü ve “Evde bir fare kapanı var, evde bir fare kapanı var!” Dedi. İnek, “Bak fare kardeş, senin için üzgünüm ama beni ilgilendirmiyor.” Dedi.

Sonunda farecik başı önde eve döndü. Çiftçinin fare tuzağı ile bir gün tek başına karşılaşmak zorunda olduğunu anladı. O gece evin içinde sanki ölüm sessizliği vardı. Minik farecik aç ve susuzdu. Tam yorgunluktan gözleri kapanacaktı ki; birden bir ses duyuldu. Gecenin sessizliğini bölen gürültü fare kapanından geliyordu.

Çiftçinin karısı ne yakalandığını görmek için yatağından fırladı ve mutfağa koştu. Karanlıkta kapana zehirli bir yılanın kuyruğunun kısıldığını fark etmemişti. Kuyruğu kapana kısılan yılanın canı yanıyordu ve aniden çiftçinin karısının elini ısırdı. Çiftçi, karısını apar topar doktora götürdü. Doktor zehiri temizledi sardı. Çiftçi karısını eve getirip yatırdı. Karısının ateşi yükseldi ve bir türlü düşmüyordu. Kadıncağız acı ve ter içinde kıvranıp duruyordu. Böyle durumlarda taze tavuk suyunun gerekli olduğunu bilir, çiftçi de bıçağını alıp bahçeye koştu. Karısı taze tavuk suyu çorbasını içti, biraz kendine geldi. Karısının başına gelenleri duyan komşuları ziyarete geldiler. Onlara ikram etmek için çiftçi koyunu kesti. Çiftçinin karısı, gittikçe kötüye gidiyordu. Yılan, belli ki çok zehirliydi. Birkaç gün sonra çiftçinin karısı iyileşemedi ve öldü. Cenazesine çok sayıda kişi gelince; hepsine yeterli et sağlamak için çiftçi ineği mezbahaya yolladı. Fare tüm bu olanları büyük üzüntü ile duvardaki delikten izledi.

Birisi, sizi ilgilendirmediğini düşündüğünüz bir tehlike ile karşı karşıya ise tehlike bir gün hepimiz içindir, unutmayınız!  (www.sanal sosyal.com.)

LÂEDRΠ

Saygılarımla.

 

Kemal GÜRBÜZ

Şair-Yazar, Devlet Sanatçısı

12.10.2017

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI